Şike operasyonunda gerçekleşen gözaltı ve tutuklama süreci hukuka uygun yapılmadı!
Abone olİNTERNETHABER (ÖZEL) - Türkiye geçen pazar gününden bu yana takip ettiği "Futbolda Şike Operasyonu" son günlerde ortaya atılan iddialarla hukuk skandalına dönüştü.
Önce operasyonun en önemli ismi Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım kameralar önünde gözaltına alındı, ardından Fenerbahçe'nin çiçeği burnunda transferi Emenike'nin kelepçeli görüntüleri ortaya çıktı.
Kamuoyu bu görüntüleri konuşurken soruşturma dosyasındaki fotoğraflar, ses kayıtları ve ifade tutanakları birbiri ardına medyaya servis edildi. Soruşturmadaki en büyük skandal ise Aziz Yıldırım'ın emniyette çekilen fotoğrafının gazetelerde yayımlanması oldu.
Peki bu yaşananların sonuçları ne olabilir? Bu uygulamalarda asıl sorumluluk kime ait?
Soruşturmanın seyrine ilişkin yaşanan sorunları hukukçu Cesim Parlak'la konuştuk. Parlak'a göre Futbolda şike ve bahis meselelerini, şampiyonluk meselesine indirgemek hatalı olabilir.
İşte bir uzmanın gözünden şike soruşturmasında yapılan hukuk dışı işlemler...
YASA NE ÖNGÖRÜYOR? |
Ceza Muhakemesi Kanunun 157.maddesinde 'SAVUNMA HAKLARININ ZARAR VERMEMEK KOŞULUYLA SORUŞTURMA EVRESİNDEKİ USUL İŞLEMLERİ GİZLİDİR' denilerek soruşturmanın gizli yürütüleceği düzenlenmiştir. Bu gizlilik sanık ve avukatına da uygulanabileceği gibi soruşturma için gerekli görülürse bunlar yönünde de dosya üzerine ek bir gizlilik kalkanı oluşturulabilir. Bu düzenleme yine aynı yasanın 153/2 maddesinde 'MÜDAFİİN DOSYA İNCELEMESİ VEYA BELGELERDEN ÖRNEK ALMASI SORUŞTURMANIN AŞAMASINI TEHLİKEYE DÜŞÜRECEKSE CUMHURİYET SAVCISININ İSTEMİ ÜZERİNE BU İSTEMİ KISITLANABİLİR' maddesinde belirtilmiştir. Soruşturmada mahkemede alınmış gizlilik kararı varsa, soruşturma aşamasındaki tüm işlemlerin, şüpheli avukatları dâhil olmak üzere gizli yürütüleceği, soruşturma dosyasını ancak Cumhuriyet Savcısı ve soruşturma için görevlendirdiği kolluk görevlilerinin inceleyebileceği dosyadan belge ve bilgi alabileceği kabul edilir. |
İNTERNETHABER- "Futbolda Şike Operasyonu"ve sonrasında yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
CESİM PARLAK: Futbolda şike ve bahis meselelerini, şampiyonluk meselesine indirgemek hatalı olabilir. Bu süreçte ortada dolaşan bütün şaibelerin kaynaklarına gitmek, benzer ülkelerde yaşanan benzer sorunlarda meselelerin yargı tarafından nasıl çözüldüğüne bakmak yararlı olabilir. Konunun üstüne giderken, illegalite boyutuna kaymış bu konuyu iyi anlamak için; mutlaka olaya bütüncül olarak bakmak gerekir. "Şike Operasyonu" olarak adlandırılan soruşturmaya bakarken, susurluk, ergenekon, balyoz meselelerinden hareketle bu meseleyi onlarla bağdaştırıp soruşturma sürecinde yapılan hukuksal hataları gözden kaçırmamak gerekir.
YAPILAN EN BÜYÜK HATA
İNTERNETHABER: Başlatılan soruşturmanın yasal dayanağı ne?
CESİM PARLAK: Soruşturmada, Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren, 6222 sayılı Futbolda Şiddeti Önleme Yasasının uygulanmakta, soruşturma sonucunda; şike ve teşvik suçları işleyenlerin alacakları cezalar, futbol takımlarının ligden düşürülmesi, şampiyonluklarının ellerinden alınması günlerdir herkes tarafından konuşulmaktadır. Bu süreçte şüpheliler temel hak ve özgürlüklerinin, kişiye sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarının ihlal edildiği, hiçe sayıldığı alenen suçlu ilan edildikleri bir muameleyle karşılaşmışlardır.
HUKUKSUZLUĞUN ZİRVE NOKTASI
İNTERNETHABER: Bu soruşturmada daha önce hiç görülmeyen bir ilk de yaşandı. Aziz Yıldırım'ın emniyet arşivleri için çekilen bir fotoğrafı medyaya sızdı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
CESİM PARLAK: Bu düzenlemeyle korunan değer, şüphelinin kişilik hakları olup, SUÇU SABİT OLUNCAYA KADAR, HERKES SUÇSUZDUR temel prensibinin korunmasıdır. Bu düzenlemelere rağmen, Pazar gününden beri soruşturmanın her aşaması açık bir şekilde sürdürülmektedir. Şüphelilerin gözaltına alınma, emniyete götürülme anları, doktor kontrolüne götürülme görüntüleri, polisin elindeki şüphelilere ait fiziki ve teknik takiplere ilişkin görüntüler, şüphelilerin telefon konuşmaları basına servis edilmiş ve herkes tarafından pehlivan tefrikası gibi takip edilebilmektedir. Aziz Yıldırım'ın Perşembe günü emniyette polis arşiv kayıtlarına alınmak üzere çekilmiş fotoğraflarının gazete manşetlerine taşınması, soruşturma sürecinde yapılan hukuksuzluğun zirve noktası olmuştur.
TEK SORUMLU CUMHURİYET SAVCISI
İNTERNETHABER: Peki soruşturma sürecinde yapılan hukuk dışı uygulamalarda asli sorumluluk kime ait?
CESİM PARLAK: Adli soruşturma Cumhuriyet Savcısının kontrolünde kolluk tarafından yapılmakta olduğu için, bu sürecin hukuka uygun olarak işlemesini sağlama yükümlülüğü Cumhuriyet Savcısına aittir. Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği, şüphelilerin kişilik haklarının korunmadığı, şüphelilerin suçları sabitmiş gibi topluma teşhir edilmelerinden dolayı; soruşturmayı yürüten Savcı hakkında HSYK'nın işlem yapması ve bu işlemin acele bir şekilde başlatılması gerekir.
YAKALAMA KARARI HUKUK DIŞI
BAŞBAKAN'IN DANIŞMANINDAN TEPKİ |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı İbrahim Kalın, polisin gözaltına alma biçimini sert sözlerle eleştirdi. Kalın, "garabet" olarak nitelendirdiği bu uygulamaya son vermek için Adalet Bakanlığı'nın devreye girdiğini de açıkladı. HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN |
İNTERNETHABER : Aziz Yıldırım'ın gözaltı süresinin dolması ardından çıkarılan yakalama kararı da bir dizi tartışmaya neden oldu. Bu uygulamayı tartışmalı hale getiren ne?
CESİM PARLAK: Ayrıca soruşturmanın gizliliğinin ihlali dışında, Aziz Yıldırım'ın 4 günlük gözaltı süresin dolduktan sonra Savcılık tarafından mahkemeden çıkartılan yakalama kararının uygulanış şeklidir. Bir kişinin gözaltı süresi dolduktan sonra gözaltı kararı kaldırılmış ise hakkındaki yakalama kararı ancak kişinin yakalandığında cumhuriyet savcısına götürülmesi için uygulanabilir. Aziz Yıldırım'ın yakalama kararı ise haksız ve usul yasasına aykırı bir şekilde yeniden kendisinin emniyette gözaltında tutulması şeklinde uygulanmıştır. Gözaltına alma yönetmeliği uyarınca şüphelinin nasıl gözaltına alınacağı emniyete ve adliyeye götürülüp getirilirken nasıl davranılacağı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Kollukça bu yönetmelik hiçe sayılarak şüpheliler başlarından bastırılarak, kollarından tutularak itile kakıla idama götürülür gibi bir basın ordusu önünde teşhir edilerek götürülmüşlerdir. Soruşturmalarda bu uygulama şekli maalesef rutin hal almıştır.
MAHKEME KARARI ŞART
Bu soruşturmada Aziz Yıldırım ve diğer şüphelilere uygulanan hukuka aykırı işlem ve eylemlerin mazur görülecek hiçbir tarafı yoktur. Soruşturma sonucunda Aziz Yıldırım ve diğer şüphelilerin suçu işleyip işlemediği ancak mahkeme kararı ile tespit edilebilecektir. Ülkemizde bu kadar şüphelinin isminin geçtiği büyük soruşturmalarda davaların kesin hükümle sonuçlanmaları ortalama on yıldır.
EMENİKE'NİN DURUMU ÇOK VAHİM
İNTERNETHABER- Aziz Yıldırım'dan sonra soruşturmanın en göze çarpan ismi Emenike de kameralar karşısına kelepçeli çıkarıldı. Bu uygulamanın yasalarda bir dayanağı var mı?
CESİM PARLAK: Şüpheliler adliyeye götürülürken görüntülenen en vahim manzaralardan biri ise tek yabancı uyruklu olan Emenike'nın kelepçeli bir şekilde poz verdirilerek görüntülenmesidir. Savcılık soruşturmasından sonra mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakılan Emenike'nin maruz kaldığı muamelenin keyfi bir uygulama olduğunun ortaya konulması açısından önemlidir.
MEDYANIN ROLÜ
İNTERNETHABER: Soruşturmada medyanın rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
CESİM PARLAK: Bu olayda medya haber yakalama ve birbirini atlatma yarışında Aziz Yıldırım ve diğer şüphelilerin kişilik haklarını hiçe sayarak en zayıf hallerini yansıtan görüntüleri ve mahrem görüşmelerini yayınlayarak haysiyet cellâtlığı yapmaktadır.
Savcıların her suç ihbarının muhakkak üzerine gitmesi, kanun önünde hiç kimse ayrıcalık tanınmadan herkesin hesap vermesi gerekir. Bu temel anlayış hepimizin savunması ve desteklemesi gereken bir durumdur. Burada eleştirdiğimiz bu süreçte insanların linç edilmeleri, usule ilişkin haklarının hiçe sayılması durumudur. Yoksa bu tepki Aziz Yıldırım ve diğer şüphelilerin niçin soruşturulduğuna tepki değildir. Tepkimiz ceza soruşturmasında kişinin hakkını korumak için konulan Ceza Yöntem Yasasına uygun davranılmaması ve kişilerin peşinen suçluymuş gibi teşhir edilmelerine yöneliktir.
Aziz Yıldırım'ın emniyetteki çaresizliğini resmeden fotoğraflarının kartpostal gibi gazetelerde bastırılarak verilmesi soruşturmanın gizliliğinin ihlali olduğu kadar insanı ve ahlaki kurallarında ihlalidir.