Ülkemizde sigaraya bağlı hastalıklardan ölen kişi, trafik kazalarında ölenlere oranla 10 kat fazla olması gözönüne alınırsa, tehlikenin boyutu gözler önüne serildi.
Abone olSaatte 200-250 km hızla ve 100 derecenin üzerinde sıcaklıkla dumanı ağız içine çarpan sigara, içerdiği 4000 den fazla zararlı madde ile insan sağlığında ciddi bozulmalara yol açar. Boya sökücü aseton, akü yapımında kullanılan kadmiyum, roket yakıtı metanol, çakmak gazı bütan, temizlik maddesi amonyak, fare zehiri arsenik, öldürücü zehir hidrojen siyanür, naftalin bu 4000 maddeden sadece birkaç tanesidir. Nikotin ise sigarada bulunan bağımlılıktan sorumlu ana maddedir. Genellikle ergenlik çağlarında özenti, gösteriş, taklit, büyüme veya özgürlük ifadesi olarak başlanan sigara, dumanının akciğerlere çekilmeye başlamasıyla bağımlılığa yol açar. Sigaranın zararlarının ortaya çıkarılmasıyla birlikte, gelişmiş ülkelerde kontrol programları ile içim oranları azaltılırken, ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde içim daha yaygın hale gelir. SİGARA VE SAĞLIK Ülkemizde sigaraya bağlı hastalıklardan ölen kişi sayısının, trafik kazalarında ölenlere oranla 10 kat fazla olması gözönüne alınırsa, sigara bağımlılığı ile mücadelenin gerekliliği daha net anlaşılır. Sigara otuza yakın hastalık için ciddi risk faktörüdür. Sigaranın dumanında gaz halinde bulunan CO (karbon monoksit) hücrelerin kandaki oksijeni kullanmasını engelleyerek, tüm organların çalışmasına zarar verir. Sigara dişlerde lekelenmeye, dişlerde daha kolay çürümeye, tad duygusunda bozulmaya yol açar ve diş taşı oluşumunu hızlandırır. Sigara içenlerde ağız içi kanserleri, dişeti kanserleri, dil kanserleri, bademcik kanserleri, sigara içmeyenlere göre 3-33 kat daha fazla görülür. Sigara, solunum yollarını örten hücreleri ve koruyucu siliyer yapıyı bozarak akciğerlerin her türlü zarara açık hale gelmesine yol açar. Kronik akciğer hastalıklarının % 80-90 sorumlusu, sigaradır. Sigara içenlerde kronik bronşit, amfizem gibi hastalıklardan ölüm oranı, sigara içmeyenlere göre 2.5 kat fazladır. Akciğer kanserlerinin % 90’ı sigarayla ilgili olup, sigara içmeyenlere göre riskleri 15-20 kat yüksektir. Sigara içen kişiler, içmeyenlere göre ortalama 8 yıl daha erken ölmektedirler. Sigara damar sertliği gelişmesini olaylaştırır, koroner arter hastalığı gelişiminde ise en önemli risk faktörlerinden biridir. Kalbin oksijen tüketimini arttırır, damarlarda büzülmelere neden olur. Yemek borusu kanserlerinin en önemli risklerinden birisi sigara içimidir. Sigara mide salgısını arttırır, mide ülseri ve mide kanseri gelişmesini ise kolaşlaştırır. İdrar kesesi ve pankreas kanseri sigara içenlerde, içmeyenlere göre 2 kat daha fazla görülür. Böbrek kanserleri ise 5 kat daha fazladır. Sigara erkeklerde ejekülasyon miktarını ve spermlerin hareket yeteneğini azaltır. Cinsiyet hormanlarının da salgılanışını bozarak, cinsel isteğin ve gücün azalmasına yol açar. Sigara içenlerde prostat kanseri de, içmeyenlere göre 2 kat fazla görülür. Sigara kadınlarda ise istenmeyen düşüklere, erken ve düşük kilolu bebek doğumlarına, ölü doğumlara ve erken menapoza yol açar. Ayrıca ses kısıklığına, ses kalınlaşmasına ve cilt damarlarının daralmasına bağlı cilt kurumalarına yol açarak cinsel yaşantıyı olumsuz yönde etkiler. Sigara içen kadınlarda rahim ağzı kanserleri de yaklaşık 20 kat fazla görülür. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda sigara içimi de eklenirse, kalp-damar hastalıkları içmeyenlere göre 2 kat fazla görülür. PASİF SİGARA İÇİCİLİĞİ Kendisi sigara içmediği halde, bulunduğu ortamlarda sigara içilmesine bağlı duman solumak zorunda kalan kişilerin durumuna pasif sigara içiciliği denir. Yanmakta olan bir sigaranın dumanının 2/3’ü asla içen kişinin akciğerine ulaşmamakta, sigara içmeyenlerin de soluduğu havaya karışmaktadır. Ayrıca bu duman, sigarada süzülmeyip direkt havaya karıştığı için içerdiği zehirli maddeler açısından daha zengindir. ABD Çevre Koruma Örgütü havaya karışan sigara dumanını hardal gazı, benzen ve arseniğin de içinde bulunduğu “A Grubu insan kanserojeniği içine almıştır. Pasif sigara içiciliğinde, akciğer kanseri de dahil olmak üzere meme kanseri, rahim ağzı kanseri, kan kanseri gibi sigara içen kişide görülen her türlü kanser çeşidi ve bronşit, amfizem, kalp krizi gibi her türlü hastalık artmış oranda görülmektedir. Emziren bir annenin sigara içmesi durumunda ise, bebekte kusma, dalgınlık, çarpıntı, mide-bağırsak sistemi bozuklukları ve bronşit, pnömoni gibi solunum yolu enfeksiyonları sık olarak görülmektedir. Sigara içenlerin yaşam süreleri içmeyenlere göre belirgin derecede kısalmaktadır. NEDEN SİGARAYI BIRAKMAK? Sigarayı bırakmak, bir insanın sağlığıyla ilgili verdiği en kazançlı kararlardan birisidir. Sigara bırakıldıktan 1yıl sonra koroner kalp hastalığı riski %50 düşer. 15 yıl sonra ise koroner kalp hastalığına bağlı ölüm riski hemen hemen içmeyenlerin seviyesine iner. 10 yıl sonra akciğer kanserinden ölüm riski yarı yarıya düşer. Ayrıca akciğer fonksiyonları hiç sigara içmeyenlerinkine yaklaşır. 20 yıl sonra ise sağlık açısından, hiç sigara içmeyen birisiyle neredeyse aynı duruma gelinir. BIRAKMAK ZOR AMA İMKANSIZ DEĞİL! Sigara bağımlılarının 3/4’ü sigarayı bırakmak istemektedir. 1/3’nün ise en az 3 ciddi bırakma girişimi olmuştur. Sigarayı kendi başına bırakmak oldukça zor olup, bu şekilde bırakabilme oranı % 4 iken, bu oran profesyonel yardım aracılığı ile % 45’lere kadar yükselebilmektedir. Başlaması kolay ama bırakması zor gözüken sigarayla mücadelede çok boyutlu düşünmek zorundayız. Sigarayı bırakmanın kolay olmadığını biliyoruz, ancak sigarasız geçen her gününüzün hem kendinize, hem çevrenize, hem de dünyaya faydalı olduğunu unutmayın. Kaynak: Acıbadem Hastanesi