BIST 9.777
DOLAR 34,16
EURO 38,17
ALTIN 2.920,22
HABER /  GÜNCEL

Sıkı durun bütçe fazla verebilir

Küresel krize karşı Türkiye hangi tedbirleri aldı? Hükümetin politakaları dalgayı aşabilecek boyutta mı?

Abone ol

Kriz fırsata çevrilebilir. Bu ortak görüş. Ancak hükümetin gerekli tedbirleri almadığı yönündeki görüşe katılmayanlar da var. Zaman yazarı İbrahim Öztürk hükümetin tedbirlerini masaya yatırıyor.

(...)1) Her şeyden önce mali disiplin, "gereğinden fazla" iyi. Yıl sonu bütçe açığı hedefi 18 milyar YTL iken, ilk sekiz ayın sonucu 4,6 milyar YTL fazla var. Sıkı durun, istenirse bütçe fazlası verilebilir. Borç dinamikleri açısından esas belirleyici kriter olan faiz dışı fazla hedefi yılın tamamı için 39 milyar YTL iken, ilk sekiz ayda 40 milyar olmuş bile. Borç dinamiklerinde risk yok.
2) Hazine'nin borç yönetimi harika. Borcun vadesi, kur kompozisyonu, risk dağılımı oldukça başarılı. Büyük borçlanmalar yapıldı, yılın sonuna ise hafifi kaldı. Borçlanma gereği düşük. Ayrıca Hazine'nin Merkez Bankası (MB) nezdinde 15 milyar dolardan fazla "yedek akçesi" var. Özel sektörün yerinde olsam, Hazine'den risk yönetimini, yeni modelin mahiyetini öğrenir, şimdi feryadı basmazdım.

3) Keza, Merkez Bankası'nın 75 milyar dolar civarında bir rezervi var. Bankaların ise bundan çok daha yüksek. Meraksızları için not edeyim, rezervlerin turşusu kurulmaz, lüzumu halinde kullanılır. Ayıp olmaz yani!

4) Türkiye'nin bilinçli politikalarla dış ticarette Avrupa pazarına olan delice bağımlılığı % 70'ler bazından, bugün % 50'nin altına çekildi, bunun yerine komşu ülkeler, Afrika ve hatta Avrasya ikame edildi, pazar çeşitlenmesine gidildi. ABD'nin dış ticaretimizde etkisi olmadığında, bu kanaldan içeriye sıkıntı giremez.

5) Bir yandan dünyadaki durgunluk, öte yandan spekülatörlükten para kazanan küresel eşkıyalar iflas ettiğinden, oynak (hedge) fonların emtia, gıda ve enerjiden çıkması söz konusu olacağından, bunların fiyatları düşecek, Türkiye'nin cari açığı ve enflasyondaki direniş de gevşeyecek.

6) Umarım döviz birazcık artacak ve bu da rekabet gücünü olumlu etkilediği ölçüde içeride üretimi ve ihracatı destekleyecektir.

Peki neden bu yok sayma? Hemen açıklayayım; "güzele güzel demem, güzel benim olmayınca!"