Şiddetin yeni kurbanı aile!
Biz kendi ülkemizde kadına şiddeti hummalı tartışaduralım, bir orta Avrupa ülkesinde anne/babaya şiddetin artması gündem olabiliyor.
Anne ve babaya şiddet !
Manşetlerle yaşıyoruz hayatı.
Kriz, savaş, cinsellik, cinayet ve şiddetin birçok türü...
Sabahın ilk ışığında telefonumuzun bizi uyandırması için seçtiğimiz melodiden itibaren başlıyor olaylar silsilesi...
Maddiyat ve maneviyatın birbiriyle kıyasıya savaştığı, hayatımız ile ilgili aldığımız kararlarda bu iki manşetin bizleri kıskaca aldığı, bizleri yerden yere vurduğu, icabında toz/duman ettiği, adına yaşam dediğimiz uzun soluklu bir serüven.
Kendi yaşantımızda; bizi yöneten veya bizim yönetmeye çalıştığımız önemli konu başlıkları içinde kaybolurken, bizim dışımızdaki hayata da tepkisiz kalamıyoruz.
İşte alışkın olmadığımız bir şiddet türü...
Anne ve babaya şiddet !
AVRUPA GÜNDEMİ
Biz kendi ülkemizde kadına şiddeti hummalı tartışaduralım, bir orta Avrupa ülkesinde anne/babaya şiddetin artması gündem olabiliyor.
İsviçre'de anne ve babalarına kötü muamele eden, şiddet uygulayan çocukların sayısında ürkütücü bir yükseliş kaydedilmiş.
Anne ve babalarını döven, küfür ve hakaret eden, hatta silahla tehdit eden çocuklar, psikologları ve sosyal bilimcileri endişelendiriyormuş.
Bu durumdan en çok şikayetçi olanlar ise, özellikle çocuğunu
yalnız büyüten anneler...
Zürih'de ''Ebeveyn Acil Yardım Çağrısı''
telefonlarını haftada en az iki kez oğulları ve kızları
tarafından hakarete uğrayan, tehdit edilen ve dövülen anne/babalar
çaldırıyorlar. Anne/babaların bu şikayetleri on yıldan beri çok
yükselme kaydetmiş.
Zürih kanton polisi her yıl en az yirmi olayla uğraştığını belirtmiş. Gelen şikayetlerin çoğu tehdit ve yaralama suçları. Ayrıca anne/babaların ölümle tehdit edildiği de belirtilmiş.Tedbirler alınmış mı ? Alınmış !
Anne ve babasına karşı şiddete başvuran gençleri ailelerinden belirli bir süre için uzaklaştırmak ve bunların üzerinde yararlı kararlar (önlemler) uygulamak mümkün olacak(mış)!
Ne dersiniz, şiddet hayatımızın bir parçası mı ?
Televizyonlar, ana haber bültenleri, internet ortamı derken koca koca manşetlerle gözümüzün içine sokulan şiddet/savaş/tecavüz haberleri, geldiğimiz noktanın suçluları olamaz mı ?