BIST 9.660
DOLAR 34,60
EURO 36,28
ALTIN 2.928,83
HABER /  GÜNCEL

Silvan'da neler yaşandı?

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde bu sabah dükkanlar açılıyor, yollar süpürülüyor. Ama tarihinde yedi kere daha yıkıldığı söylenen ilçenin bu kadar büyük bir olay görmediği anlatılıyor. Hatice Kamer Silvan'a gitti, halkla görüştü.

Abone ol

PKK'nin şehirlerdeki gençlik örgütlenmesi YDG-H ile güvenlik güçleri arasında çatışma yaşanan ve iki gün sokağa çıkma yasağı ilan edilen Silvan'a bugün gittik.

Çatışmalar sırasında güvenlik güçleri tarafından Serhat Binen adlı bir genç vurulmuştu.

Silvan'da Belediye Eş Başkanı Yüksel Bodakçı ve Silvan’da öz yönetim ilan ettiklerini duyuran DBP ilçe eş Başkanı Barış Güleryüz ile birlikte 6 kişinin gözaltına alındığını sabah öğrendik.

Silvan’ın girişinde ise hayat bir ölçüde normale dönmeye başlamıştı.

Bir taraftan esnaf dükkanlarını açarken diğer taraftan belediye işçileri sokaklardaki çöpleri topluyorlardı.

Hükümet Konağı’nın bulunduğu Gazi Caddesi üzerinde hemen hemen bütün dükkanlar açılmış, hayat olağan akışına dönmüştü.

Eski Bitlis Caddesi, Azizioğlu Meydanı ve Tekel caddesinde aynı şeyleri söylemek zor çünkü buralar hala savaş yeri gibi görünüyor.

Çatışmada 11 araç, 20’ye yakın dükkan ve onlarca ev zarar görmüş.

Neler yaşadılar?

Mehmet Sarı Çiçek, bir hafta önce evin etrafında hendekler kazılmaya başlayınca çocuklarını alıp köye gitmiş.

Dönüşte ise, Tekel Caddesi yolu üzerindeki evini harap halde bulmuş.

Aygül Karaöz de dün ve önceki gün evde saatlerce mahsur kaldıklarını, çocuklarının çok korktuğunu anlatıyor.

Çatışma başlayınca hemen yan taraftaki evde, sürekli yatakta bakım isteyen annesini bile almaya gidememiş.

Medeni adındaki mahalle sakini çok kızgın.

“Onca saat kurşunlar, bombalar altında kaldık. Basın, medya bizi görmedi. Kimse halimizi sormadı. Silvan’ın sahibi yok, onu anladık. Seçim döneminde burası direnişin kalesidir diyerek oy isteyenler de gelmedi” diye konuşuyor.

Yanındaki bir başka Silvanlı da “Ne hükümet, ne devlet, hiç kimse gelip halimizi sormadı” diye ekliyor.

Medyaya büyük öfke

Medyaya öfkeli olanların sayısı da çok fazla.

Aralarında biri “Konuşmayın bunlara. Dün asker, polis burada kafamıza kurşunlar, bombalar yağdırırken neredeydiniz?” diyerek yanımızdan uzaklaşıyor.

Silvan’da bu olayların yaşanmasını "Öz Yönetim" ilanına bağlayan bir başka mahalle sakini “Bu kıyameti başımıza kopardılar” diyor.

'Telefonu kırıp atacağım'

Kalabalıktan biri elindeki cep telefonunu gösterip “Bu telefonu kırıp atacağım. Zor günümde sesimi duyurmayan telefona da operatöre de ihtiyacım yok” diyor.

Bizim orada olduğumuz sırada ilçede elektrikler hala kesikti.

Eski Bitlis Caddesi boyunca zarar görmeyen ev ve işyeri yok gibi.

Ama en fazla zarar gören dükkan, yanıp küle dönen bir manifatura dükkanıydı.

Dükkanın sahibi Ersin, 15 yıldır manifaturacılık yaptığını ve dükkanda 500 milyar değerinde kumaş olduğunu söyledi.

“Hepsini borçla almıştım. Sigortam da yok, ne diyebilirim ki, Allah hakkımızı koymasın.”

Ölen gencin vurulduğu yer

Mehmet şerif Çapan adındaki Azizoğlu Caddesi sakini, olayda hayatını kaybeden Serhat Binen adlı gencin kuzeni olduğunu söylüyor.

“Öğrenciydi. Sivildi, o da hendek kazıyan gençlerle birlikteydi" diyor.

Silvan’ın yakın tarihte bu gibi olaylarla yedi defa yıkıldığını bunun sekizinci yıkım olduğunu söylüyor.

Kuzeninin vurulduğu yere gidiyoruz. Manifaturacıya yakın bir evin damında vurulan gencin kanı hala yerde.

Hendekler kazılınca kaçmışlar

Hendekler kazılınca civarda birçok aile kapısını kilitleyip başka mahallelerdeki tanıdıklarına gitmişler.

Sevim Eskici de onlardan biri. Komşusu Zümrete’nin evinde kalıyor.

Sevim’in evi de kullanılmayacak durumda. “Dört çocuğum var ve şu an her biri bir başka evde. Evimde büyük bir zarar var. Ne yapacağımı bilemiyorum” diyor.

Cenaze toprağa verilememiş

Tekel Mahallesi’nde kazılan hendeklerin içine mayın pusulanmış ve o mayınlar dün patlayınca civardaki birçok evde büyük hasar meydana gelmiş.

O patlamayla birlikte civar evlerin birinde 104 yaşındaki yaşlı bir kadının da kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiğini söylüyorlar.

Güvenlik güçleri cenazenin dün defnedilmesine izin vermeyince, hastanenin morguna kaldırılan cenaze bugün toprağa verilebilmiş.

Gelini, iki gün önce bir hasta ziyareti için Diyarbakır’a gittiklerini sokağa çıkma yasağı nedeniyle gelemediklerini söylüyor.

“Kayınvalidem patlama sesiyle ölüyor. Çocuklarım evde yalnız. Hem patlama, hem ölü. Çok korkmuşlardı" diye anlatıyor.

Nasıl yorumluyorlar?

Görüştüğüm birçok kişi, bölgede son zamanlarda tırmanan çatışmaları ve Silvan’da yaşanan olayı, seçimlerde AKP’nin bölgedeki oylarının düşmesine bağlıyor.

Kalabalıktan biri “HDP’nin barajı geçmesinin, cumhurbaşkanının başkanlık projesinin hayata geçmemesinin öfkesiyle, evimizi başımıza yıktılar” diyor.

Bu yorum ilçe halkı arasında çok yaygın.

AKP İlçe Başkanı'nın yorumu

Bu yorumu AKP Silvan İlçe Başkanı Nimet Aksoy’a soruyorum. O da dün olaylar yaşandığında Silvan’daymış.

Hendekler kazılmaya başladığında, kaymakamın diyalog yoluyla sorunu çözmeye çalıştığını söyleyen Aksoy, “Kaymakam Bey eylemcilere yürüyüş mü, gösteri mi yapmak istiyorsunuz diye sordu. Buyrun yapın dedi. Ama silahlı ve asayişi bozacak durumlara izin verilmeyeceğini defalarca izah etti. Devletin mantığına göre yapılan şey yasadışı. Vicdanımız olan biteni kabul etmiyor ama devlet meşruiyetine gölge düşürecek şeylere de izin vermiyor. Ona dur demek bizi de aşar. Ben burada sadece bir ilçe yöneticisiyim”diyor.

Sokaklarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir tepkinin olduğunu söyleyince ilçe başkanı Aksoy “Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Kürtlere değer verdi. Kürtler ona desteklerini göstermeliydiler. AK Parti Kürtler için bir fırsattı. HDP 80 vekil ile meclise girdiğinde Ak parti ile daha uyumlu olabilmeliydi” yorumunu yapıyor.

'Ölümsüz atlatılabilirdi'

Silvan’da uzun yıllardır gazetecilik yapan İhsan Yılmaz şimdiye kadar böyle bir vahim olay görmediğini söylüyor.

“Dokuz saat boyunca güvenlik güçleri müdahale etti. Çatışma yaşandı. Sanki Silvan düşman işgalindeymiş gibi. Oysa diyalog yoluyla bu durum hasarsız, ölümsüz atlatılabilirdi. Bu hassasiyet gösterilmedi” değerlendirmesini yapıyor.

90’larda ilçede işlenen "faili meçhul" cinayetleri ve ardından yaşanan göçleri hatırlatan gazeteci “İnsanlar daha güvenli yerlere gitmek istiyorlar. Kobani’den gelen dört aile vardı. Çatışmalar başlayınca onlar da gitti. İlçede 90’lardaki süreci yeniden mi yaşayacağız kaygısı hakim. Buranın artık yaşanılmaz olduğunu düşünen çok insan var” diyor.