Uzmanlar, sürekli şiddet içeren kültür pompalandığını, kişilerdeki pişmanlık duygusunun kalktığını söylüyor.
Abone olOndokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, ''Son zamanlarda sürekli şiddet içeren kültür pompalanıyor'' dedi.
Ersanlı, AA, kültürün hem yaşamın bir ürünü hem de yaşam biçimi üreten önemli bir kuvvet olduğunu söyledi.
Kültürün davranış biçimlerini etkilediğini ifade eden Ersanlı, ''Son zamanlarda sürekli şiddet içeren kültür pompalanıyor. Popüler kültür öyle bir noktaya taşındı ki... Şiddet içeren kültür, varlığını sürdürdüğü sürece çocuklar ve bu kültür içinde yetişen herkesin sorunlarını şiddetle çözmesi kaçınılmaz bir durum'' diye konuştu.
Televizyonlarda gösterilen ve şiddeti özendirdiği için eleştirilen programlara da değinen Ersanlı, programların yasaklanmasının veya kısıtlanmasının çözüm olmayacağını savundu.
İnsanların tamamen gerçeklerden soyutlanarak yaşamasının mümkün olmadığını ve bazı gerçek olayların da aktarılması gerektiğini belirten Ersanlı, bu tür programların ardından mutlaka bir uzman görüşüne başvurularak, uzman kişinin konular üzerinde özellikle sorunların çözümünde şiddetin uygulanmaması gerektiği konusunda izleyenleri bilinçlendirmesinin gerektiğini söyledi.
PİŞMANLIK DUYGUSU
Toplumda insanı insan yapan hoşgörü, sevgi gibi kavram ve değerlerin içlerinin boşaltıldığını ve söz konusu değerlerin adeta erozyona uğradığını savunan Ersanlı, suç işleyen kişilerdeki pişmanlık duygusunun da son dönemlerde yok olmaya başladığını gözlemlediğini söyledi.
''Suç işleyen kişiye soru yöneltildiğinde yeniden yapacağım diyor, pişman olmadığını belirtiyor. Bu oldukça düşündürücü bir durum'' diyen Ersanlı, Toplumda adaletsizliğin çocukları şiddete yönelttiğini belirtti.
ÇOCUKLARA DEĞER VERMEK
Prof. Dr. Ersanlı, şiddetin kaynağına inilmeden şiddetin ortadan kaldırılamayacağını belirtti. Şiddetin kaynağına inmek için aileye inmek gerektiğini vurgulayan Ersanlı, sorunların çözümünde anne-baba şiddeti kullanıyorsa çocukların da sorun çözerken şiddete yöneleceğini söyledi. Kendisi değer görmeyen anne-babanın çocuklarına da değer vermediklerini ve değerli olduğunu hissetmeyen çocuğun bir şekilde şiddete bulaştığını anlatan Ersanlı, aileleri uyararak çocuklarına değer vermelerini ve onlara değerli olduklarını hissettirmelerini istedi.
Çocukların ruh sağlığı için önce anne-babanın ruh sağlığının iyi olması gerektiğini belirten Ersanlı, ''Anne-babanın ruh sağlığı çok önemli. Bunun için anne babaya hem aile içi ilişkileri konusunda hem de ruh sağlığı konusunda destek verilmesi, eğitim verilmesi şart'' dedi.
HİPERAKTİF ÇOCUKLAR
Prof. Dr. Ersanlı, hiperaktif çocukların diğer çocuklara oranla daha fazla şiddete eğilim gösterdiklerini söyledi. Ersanlı, toplumdaki hiperaktif oranı ile bu çocukların suça karışma oranları karşılaştırıldığında hiperaktif çocukların suça karışma oranlarının daha fazla olduğunun görüldüğünü belirtti.
Hiperaktif çocuklarda saldırganlık eğilimlerin birden öne çıktığını vurgulayan Ersanlı, ''Bu çocuklar çok yönlü muhakeme yapamazlar. Saldırganlık eğilimleri birden öne çıkar. Bu nedenle suç örgütleri bu çocukları kullanırlar' diye konuştu. İnsanın mutlaka deşarj olmaya ihtiyacı olduğunu belirten Ersanlı, sosyal etkinliklerin bireyi sosyal hayata hazırladığı kadar deşarj
ettiğini de söyledi.
Özellikle çocukların enerjilerini boşaltacak alanları onlara sağlamanın gerektiğini kaydeden Ersanlı, bu imkanı bulamayan bazı çocukların şiddeti bir çeşit rahatlama yöntemi olarak kullandıklarını anlattı.