Sezer, kongrenin Türk felsefe geleneği için büyük bir kazanç olacağını ve düşünce yaşamını zenginleştireceğini söyledi.
Abone olCumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "Dünya sorunları karşısında bireyin ve toplumun savunulması ve insanların uluslarüstü yaklaşımlar geliştirmesinin, düşünce düzeyinde daha donanımlı olunmasını gerektirdiğini" bildirdi. Sezer, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen "21. Dünya Felsefe Kongresi"nin açılışında yaptığı konuşmada, 100 yıllık geçmişi olan dünya felsefe kongrelerinin yeni yüzyılda ilk kez İstanbul'da toplanmasının mutluluk verici olduğunu söyledi. Sezer, "Doğu ile batının hem coğrafya hem de kültürel açıdan buluştuğu nokta olan bu tarihsel kentte günümüzün felsefe sorunlarının tartışılacak olması, Türkiye ve Türk felsefe geleneği için kuşkusuz büyük bir kazanç olacak; düşünce yaşamımızı zenginleştirecek" dedi. Sezer, felsefenin doğuşuna tanıklık eden Anadolu'da birçok düşünür yetiştiğini, Anadolu'nun zengin uygarlıklarından beslenen bu düşünürlerin insanlığın düşünsel gelişimine önemli katkılarda bulunduğunu anlatarak, şöyle konuştu: "Dünya Felsefe Kongresi'nin İstanbul'da toplanması, Anadolu'nun bu köklü düşünce geleneğiyle çağdaş felsefe arasında da bir köprü oluşturmaktadır. Bu yılki kongrenin ana temasının 'Dünya Sorunları Karşısında Felsefe' olarak belirlenmesi, bize felsefenin durağan ya da geçmişe dönük bir etkinlik değil, sürekli gelişen ve insanın gelişimini sağlayan değerli bir araç olduğunu da göstermektedir. İnsanlık; bilim, teknoloji, ulaşım ve iletişim olanakları yönünden çok ileri noktalara ulaşmıştır. Bilimdeki ilerlemeler binlerce yıllık tabuları yıkmış, düzenli gelişmenin, engin bir düşünce ve deneyim birikiminin önünü açmıştır. Bilgi, tüm insanlığın yararlanabileceği biçimde evrenselleşmiştir." Sezer, soğuk savaşın sona ermesiyle, ulusları yapay olarak birbirinden ayıran bölünmelerin, küreselleşmenin önündeki önemli engellerin ortadan kalktığını, insanlığın, evrensel barış ülküsüne hiçbir zaman olmadığı kadar yaklaştığını söyledi. İnsanlığın, bir yandan kendini geliştirip özgürleştirirken, öte yandan gelişmiş toplumlar ile az gelişmiş toplumlar arasında büyüyen uçurum ve eşitsizlik, yoksulluk, bilgisizlik, kültürsüzleşme, bağnazlık ve bunlardan kaynaklanan terör, kültürlerarası çatışma, moral değerlerde çözülme gibi ciddi sorunların üstesinden gelmeye çalıştığını kaydeden Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya nüfusunun bir bölümü maddi zenginliğin, teknolojik ilerlemenin en üst düzeylerinde barış içinde yaşarken; büyük bir bölümünün yoksulluk, güvensizlik, istikrarsızlık içinde olması ve gelecek kaygısı, bugüne değin sağlanan gelişmelerin yeterli görülemeyeceğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, dünya sorunları karşısında bireyin ve toplumun savunulması ve insanların uluslarüstü yaklaşımlar geliştirmesi, düşünce düzeyinde daha donanımlı olmamızı gerektirmiştir."