BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Sezer: Felsefe yeni kapılar açar

Sezer, felsefenin bireyin ve toplumun karşı karşıya bulunduğu sorunları anlayabilmesinde yeni kapılar açtığını söyledi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "felsefenin; özgürlükler, demokrasi, insan hakları gibi değerlerin yerleşmesinde yaşamsal rol oynadığını" belirterek, "Felsefe, bireyin ve toplumun karşı karşıya bulunduğu sorunları anlayabilmek için yeni kapılar açar" dedi. "21. Dünya Felsefe Kongresi"nin açılışında konuşan Sezer, felsefenin, insanın yaşamını, değerlerini, amaçlarını sorguladığını dile getirerek, "Varlığı bütün olarak ele almakta, temelde insanın sorgulayabilme yeteneğine dayanmaktadır. İnsanın kendini ve evreni tanıma, yaşamın anlamını ve varlık nedenini sorgulama ve benliğine ulaşma isteğini, ancak felsefe karşılayabilir" diye konuştu. Bu yönüyle felsefenin, insanın mutluluğu için bir araç olabileceğini de vurgulayan Sezer, şöyle devam etti: "Eflatun'un erdem ve mutluluğun felsefi bilgiyle gerçekleşeceğine işaret ettiğini anımsatmak isterim. Bildiğiniz gibi, ünlü filozof Sokrates da incelenmemiş, sorguya çekilmemiş bir yaşamın yaşanmaya değer olmadığını söylemiştir. Felsefe, varoluşumuzun anlamıyla ilgili temel soruları ele alır. Felsefi düşüncenin yöntemleri, insana her konuda aklı yürütebilmesi için gerekli temelleri sağlar. Felsefe, bireyin kendi hakkında düşünmesine de olanak sağlar. Bireyin, günlük yaşamın üzerine çıkarak kendisi, yaşadığı çevre, toplum, geçmiş ve gelecek üzerine anlamlı sorular sorması ve bu sorulara yanıtlar araması, toplumsal yaşamı zenginleştirerek siyaset alanına da derinlik kazandırmaktadır. Bu yönüyle, felsefenin siyasetle de ilişkisi bulunmaktadır." Eleştirel, sorgulayıcı ve çözümlemeci düşüncenin önem kazandığı dönemlerin, bilimsel üretim ve aydınlanmacı gelişmelerin önünü açtığını vurgulayan Sezer, dünyanın, ortaçağın karanlığından, skolastik düşüncenin dar ve tutucu kalıplarından felsefi düşüncenin sorgulayıcı ve eleştirel yaklaşımıyla çıktığını ifade etti. Türkiye'de felsefenin kurumsallaşmasının Cumhuriyet döneminde başladığına işaret eden Sezer, köklü bir geleneğe sahip olan Türk felsefesinin, ancak bu dönemde laik ve çağdaş bir yaklaşıma kavuştuğunu vurguladı. Sezer, şunları söyledi: "Ancak, felsefe yaşamımızın bugün ulaştığı düzeyi yeterli bulmuyoruz. Ortaöğretim düzeyinde felsefe eğitimine daha geniş yer verilmesi ve felsefenin okulda başlaması önem taşımaktadır. Çağdaş bir felsefe eğitimi gençlerimize yeni ufuklar açacak, daha güçlü bir tarih, toplum ve yurttaşlık bilinci kazandıracaktır. Düşünce özgürlüğünün ön koşulu, özgür ve aydınlık düşüncedir. Gençlerimize özgür düşüncenin anahtarını vermek zorundayız. Genç kuşakların eleştirel düşünceye sahip, okuduğunu anlayıp düşünen ve yeni düşünceler geliştiren, yaratıcı bireyler olarak yetiştirilmesi, eğitim sistemimizin önceliklerinden biri olmalıdır. Dogmalardan arınmış bir düşünce yapısına ulaşmanın anahtarı, ancak felsefeyle elde edilebilir." Felsefeyi eğitim sisteminde bulunması gereken noktaya getirmenin de tek başına yeterli sayılamayacağını vurgulayan Sezer, "Ahlak, devlet, din, dil, bilim, tarih ve hukuk felsefesi gibi alanlarda yapılacak çalışmalar, günümüze ve geleceğimize ışık tutacaktır" dedi.