BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,81
ALTIN 2.967,70
HABER /  GÜNCEL

!Sezer YÖK Yasası'nı iade etti

Özellikle YÖK üyelerinin beklentileri doğrultusunda gerçekleşen olaydan sonra, gözler hükümete çevrildi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Sezer 18 sayfalık gerekçe metninde, yasanın görüşmeleri sırasında sert bir basın açıklaması yayımlayan Genelkurmay Başkanlığı gibi “Tevhid-i Tedrisat Yasası’na” atıfta bulundu. Katsayı eşitliği yaratmakla, gençlerin imam hatip liseleri’ne yönlenmelerinin özendirildiğini belirten Sezer, bu okullarda bugün bile gereğinden çok öğrenci bulunduğunu ifade etti. İmam hatiplerin amacından saptırıldığını belirten Sezer, bu haliyle yasanın, Atatürk ilke ve devrimlerinin temel ruhuyla bağdaşmadığını açıkladı. YÖK’ÜN 5 ÜYESİ Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, gerekçesinde, YÖK’ün 5 üyesinin Bakanlar Kurulu’nca hangi niteliklere göre seçileceğine yer verilmediğini bildirdi. Sezer böylece, Bakanlar Kurulu, Yükseköğretim Kurulu’na üye seçme konusunda mutlak bir takdir yetkisiyle donatıldığını bildirdi. GENEL LİSELERE HAKSIZLIK Cumhurbaşkanı gerekçesinde, katsayının eşitlenmesi ile hiçbir mesleki öğrenimi bulunmayan ve tek çıkış yolu yükseköğretim görmek olan genel ortaöğretim kurumunu bitiren gençler yönünden de haksızlık yaratıldığını bildirdi. Sezer’in gerekçeleri Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gerekçesinde ayrıca imam hatip liselerinde gereksinimden fazla öğrenci bulunduğunu belirterek, “İncelenen Yasa’nın gerçek amacı da, imam-hatip lisesini bitirenlerin alanları dışındaki yükseköğretim programlarına girişlerini kolaylaştırmak ve imam-hatip liselerini yeniden çekici duruma getirerek bu okulların öğrenci sayısını daha da artırmaktır” dedi. LAİKLİĞE VURGU Sezer gerekçesinde imam hatip liselerinin din adamı gereksinimini karşılamak amacıyla kurulduklarını hatırlatarak, bu liselerin hem okul hem öğrenci sayısı olarak ülke gereksiniminin gerektirdiği düzeyde tutulmasının öğretim birliği ve laiklik ilkelerine uygun düşeceğini vurguladı. Sezer veto gerekçelerini içeren metnin sonunda, “Hukukun temel niteliklerine dayanmayan, devletin amacı ve varlık nedenleriyle bağdaşmayan ve yalnızca parlamentodaki çoğunluğun sağladığı oy gücüyle çıkartılan yasalar, toplum vicdanında olumsuz etkiler yaratmaktadır” ifadesini kullandı. HÜKÜMET’İN TAVRI Vetonun ardından Hükümet içinde atılacak adımlar konusunda farklı görüşler var. Hükümet’in atacağı adımlar, Sezer’in veto gerekçesine göre de şekillenecek. Hükümet’in vetonun ardından YÖK yasasını yeniden Köşk’e gönderme seçeneğine sıcak bakmadığı belirtiliyor. Bu noktada kabine içinde, “Acele etmeyelim” görüşünü dillendiren bakanların sayısının fazla olduğu ifade ediliyor. Bu isimler arasında iki başbakan yardımcısı Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener ile Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu’nun bulunduğu belirtiliyor. Bu bakanların AB ile tam üyelik müzakereleri için tarih alınmasının beklenmesini istedikleri ifade ediliyor. ÇELİK ZOR DURUMDA KALIR Bu görüş, baştan beri “Yasayı bu yılki üniversite sınavına yetiştirmemiz lazım” görüşünü savunan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i zor durumda bırakıyor. SON KARAR ERDOĞAN’IN Başbakan Erdoğan’ın ise yakın çevresinden gelen “Veto sonrası ne yapacağız?” sorularına “Acele etmeyin. Önce bir veto gerekçesini görelim ona göre tavır alırız” cevabı verdiği belirtiliyor. Parti kulislerinde veto gerekçeleri tartışıldıktan sonra son kararı Başbakan Erdoğan’ın vereceği dile getiriliyor. İKİ FORMÜL Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ise iki formül üzerinde duruyorlar. İlk olasılık mevcut sisteme ilişkin köklü değişiklikleri içeriyor. Genel hüküm ve ilkeler bir çerçeve yasa ile belirlenecek, ayrıntılar üniversitelerin yayımlayacağı yönetmeliklerle düzenlenecek. İkinci formül ise Köşk’te bekleyen tasarıda yer alan düzenlemelerin, daha sonra gündeme getirilmesi kararlaştırılan geniş kapsamlı YÖK yasasına eklenmesi. Böyle bir karara varılması durumunda Hükümet bu sefer acele etmeyecek. ÜÇÜNCÜ SEÇENEK Bu arada Hükümet’te yasa için acele edilmemesini isteyen bakanların üçüncü bir yol önererek,”Velinin rızasıyla seçmeli din dersi konulması” fikrine sıcak baktıkları belirtiliyor.