BIST 9.765
DOLAR 35,16
EURO 36,42
ALTIN 2.938,29
HABER /  DÜNYA

Silikon kanser yapıyor mu ?

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, yapılan bütün bilimsel araştırmalarda, meme büyütmede göğüslere takılan silikonları...

Abone ol

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, yapılan bütün bilimsel araştırmalarda, meme büyütmede göğüslere takılan silikonların kanser yapıcı bir etkisi olmadığının görüldüğünü söyledi.
Kadınlarda göğüs gelişiminin yaklaşık olarak 18 yaşında tamamlandığını belirten FBM Tıp Merkezi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, “18 yaşından sonra bir genç kızda eğer göğüs dokusu normalden az, küçük ya da hiç yoksa bu ciddi bir rahatsızlık oluşturur. Bu aynı zamanda bir kadın için ciddi bir psikolojik rahatsızlıktır. Memelerin küçük olması ya da hiç olmaması kadında özgüven duygusunda eksiklik, kadınlık beden imajında zayıflık ve yetersizlik aynı zamanda bunların sosyal hayata olumsuz yansımaları şeklinde kendisini gösterir. Bir kadında eğer meme küçük ise bu kıyafet seçiminden sosyal yaşantısına kadar çok değişik alanlarda kendisini gösterir. Bu hastalık günümüzde çok rahat tedavi edilebilir bir problemdir. Aslında bir genç kızda ya da kadında meme normalden küçük ise bilinmelidir ki bunun tedavisi oldukça basittir. Altın standartlarla son jenerasyon silikon protezlerle göğüsler yeniden oluşturulur. Meme yokluğu ya da çok küçük olan kadınlarda silikon meme protezleriyle meme ameliyatı yapıldığı zaman o kadının beden imajı tamamen normal hale gelir. Artık o kadın veya genç kız özgüven duygusunu tamamen kazanır, psikolojik takıntısından veya komplekslerinden rahatlıkla kurtulur” dedi.

"ESKİ ÖZGÜVENİNİ KAZANIR"
Göğüslerinin küçük olan ve büyütmek isteyen kadınların plastik cerrahlara müracaat etmeleri gerektiğini belirten Akbaş, “Plastik cerrahi uzmanlarının yaklaşık 1 saatlik bir operasyon ile bir kadın tekrar memelerine kavuşabilir. Bir genç kız ergenlik dönemini tamamladıktan sonra göğüs gelişimi yeterli olmaz ve göğüsleri küçük kalırsa ya da bir kadın doğum dönemine kadar gayet normal bir bedene ve göğse sahip olmasına rağmen doğum sonrasında göğüslerinde çok küçülme ortaya çıkarsa, ciddi psikolojik sıkıntıların sebebi olur. Ama tedavi sonrası kadın tekrar eski özgüvenini kazanır. Hatta eski silikon ameliyatları ile elde edilen sonuç bazen normal, onun beklediği veya onun hayat ettiğinden çok daha güzel olur. Çünkü normal büyüklük, normal şekil ve biçim silikon protezlerle o bedene uygun olarak doktor tarafından tamamen dizayn edilir ve hayat ettiğinden de çok daha güzel bir bedene sahip olma şansı vardır” diye konuştu.

"MEMEYE TAKILAN SİLİKONLAR ÖMÜRLÜK"
Memeye takılan silikon protezlerin ömür boyu kalıcı olduğunu ifade eden Akbaş, “Çok nadiren hayatın belli bir aşamasında değiştirilebilir ama normalde ömür boyu kalıcıdır. Meme büyütme ameliyatı yaptıran, silikonla meme operasyonu geçiren kadınlar normal kadınlar gibi rahatlıkla hamile kalabilirler, çocuklarını emzirebilirler ve annelik yaşantılarına devam ederler. Meme operasyonları zor değil. Elde edilen sonuçların memnuniyet oranının çok yüksek olması bizi sevindiriyor. Kadınlarda estetik operasyonları içerisinde memnuniyet oranı en yüksek olan meme büyütme operasyonlarıdır. Yüzde 99’lara varan bir memnuniyet oranı vardır. Meme silikonları bir kadında beden imajının düzeltilmesi, kadınlık beden algısının oturtulmasını verdiği gibi bir kadının psikolojisini ve özgüven duygusunun da arttırılmasında en büyük etkiyi yapar” şeklinde konuştu.
Yapılan bütün bilimsel araştırmalarda meme silikonların kesinlikle kanser yapıcı bir etkisi olmadığının altını çizen Akbaş, şu bilgileri verdi: “Dolayısıyla böyle bir ihtiyaca sahip olan insanların bu operasyonları geçirirken bu konuda hiçbir tereddüt yaşamamaları gerekir. Silikonlar kesinlikle sağlık açısından hiçbir zararı olmayan maddelerdir ve 60 yıldan fazla bir zamandır tüm dünyada güvenli bir şekilde kullanılmaktadır. Dolayısıyla meme büyütme ameliyatlarında kullanılan silikonlar hakkında şüphe uyandırıcı bir düşünce olmaması gerekir. Çünkü bunların dünyada bilimsel ve klinik olarak güvenirliği artık kanıtlanmış, ispatlanmış ve tüm dünyada altın standart olarak kullanılmaktadır.”
(İHA)