Hak-Par 1. Olağan Kongresi'nde Kürtçe konuşulması ve devlet protokolüne Kürtçe davetiye gönderilmesi nedeniyle 12 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Abone olAnkara 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davanın bugünkü duruşmasına sanıklar İlhan Güneri, Fehmi Demir ve Reşit Deli ile bazı sanıkların avukatları, sanıkların Kürtçe savunmalarını çeviren Sebahattin Korkmaz katıldılar. Sanık avukatlarından Hasan Dağtekin, SPY'nin ''siyasi partilerin kongrelerinde, açık ve kapalı salon toplantılarında, tüzük ve programlarının yazımında Türkçe'den başka dil kullanılmaması'' hükmünü içeren 81. maddesinin, Anayasa'nın bazı maddelerinde düzenlenen ''demokratik devlet'' ve ''çoğulculuk'' ilkelerine aykırı olduğunu ileri sürdü. Dağtekin, Anayasa'ya aykırılık iddialarının ciddiye alınarak, Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasını talep etti. Cumhuriyet Savcısı Hasan Coşkun Çetinbinici, Anayasa'nın 13. maddesinde devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün ve kamu düzeninin sağlanabilmesi amacıyla temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanabileceğine ilişkin hüküm bulunduğunu söyledi. Anayasa'daki bu düzenlemenin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ters düşmediğini ifade eden Çetinbinici, avukat Dağtekin'in iddiasının ciddi görülmemesini istedi. -''TÜRKÇE, ULUSAL GÜVENLİK YÖNÜNDEN ZORUNLU''- Yargıç Abdulhalik Yıldız, Anayasa'da üniter devlet yapısının tercih edildiğini, bunun herhangi bir uluslararası sözleşmeye aykırı olmadığını kaydetti. Demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları sayılan siyasi partilerin tüm ülke ölçeğinde kurulmasının öngörüldüğüne, ancak yöresel ve etnik gruba dayalı parti kurulmasının yasaklandığına işaret eden Yıldız, tüm Türkiye halkına hitap edecek partilerin genel kurulunda resmi dil olan Türkçe'nin kullanılmasının zorunlu tutulmasının doğal olduğunu belirtti. Yıldız, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde dernek kurma ve ifade özgürlüğünün yer almasının yanında kamu düzeninin ve ulusal güvenliğin sağlanması amacıyla kısıtlama yapılacağının öngörüldüğünü ifade ederek, resmi dil kullanma yönündeki kısıtlamanın da kamu düzeni yönünden zorunlu olduğunu söyledi. Yıldız, ''Ülkemiz, 20 yıldan beri yoğun terör olaylarına maruz kalmıştır ve bu terör olayları tümüyle sona ermemiştir. Terör olayları, büyük ölçüde etnik şovenizmden etkilenmektedir. Toplu olayların izlenebilmesi için parti genel kongrelerinde resmi dil kullanılması, ulusal güvenlik yönünden zorunludur''dedi. Yıldız, bu gerekçelerle SPY'nın söz konusu düzenlemesinin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasının ciddi görülmemesine ve Anayasa Mahkemesi'nde dava açılmasına yer olmadığını karar verdi. Karar, tercüman aracılığıyla sanıklar Fehmi Demir ve Reşit Deli'ye anlatıldı. Sanık İbrahim Güçlü, Kürtçe yazdığı bir dilekçeyi de mahkemeye sundu. Duruşma, dilekçenin tercümesi ve ara kararların değerlendirilmesi için ertelendi. İddianamede, Hak-Par'ın 4 Ocak 2004 tarihindeki 1. Olağan Büyük Kongresi'nde Kürtçe konuşulduğu, Kürtçe mesajlar okunduğu ve aralarında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de bulunduğu devlet protokolüne Kürtçe ve Türkçenin birarada bulunduğu davetiyeler gönderildiği belirtiliyor. Siyasi Partiler Yasası'nın 81. maddesinin (c) fıkrasında, ''siyasi partilerin, tüzük ve programlarının yazımı ve yayımlanmasında, kongrelerinde, açık ya da kapalı salon toplantılarında, mitinglerinde, propagandalarında Türkçe dışında dil kullanamayacaklarının'' hüküm altına alındığı anlatılan iddianamede, Hak-Par Genel Başkanı Abdülmelik Fırat ve kongre tarihinde parti yöneticisi olan 12 kişinin, SPY'nin 81/c maddesi yollamasıyla 117. maddesi uyarınca 6'şar aydan az olmamak üzere hapisleri isteniyor.