BIST 10.025
DOLAR 35,21
EURO 36,73
ALTIN 2.961,61
HABER /  GÜNCEL

Sezer'den 'Yozlaşıyoruz' uyarısı

Türkçe'de yaşanan yozlaşma, devletin tepesini rahatsız etti. Cumhurbaşkanı Sezer bugün bu rahatsızlığını, "Dilimiz yozlaşıyor" sözleriyle dile getirdi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Sezer, bugün, Türk dilinde yozlaşma yaşandığının herkes tarafından bilindiğini belirterek, ''Bir yandan toplumumuzda Türkçe'nin doğru ve etkin kullanılmasına özen gösterilmezken, diğer yandan dilimizdeki yabancı sözcüklerin sayısı hızla artmakta, dilin yanlış kullanımını özendirir nitelikteki yayınların izlenme oranları bizleri kaygılandırmaktadır'' dedi. Sezer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen 5. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nın açılış toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ün öncülüğünde başlatılan Türk Dili Kurultaylarının, Türkçe'nin özleştirilmesi, tarihsel kaynaklarının araştırılması ve incelenmesi, dildeki bozulmanın nedenlerinin ortaya konulması yönünden geçmişten günümüze önemli bir işlevi yerine getirdiğini ifade etti. Bilimsel nitelikli, geniş katılımlı uluslararası bir etkinlik olan Türk Dili Kurultayı'nın, dile sahip çıkılması ve dilin gelişmesi amacıyla gerçekleştirildiğini belirten Sezer, toplantıya çok sayıda yerli ve yabancı bilim insanının katılmasının, Türkçe'nin dünya dilleri arasındaki önemini ve kurultayın bilim dünyasındaki saygınlığını gösterdiğini söyledi. Kurultayda tartışılacak olan, Türk dili üzerine konunun uzmanlarınca yapılan araştırmaların sonuçlarını yansıtan bildirilerin, dilin gelişmesine ve kimi sorunların giderilmesine katkıda bulunacağına inandığını belirten Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir iletişim aracı olarak dil, insanlar arasında duygu, düşünce ve inanç birliği oluşturan ve toplumsal yapıyı güçlendiren ortak bağdır. Birarada yaşayan insanların birbirlerini anlamalarına, tanımalarına, düşüncelerini anlatabilmelerine ve doğru iletişim kurmalarına olanak veren dil, aynı zamanda kitleleri yakınlaştırma ve kaynaştırma öğesidir. Ulusal kültürün ve kimliğin ayrılmaz parçası olan dil, toplumları ulus yapan temel öğelerdendir. Ulusların tarih içinde oluşturdukları kültürel mirasları, dil aracılığıyla biçimlenir, anlam kazanır ve geleceğe taşınır. Türkçe, dünyada konuşulan en eski ve köklü diller arasında yer almakta, geniş bir coğrafyada yaygın biçimde kullanılmakta; ortak geçmişi paylaşan kardeş ülke ve topluluklar arasında koparılmayacak güçlü bir bağ oluşturmaktadır. Diline önem vermeyen toplumların, başka kültürlerin etkisine girmeleri ve kültür yozlaşması yaşamaları kaçınılmazdır. Ulusal kültürümüzün yitirilen değerlerinin canlandırılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması için kapsamlı dönüşümler gerçekleştiren yüce Atatürk, Türk devriminin başarıya ulaşması sürecinde dil konusuna özel önem vermiştir. (Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir) sözü, Yüce Önder'in dilimize verdiği önemi çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır.'' DİL DEVRİMİ Atatürk'ün, dil bağımsızlığını, siyasal bağımsızlığın temel koşullarından biri olarak değerlendirdiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını sürdürebilmesi ve sağlam temeller üzerinde yükselebilmesini dil devriminin başarılmasında gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Sezer, ''Ulusallaşma sürecinin çok önemli yapı taşlarından olan dil devrimi, Atatürk'ün ileri görüşlülüğünü ortaya koyan büyük bir devrimdir'' dedi. Atatürk'ün ''Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür'' sözlerini anımsatan Cumhurbaşkanı Sezer, Atatürk'ün, dil devrimiyle Türkçeyi kendi öz değerlerine dayanan, evrensel kavram, sözcük ve terimleri karşılayan bir eğitim, bilim, kültür ve sanat dili durumuna getirmeyi hedeflediğini söyledi. 1928 yılında gerçekleştirilen harf devriminin, dil devriminin en önemli aşamalarından birini oluşturduğunu kaydeden Sezer, ''Türkçe'nin ses yapısına uygunluğu ve kolay öğrenilebileceği düşüncesiyle Latin harfleri kabul edilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Yeni harflerin kullanılmaya başlanmasıyla, dildeki değişim ve özleştirme çabaları yaygınlaşmış, toplumun eğitim düzeyini yükseltmeye yönelik girişimlerin önü açılmıştır. Böylece, savaş alanında kazanılan büyük zaferin ardından eğitim alanında da zafere ulaşılmıştır'' diye konuştu. DİL KURULTAYLARININ ÖNEMİ Dili, ulusal kültürün anlatım aracı, ulusal birliğin en sağlam dayanağı olarak gören Atatürk'ün, Türk diline öz benliğinin kazandırılması, yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması, Türk dilinin ve kültürünün bilimsel yöntemlerle araştırılması amacıyla Türk Dil Kurumu ile adını kendisinin koyduğu Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi'ni kurdurduğunu anımsatan Sezer, şunları söyledi: ''Türk Dil Kurumu'nun kurulmasından kısa süre sonra toplanan ve daha sonraki yıllarda da sürdürülen Türk Dili Kurultayları, dil devriminin başarıya ulaşmasında kuşkusuz önemli rol üstlenmiştir. 26 Eylül 1932 gününde gerçekleştirilen 1. Türk Dili Kurultayı ile birlikte dil devrimi kapsamında yürütülen çalışmalar bir seferberliğe dönüştürülmüştür. Dil devrimi, ulusal kültürün gelişmesi için, ulusal dilin yeniden canlandırılması ilkesine dayandırılmış, Türkçe'nin devletimizin resmi dili olduğu, Anayasa'nın değiştirilemeyecek kuralları arasında yerini almıştır. Yüce Atatürk, Türk dilinin gelişmesi ve zenginleşmesi yönünde planlı, akılcı ve engin bilgiye dayalı çalışmalarıyla topluma örnek olmuştur. Bugün matematikte kullanılan birçok terim, Atatürk'ün karşılıklarını bulduğu ve yaşamımıza kazandırdığı Türkçe sözcüklerden oluşmaktadır. Atatürk'ün, Türk dilini ulusal kültürümüzün eksiksiz bir anlatıcısı durumuna getirmek ve dilimizi çağdaş uygarlığın kavram ve değerlerini karşılayacak yetkinliğe eriştirmek amacıyla başlattığı öngörülü girişimlerini, bugün de hayranlıkla anmakta, bundan sonra bu yönde sürdürülecek çalışmalara gönülden destek vermekteyiz.'' DİLDEKİ YABANCILAŞMA ''Bugün, dilimizde yozlaşma yaşandığı hepimizce bilinmektedir'' diyen Sezer, ''Bir yandan toplumumuzda, Türkçe'nin doğru ve etkin kullanılmasına özen gösterilmezken, diğer yandan dilimizdeki yabancı sözcüklerin sayısı hızla artmakta, dilin yanlış kullanımını özendirir nitelikteki yayınların izlenme oranları bizleri kaygılandırmaktadır'' dedi. Dildeki yabancılaşma modasında, görsel ve işitsel basın-yayın organlarında yapılan kimi yanlışların etkisinin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Sezer, ''Yurttaşların doğru ve etkili Türkçe kullanmaları, kimi sözcüklerin okunması ve yazılmasındaki yanlışlıkların ortadan kalkması konusunda eğitim kurumlarının üstleneceği rolün önemi yadsınamaz'' dedi. Sezer, şunları kaydetti: ''Türkçe'nin zengin sözcük yapısına karşın, yurttaşlarımızın ve özellikle öğrencilerimizin çok az sayıda sözcük kullanmaları, bilgi ve sözcük dağarcığını geliştiren en önemli etkinliklerden olan okuma alışkanlığı kazanmaya özendirilmemelerini üzüntüyle izliyoruz. İlköğretimden yükseköğretime eğitimin tüm kademelerinde dil konusuna özen gösterilmeli, eğitimcilerimiz bireylere küçük yaşlardan başlayarak, dil bilinci kazandırmalı, Türkçe'nin anlatım gücünü, zengin sözcük dağarcığı ile birlikte öğretmelidir. Buluşlarıyla kendine dünyada yer edinmeye çalışan bilim insanı, yabancı diller kadar kendi dil yapısını ve sözcük türetme kurallarını iyi bilmeli, sözcük dağarcığını olabildiğince genişletmelidir. Bilimin ve tekniğin artan gereksinimlerini karşılamak için yeni terim ve sözcükler türetilmesi, dilleri geliştirdiği gibi, bilim insanının düşüncelerinin kapsamını da genişletmekte, yaratıcılığını olumlu yönde etkilemektedir. Türk dilinin zenginleştirilerek geleceğe taşınmasında, yazarlarımızdan bilim adamlarımıza, eğitim kurumlarından basın-yayın organlarına ve yurttaşlarımıza kadar herkese görev düşmektedir. Kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirirken, geniş kitlelere seslenerek, dilin kullanımını ve gelişimini doğrudan etkileyen yazılı, işitsel ve görsel basınımız da sorumlu bir yaklaşımla, Türkçe'nin doğru kullanımında yönlendirici bir rol üstlenmelidir. Dilimizin doğru kullanılması ve Türkçe kullanımının özendirilmesi konusunda Türk Dil Kurumu'nun öncülüğünde, basınımızın da desteğiyle bir seferberlik başlatılmasının yararlı ve etkili olacağını düşünüyoruz. 5. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nın Dil Bayramı kutlamalarını da kapsayacak biçimde düzenlenmesinin yerinde bir girişim olduğunu düşünüyor, toplumun dil konusundaki duyarlılığının artırılmasına, konunun bir bilinç durumuna getirilmesine hizmet edeceğine inanıyoruz.'' Türk Dil Kurumu'nun dilin yücelmesi yönündeki çalışmalarını takdirle karşıladıklarını belirten Sezer, Türk Dil Kurumu'nun görevlerini, kuruluş ilke ve amaçları doğrultusunda, önümüzdeki dönemde de başarıyla yerine getireceğinden kuşku duymadığını kaydetti. Sezer, Türk dilinin, gelişimi yönündeki çabaların tüm yurttaşlar tarafından ortak bilinç ve sorumlulukla sürdürülmesi umuduyla, Dil Bayramı'nı kutladığını söyledi.