Şifre Yavuz Erdoğan..
Türkiye'ye dayatma yapmayı ilke edinen Avrupa Parlamentosu' nun gerçek yüzüne karşı Reis-i Cumhur'un duruşunun şifresi..
Avrupa Parlamentosu tarafından hazırlanan son dönemlerin en olumsuz belgelerinden biri olan ‘Türkiye Raporu’ herhangi bir işleme konulmaksızın aynen iade edildi.
Türkiye’nin gezi olaylarından bu yana yayımlanan ve devletimiz açısından ‘kabul edilemez’ unsurlar içeren AP belgelerini geri gönderme politikası izlemeye devam etmiş olması tam bir Milli Devlet duruşu oldu...
Belgelerde Türkiye’ye her türlü dayatma var..
Küstahlık öyle boyutta ki..
Raporda, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları dahi kınanmış, Türkiye tarafından “kırmızı çizgi” olarak kabul edilen “soykırım” atfı da yer almış.
O nedenle eğilip bükülmeden ’Acaba ne derler’ demeden Türkiye artık devlet yönetimi tarafından AB ve AP’sine karşı anladığı dilden cevap veriyor..
Çünkü eski Türkiye yok artık..
Türkiye artık dimdik kendi ayakları üzerinde duruyor..
Türkiye artık IMF belasını üzerinden atarak kimseye el açmıyor..
Türkiye artık mazlumların, kimsesizlerin kimsesi olan bir ülke
Türkiye artık ulaşımından silah sanayine kadar attığı dev adımlarla, dev projelerle dünyanın hayranlıkla seyrettiği yükselen bir değer...
Türkiye artık AB’ sinin, AP’sinin gerçek niyetini bilerek hareket ediyor.
Çünkü artık iyice hadlerini aştıkları görülüyor
Son küstahlıkları terör kriteri çıkarmaları oldu...
Neymiş, “Vizesiz Avrupa” için Terörle Mücadele
Kanunu’nda değişiklik yapıp, terör tanımını değiştirmemiz
gerekiyormuş…
İstedikleri de belli. Eyleme geçmeyen teröriste dokunulmaması.
Onların “terörist” olarak kabul edilmemesi.
Peki biz pusuda bekleyen tuzak kuran hainleri nasıl
engelleyeceğiz, inlerinde bomba üretenleri nasıl bulacağız.
Canlı bombaları nasıl önleyeceğiz? Onlara uyarsak, kendisini
patlatmasını onlarca insanımızın katledilmesini bekleyeceğiz. Sonra
da dağılmış terörist ceset parçalarını toplayıp, onları
tutuklayacağız!
Öyle mi?
Üzerinede teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlıklarının da kaldırılmasına karşı çıkıyorlar..
Yanı başlarına çadır kuran teröristlere izin veren sanki bunlar değil!.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan bu dayatmalar karşısında restini çekiyor..
Çünkü gerçek yüzlerini tarih iyi yazıyor.Türkiye’ye bakışlarında dünden bugüne değişen bir şey olmadığını iyi biliyor.
Kilise tarafından kurgulanmış kafalar aynı kafalar!
Bakın bu yönde önemli bir tarihsel örnek...
***
Ord. Prof. Fritz.Neumark.
Kendisi Alman asıllı.
1933’te Hitler zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınır.
Sonra İstanbul Üniversitesin, Hukuk Fakültelerinde 1933-1952 yılları arasında dersler vermeye başlar.
Artık bizden biri olur. Kendisine ’Hocam Avrupalılar bizi neden sevmez’ diyen öğrencisine verdiği cevap bugünler içinde sözün bittiği yerdir..
Bakın ne der..
'Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır. kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Siz farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındadırlar. Türkler tarihten çıkarılırsa ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa. bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir. En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda at koşturdunuz.
Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordularına mezar ettiler. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bu gün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirebilirdi. Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır.
Batı, her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet’i devam ettirdi. İfade ettiğim sebeplerden kilise size kin kusmaktadır.’
Soralım.Bu sözler geride mi kalmıştır!
Asla..
İşte gerçek bakış ve niyetleri bu sevgili okurlar..
***
Peki kim bu birlik?
Bu Avrupa Birliğinin bu Avrupa Parlamentosu’nun gerçek yüzü nedir? Kendi iç yapısı ne anlatır?
Size bu noktadada son derece önemli bir belge sunmak istiyorum..
Hani bize demokratikleşmenin, özgürlüklerin, şeffaflığın, hukukun, adaletin eşsiz bir anıtı gibi gösterilen Avrupa parlamentosu var ya, ona yakın tarihte bir parlamenteri tarafından sorulan ve Avrupa'da da tartışma yaratan soruları biliyor musunuz?
İngiltere Bağımsızlık Partisi'nden (UKIP) bir dönem Avrupa Parlamentosu'na seçilen Parlamenter Robert Kilroy-Silk'in Avrupa Parlamentosu tarafından cevaplandırılmasını istediği 16 soru çok konuşulmuştu..
Çünkü gerçek yüzlerini ortaya çıkarmıştı..
Kendi endi içerisindeki aymazlıklarıyla ilgili çok şey anlatıyordu o sorular.
İşte bu sorulardan bazıları...
***
Rüşvet ve sahtekârlığa giden paralar: 1990 yılından beri her yıl, Avrupa Komisyonu’ndaki rüşvet ve sahtekârlıklar nedeniyle kaybedilmiş toplam paranın tutarını, Sayıştay denetçilerinin bulgularına dayanarak lütfen açıklayınız!
Rüşvet ve sahtekârlığa karışan resmi görevliler: 1990'dan beri, rüşvet ve sahtekârlıklara adı karışmış kaç Avrupa Komisyonu üyesi bulunduğunu ve bunlardan kaçının işten atıldığını ya da disiplin cezası verildiğini lütfen açıklayınız!
Yasadışı icraat ihbarı yapan görevlilere yapılan işlemler: İngiltere'de, bizim uzun yıllardır uygulamakta olduğumuz bir iş yasası bulunmaktadır. Bu yasaya göre, işverenlerin yasadışı icraatlarını ya da yolsuzluklarını ihbar eden çalışanlar yasalarca korunur.
Bu kişiler ayrıca, İş Mahkemelerinde büyük tazminat davaları açma hakkına sahiptirler. Ancak, öğrendiğime göre Avrupa Birliği bünyesindeki sahtekârlıkları ortaya çıkardıkları için, aşağıda adları yazılı olan görevliler cezalandırılmışlardır:
-Bernard Connolly Paul
-Van Buitenen Marta Andreasen.
Bu kişiler için verilmiş cezaların gerekçesi nedir?
1990'dan beri, Avrupa Komisyonu’nun rüşvet ve yolsuzluklarını su yüzüne çıkarmış olmalarından dolayı kaç kişi işinden atılmış ya da disiplin cezasına çarptırılmıştır?
Avrupa Komisyonu; rüşvet, sahtekarlık ve yolsuzlukları ortaya çıkaracak elemanlarını yasal yönden koruyacak maddeleri iş sözleşmelerine koymakta mıdır?
Avrupa Komisyonu’nun açmış olduğu davalar: Avrupa Komisyonu kaç kez AB üyesi devletleri aleyhine, İngiltere de dahil, Lüksemburg'daki Avrupa Mahkemesi’nde dava açmıştır?
***
İşte yüzyılın en büyük uygarlık ve demokrasi projesi olarak sunulan Avrupa Birliği'nin parlamentosu içerisinde AB'nin kurumlarındaki rüşvet ve sahtekârlıkların , Avrupa Komisyonu'ndaki sahtekâr üyelerin sayısı ve adları, rüşvet ve sahtekârlıkları ortaya çıkarmış AB müfettişlerinin başlarına gelenlerin hesabı soruluyor!
Ama hiç ses çıkmıyor!
Hani Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu demokrasinin, hukukun ve şeffaflığın eşsiz bir anıtıydı?
O nedenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği ve Parlamentosuna karşı ortaya koyduğu tepkinin mesajı net.
Türkiye artık eski Türkiye değil...
Osmanlı’nın en başarılı, en yürekli padişahlarından biri olan Yavuz Sultan Selim’in çok anlamlı bir sözü vardır..
Der ki;
‘Cesaret insanı zafere , kararsızlık tehlikeye , korkaklık ise ölüme götürür.
İşte bugün ’Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın rehberi o büyük hayranı olduğu 3.Köprüye adını verdiği Yavuz’un bu sözünden başka bir şey değil..
Çünkü araştırıldığı zaman dünya görüşleri ve karşılarındaki güçler kim olursa olsun asla geri adım atmadan cesaretli duruşlarındaki benzerlikler Erdoğan'ın Yavuz izleri taşıdığını gösteriyor..
Yani Türkiye'nin 2023 şifresi belli.
Yavuz Erdoğan!..