Prof. Dr. Başak Kandi, 'Soğuk havalarda sigara içenlerin donma ihtimalleri içmeyenlere göre daha yüksek' dedi
Abone olAbant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Başak Kandi, ''Soğuk havalarda sigara içenlerin donma ihtimalleri içmeyenlere göre daha yüksek'' dedi.
Kandi, yaptığı açıklamada, sıfırın altında 2 dereceden daha düşük sıcaklıklarda insanların donma tehlikesi geçirebileceğini belirterek, donma belirtilerinin 4 aşamada değerlendirildiğini söyledi.
İlk aşamada vücutta kızarıklıklar oluştuğunu dile getiren Kandi, şöyle devam etti:
''Özellikle uç bölgelerde, ellerde, ayaklarda, burun ve kulaklarda kızarılık meydana gelebiliyor. Daha uzun süreli kaldıysa sıvı toplanması oluşuyor. Buna 'bül' diyoruz. Daha da uzun süreli kaldıysa sıvı dolu kabarcıklarda kan olabiliyor. Daha da uzun süreli kaldıysa sadece deri değil, kas dokusu ve kemik de etkileniyor ve kangren benzeri hastalık ortaya çıkıyor.''
Kandi, sigara içenlerle içmeyenlerin soğuktan etkilenme süresinin farklılık gösterdiğine dikkati çekerek, sigara içenlerin daha çabuk etkilendiğini vurguladı.
DAMARLARIN GENEL YAPISI BOZULUYOR
Sigara kullanımıyla damarların genel yapısının bozulduğuna işaret eden Kandi, şöyle konuştu:
''Damarda daralma meydana geliyor. Sigara içen biri ile içmeyen birinin soğuktan etkilenme süresi ve derecesi değişiyor. Sigara içen kişiler özellikle kayak merkezlerinde fark etmeden uzun süreli soğukta korumasız kaldığında daha hızlı kızarıklık ve su dolu kabarcık olayı gerçekleşiyor. Bunlarda seyir daha hızlı gelişiyor.
Sigara içenlerin soğuk havada donma ihtimali içmeyenlere göre daha yüksek.''
DONAN KİŞİ YAVAŞ ISITILMALI
Donan kişilerin yavaş ısıtılması gerektiğini dile getiren Kandi, hızlı ısıtmanın kangrene ve doku kaybına neden olabileceğini bildirdi.
Kandi, donan kişilerin 40-42 derecedeki suyla yarım saat ısıtılmasının yeterli olacağını belirterek, donan organları karla ovalamanın çok yanlış bir uygulama olduğunu anlattı.
İnsanların kış mevsiminde kar yanıklarına dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Kandi, kar yanıklarının güneş yanıkları gibi vücutta iz bırakabileceğini söyledi.
''Yaz mevsiminde nasıl güneşten etkileniyorsak, kışın da kardan etkilenebiliriz'' diyen Kandi, ''Çünkü kardan yansıyan ışık yüzümüzde ya da vücudumuzun açık olan yerlerinde kızarılıktan başlayarak yanma, soyulma ve kabarıkların oluşmasına sebep oluyor. O yüzden karlı havalarda mümkünse mekanik olarak korunmak gerekiyor. Karın yansıyan etkisinden korunmak için kar maskeleri, şapkalar, eldivenler ve mümkünse güneş koruyucu kullanmak gerekiyor'' ifadelerini kullandı.
Kandi, uzun süreli karda kalmak yerine ara sıra dışarı çıkmanın daha iyi olacağını kaydederek, rüzgarın soğuğun cildin üzerindeki etkisini artırdığını bildirdi.
Soğuk havalarda kalın giysilerin tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Kandi, sözlerini şöyle tamamladı:
''İçe mümkünse pamuklu şeyler giymeliyiz. Üzerine yün şeyler giymeliyiz. Karı ve rüzgarı geçirmeyecek şeyler giymeliyiz. Artık günümüzde bunlardan çok var. Rüzgarın geçmesini, karın geçmesini engelleyen bu tip şeylerle korunmalıyız. Eldivenlerimiz ve berelerimiz ıslandığında daha çok yanık oluşacak. Daha çok donuk oluşacak. Bunları değiştirmek çok önemli. Eğer su geçirmeyen eldiven kullanmıyorsak, eldiveni ara ara değiştirmek gerekiyor.
Islak olarak kullandığımızda tam tersi korumak yerine vücudumuza daha çok zarar veriyoruz.''