Genelgede mahkumların tahliye olduktan sonra da örgütsel faaliyetlere devam ettiğine dikkat çekildi.
Abone olİçişleri Bakanlığı, ölüm orucuna katılıp sürekli hastalık nedeniyle affedilen terör mahkûmlarının, örgütsel faaliyetlerine devam ettiğine dikkat çekti. Valiliklerden bu kişilerin takibe alınmasını istedi. Cezası ertelenen mahkûmlardan 40’ı ise yurtdışına kaçtı. Cezaevinde başlattıkları ölüm orucu eylemlerinden dolayı Adli Tıp kurumlarınca sürekli hastalık teşhisi konularak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedilen terör mahkumları, İçişleri Bakanlığı tarafından yakın takibe alındı. Bakanlık tarafından valiliklere gönderilen genelgede mahkumların tahliye olduktan sonra da örgütsel faaliyetlere devam ettiğine dikkat çekildi. Valiliklerden, affedilen mahkumların örgütsel faaliyetlerinin asgari seviyeye indirilmesi ve istihbari çalışmalara ağırlık verilerek yakın takibe alınması istendi. F tipi cezaevi modeline geçilmesiyle birlikte başlayan açlık grevleri ve ölüm orucu eylemlerine yaklaşık 2 bin terör örgütü mensubu katılmıştı. Bu mahkumlardan 537’si Adli Tıp kurumlarınca sürekli hastalık olan Wernicke Korsakoff teşhisi konularak cezası 6 ay süre ertelenerek tahliye edildi. Mart 2003 tarihi itibarıyla 86 mahkum da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedilerek cezaevinden çıkarıldı. Emniyet kaynaklarından edinilen bilgilere göre, cezası 6 ay süre ile ertelenip tahliye edilen 537 hükümlüden 55’inin süresi dolduğu halde sadece 4’ü cezaevine teslim oldu. Bunlardan 40’ı yurtdışına kaçtı, 7 mahkum ise yurtdışına kaçarken yakalandı. Cumhurbaşkanlığı’nca affedilen ya da cezası Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (CMUK) 399/2 maddesi gereğince 6 ay süre ile ertelenen mahkumların tahliye edildikten sonra da örgütsel faaliyetlere devam ettiği bilgisi üzerine İçişleri Bakanlığı harekete geçti. İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sebati Buyuran imzası ile 81 valiliğe gönderilen genelgede, tahliye edilen tüm mahkumların takip edilmesi talimatı verildi. Genelgede “F tipi cezaevi modeline geçilmesiyle birlikte başlayan açlık grevleri ve ölüm orucu eylemini devam ettiren 79 tutuklu ve 471 hükümlünün cezaları, Adli Tıp Kurumu ve ilgili sağlık kurulları tarafından düzenlenen raporlarla CMUK 399/2. maddesi gereğince 6 ay süreyle tehir edilmiş durumunda düzelme olmayanlar için yeniden tehir işlemi yapılmış veya yakalama emri çıkarılmıştır.” denildi. Genelgede 86 hükümlünün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedildiği belirtilirken, cezası affedilen mahkumların yakalamalarının yapılmaması, tehir süresi dolanların cezaevlerine geri dönüşlerinin sağlanması, dışarıda bulunanların örgütsel faaliyetlerinin asgari seviyeye indirilmesi, istihbari çalışmalara ağırlık verilerek gelişmelerden bilgi verilmesi istendi. Genelgede 18 Nisan 2001 tarihinden itibaren bugüne kadar Sezer’in affettiği tüm mahkumların adresi, örgütü, cezaevi ve kimlik bilgilerine yer verildi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, göreve geldiği günden bu yana 86 terör mahkumunun yanı sıra toplam 121 mahkumun cezasını affetti. Mart 2000’de göreve başlayan Sezer böylece bir rekora imza atarak kendinden önce 7 yıl görev yapan Süleyman Demirel’i 3 yılda geçti. Eski cumhurbaşkanlarından Kenan Evren 27, Turgut Özal 21 ve Süleyman Demirel ise 100 mahkumun cezaevinden çıkmasını sağlamıştı. Sezer’in af yetkisi Anayasa’nın 104. maddesine dayanıyor. Cumhurbaşkanının yürütme alanına ilişkin görev ve yetkilerinin sıralandığı madde, “... Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak...” hükmünü içeriyor. Mahkumların affedilmelerine ilişkin prosedür Adli Tıp Kurumu’nun raporu ile başlıyor. Adli Tıp bünyesinde görev yapan bilirkişi heyeti, hasta mahkumları kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçiriyor. Bunun ardından hazırlanan rapor Çankaya Köşkü’ne gönderiliyor. Cumhurbaşkanı, önüne gelen dosyayı Adalet Bakanlığı’nın incelemesine sunuyor ve inceleme sonucunda Anayasa’nın 104. maddesinin verdiği yetkiyle mahkumun cezasını kaldırabiliyor. Karar Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra yürürlüğe giriyor. CMUK 399/2’de ise hürriyeti bağlayıcı bir cezanın infazı halinde mahkumun hayatı için kati bir tehlike teşkil etmesi halinde cezasının 6 ay ertelenebileceğini içeriyor.