Diyarbakır'da silahlı saldırı sonucu öldürülen Hüda Par üyesi Aytaç Baran'ın kızı Tuba Baran karne gününde böyle konuştu.
Abone olDiyarbakır'da silahlı saldırı sonucu öldürülen Yeni İhya Der Başkanı ve Hüda Par üyesi Aytaç Baran'ın bir ay sonra dünyaya gelmesi beklenen bebeğine erkek olursa Yasin Börü'nün, kız olursa Mısır'da şehit edilen Muhammed Biltaci'nin kızı Esma'nın ismini vermek istediği belirtildi.
Dernek binası yakınlarında 3 gün önce uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden 3 çocuk babası Baran'ın eşi Gülşen Baran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 9 yaşındaki kızı ile 7 ve 4 yaşlarındaki oğullarının ve doğmamış bebeğinin yetim kaldığını söyledi.
Konuşurken duygulanan Baran, 11 yıldır evli oldukları eşinin çok şefkatli ve merhametli biri olduğunu ifade ederek, eşinin çocuklarına da büyük sevgi gösterdiğini belirtti.
"Fakir ve muhtaç ailelere her zaman yardım götürüyordu"
Aytaç Baran'ı "İslam davası için çok hassas biriydi. Tanıdığımdan beri İslam ve Kur'an davası için çalışıyordu. İhya Der'de kalıyor, fakir ve muhtaç ailelere her zaman yardım götürüyordu. Evine yapmadığı şeyleri Müslüman kardeşleri için yapmaya çalışır, onları ön planda tutardı" sözleriyle tarif eden Baran, eşinin çocukları ve gençleri çok sevdiğini, onlara büyük önem verdiğini dile getirdi.
Baran, bugüne kadar eşinin kimseyi incitmediğini belirterek, şunları söyledi:
"Eşim sürekli 'Bana dua et, ben de şehit olayım' derdi. 6-7 Ekim olaylarında Yasin Börü ve arkadaşları şehit olduğu zaman çok üzüldü, onlar için hep ağlıyordu. 'Arkadaşlarım, sevdiklerim gitti, ben burada kaldım' diyordu. Sürekli şehit olmak istediğini anlatıyordu. 'Şehitler asla ölmez. Ben de bu dünyada şehit olduğum zaman arkadaşlarımla diğer dünyada rızıklandırılacağım' diyordu. Birinin fakir olduğunu duyduğunda adresini, ismini alıp ona yardım götürüyordu. Fakirlerin evine yardım götürürken hiçbir ayrım gözetmiyordu."
"Erkek olursa Yasin, kız olursa Esma ismini vermek istiyordu"
Bir ay sonra dünyaya gelecek bebeklerini kucaklarına almaya hazırlanırken bu saldırının gerçekleştiğini dile getiren Baran, "Eşim bir ay sonra dünyaya gelecek bebeğimize erkek olursa öğrencisi Yasin Börü'nün, kız olursa Mısır'da şehit edilen Muhammed Biltaci'nin kızı Esma'nın ismini vermek istiyordu" diye konuştu.
Eşinin, öğrencisi Yasin Börü'ye büyük değer verdiğini aktaran Gülşen Baran, "Telefonuna Yasin'in fotoğrafını kaydetmişti, sürekli ona bakıyordu. 'Yasin benim öğrencimdi, Yasin gitti, ben dünyada kaldım. Ne zaman onun yanına gideceğim?' diyordu" ifadesini kullandı.
Baran, eşinin bebeğinin doğduğunu göremeden yaşamını yitirmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
"Sürekli tehdit edildiğini söylüyordu"
Eşinin "seni burada yaşatmayız" mesajlarıyla sürekli tehdit edildiğini anlatan Baran, şöyle konuştu:
"Bunları yapan da Diyarbakır'daki DBP'liler, Demirtaş'ın yandaşlarıdır, başka da kimse değildir. Eşim, İslami hassasiyetleri bakımından sevilen, ön planda tutulan bir kişiydi. Bu nedenle ona tuzak kurmak istiyorlardı. Onu dernekten eve kadar, evden de derneğe gidene kadar sürekli takip ediyorlardı. Eşimin katillerinin bulunmasını istiyorum. 6-7 Ekim olaylarında Türkiye'yi talan ettiler, Yasin Börü ve arkadaşlarını şehit ettiler. Yasin'in annesi nasıl boynu bükük kaldıysa beni kocasız, çocuklarımı babasız bıraktılar. Ben hepsinden hem bu dünyada hem de ahirette davacıyım."
"Damadım Kur'an dersi veriyordu suçu, kabahati odur"
Aytaç Baran'ın kayınvalidesi Saliha Erdoğan da damadını öz oğlu gibi sevdiğini, bugüne kadar kendisinden hiç incinmediğini söyledi.
Damadının, yardımları fakirlerin ve yetimlerin kapısına kadar götürdüğünü belirten Erdoğan, "Ne hakları vardı onu öldürmeye? Üç çocuğu vardı, üstelik eşi hamileydi" dedi.
"Karnemi kime göstereceğim"
Aytaç Baran'ın 3. sınıf öğrencisi kızı Tuba Baran, ölümünden büyük üzüntü duyduğu babasıyla oyunlar oynadıklarını, gezdiklerini, güzel vakit geçirdiklerini anlattı.
Duygularını dile getirirken gözyaşlarına hakim olamayan Baran, "Babamı çok seviyordum. Şimdi karnemi kime göstereceğim" diye konuştu.