Sezer, AB ile üyelik görüşmelerinin başlatılmasına yönelik kararın için en geç 2004'te alınmasını istedi.
Abone olSezer, Portekiz Cumhurbaşkanı Jorge Sempaio onuruna Çankaya Köşkü'nde verdiği akşam yemeğinde yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Portekiz ile NATO ittifakı içinde yıllarca verimli ve onurlu bir işbirliği içinde bulunduğunu hatırlatarak, "Bu yararlı işbirliğimize yakında bir de AB boyutu katmanın hazırlığı içindeyiz" diye konuştu. Türk dış politikasının temel yönelimleri arasında yer alan AB üyeliğine Portekiz hükümetinin destek vermesinden dolayı büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Sezer, şunları söyledi: "AB'nin genişlemesinin, Avrupa dinamiklerinin yeniden canlandırılması bakımından tarihin en büyük fırsatını oluşturacağını, bu şekilde Avrupa'da bir barış ve istikrar alanı yaratılarak, çoğulcu, demokratik, açık ve dayanışma içinde bir toplum modeli geliştirilebilmesinin olanaklı duruma geleceğini çeşitli konuşmalarınızda vurguladığınızı görmekteyiz. Türkiye'nin görüş ve yaklaşımlarını da yansıtan bu önemli değerlendirmelerinizin geleceğin Avrupa'sının da felsefi temelini oluşturduğunu düşünüyorum." Sezer, şöyle devam etti: "Türk ulusu, AB ile üyelik görüşmelerinin başlatılmasına yönelik kararın en geç 2004 yılı sonunda alınmasını beklemektedir. Helsinki Doruğu'ndan bu yana ülkemizde önemli adımlar atılmıştır. Bu kararlılığımızı yapılan reformların uygulanması yönünde önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. AB'nin temellerini atan ileri görüşlü devlet adamlarının düşledikleri, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin egemen olduğu, barış, gönenç ve güvenlik içinde yasayan bir Avrupa'nın, Türkiye'nin de AB'ye katılımıyla daha da güçleneceğine inanıyorum. Bu süreçte, Portekiz gibi ülkelerin ön yargısız, ileriyi gören yaklaşımlarına ve desteğine değer veriyoruz. Avrupalı liderlerin ülkemizi kucaklayan bir AB anlayışını sergileyen mesajlar vermelerinin, Avrupa ve Türkiye açısından bu tarihi dönemeçte büyük önem taşıdığı kuşkusuzdur." Sezer, Avrupa tarihinde önemli rol oynayan iki ülkenin, günümüzde çoğu zaman eksikliği hissedilen çeşitli etnik ve dini kimliklerdeki ulusların barış ve hoşgörü içinde yaşayabilecekleri olgusunu yüzyıllar öncesinde kanıtlayarak, Avrupa'da ortak değerlerin gelişmesine katkı sağladığını belirtti. Sezer, bu ziyaretin iki ülkenin birbirine daha da yakınlaşması için iyi bir fırsat olduğunu belirterek, kusursuz seyreden ikili ilişkilerin, bu ziyaretle dinamik kazanarak daha ileriye gideceğine olan inancını ifade etti. Konuk Cumhurbaşkanı Sampaio da konuşmasına, "Büyük ülke, müttefikimiz, bulunduğu bölgede çok önemli rol oynayan, AB ile, bugün tamamen kabul edilmiş, bütünleşmek azmi olan Türkiye'yi ziyaret etmekten mutluluk duyuyorum" sözleriyle başladı. Türkiye'nin AB adaylığının kabulünün, Portekiz'in mütevazı desteğinin iki ülkenin de yararına olacak, karşılıklı ilişkileri kuvvetlendirmek açısından önemli bir karar olduğunu söyleyen Sempaio, "Türkiye'nin AB adaylığına kabulü için 1987'de yapılan başvuru, gönüllü verilmiş bir karardır. Takip eden Türk hükümetleri tarafından, bazı çevrelerce ileri sürülen şartlar ve çıkarılan zorluklara rağmen cesaretini kaybetmeden defalarca yinelenmiştir" diye konuştu. Sampaio, Türkiye'nin konumunun güçlüğü göz önüne alındığında, Helsinki'deki adaylık kabulünün, Türkiye'nin Avrupai karakterinin tanınması olduğunu ifade ederken, bu kararın Türkiye kadar AB için de büyük anlam taşıdığını vurguladı. Sampaio, " Türkiye'nin adaylığa kabulü, AB'nin, belli coğrafi sınırları olan, geleneksel kültür ve dine dayalı tarihi bir oluşum değil, politik ve açık yargılama yapısı olan nazari değerlerle idare edilen bir oluşum olduğunun bir göstergesidir. Aynı zamanda, Avrupa ülkelerinin ve birliğin yönetildiği, temel dokusu laik olan politik sistemlerin, evrensel karakterdeki değerlere, insan haklarına, hukuk devletine ve demokrasiye saygıya dayandığının teyididir" dedi. Türkiye'nin başvurusunun tanınmasını gerektiren prensiplerin kültürel ya da dini nedenlerle bir ayrımcılığa tabi olmaması gerektiğini söyleyen Sampaio, bu prensiplerin diğer aday üyelerin adaylıklarında geçerli olan kriterler olduğuna işaret etti. Sampaio bu çerçevede "AB'nin Türkiye'den beklentisi, tam üyelik pazarlıklarının başlayacağı tarihin verilmesinden önce, üyelik için gerekli olan tüm politik kriterleri hukuken yerine getirilmesidir. Portekiz olarak Türk yetkililerin milli hukuk düzenini birlik hukukuna uyumu için gösterdikleri çalışmaları takdir ediyoruz. Aynı çabanın yapılan hukuksal uyum çalışmalarının uygulama alanında da yürürlüğe girmesi için gösterileceğine inanıyoruz" diye konuştu. AB'nin Avrupa halkına hizmet için var olduğunu, AB'ye üye olmanın politik ve ekonomik alanlarda önemli getirileri olduğunu hatırlatan konuk Cumhurbaşkanı, ancak AB'nin sadece kendisini oluşturan her üyenin çıkarlarının toplamı olarak görülmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın kolay olmadığını da söyleyen Sampaio, bu çerçevede Irak konusunun önemli ve hassas bir konu olduğunu, Türkiye'yi doğrudan etkilediğini belirterek, "Türk yetkililerin aldığı karar tüm dünyanın saygısını kazanmıştır" dedi. Yemeğe Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da katıldı.