BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,48
HABER /  GÜNCEL

Sezaryenle doğuma dikkat!

Son yıllarda en çok tercih edilen doğum yöntemlerinden olan 'sezaryen' anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye mi düşürüyor? İşte sezaryenle doğumun riskleri:

Abone ol

Ankara’nın Kızılcahamam İlçesi’nde düzenlenen “GATA 9. Ulusal Halk Sağlığı Günleri” Kongresi’ne sunulan bildiride, son yıllarda giderek artış gösteren sezaryenle doğum oranlarına dikkat çekildi. Uzman Dr. Kadriye Avcı ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Kayıhan Pala’nın imzasını taşıyan bildiride, geçen yıl Bursa kent merkezinde 3 aylık süre içinde yapılan bir araştırmanın çarpıcı sonuçlarına yer verildi. 2 bin 511 kadınla, doğumdan sonra hastanede yattıkları süre içindeyüz yüze görüşülerek yapılan araştırmada, sezaryenle doğum oranının yüzde 47.2 olarak çıkması endişeyle karşılandı. Araştırmada, en yüksek sezaryenle doğum oranı yüzde 85,7 ile özel hastanelerde ortaya çıkarken, bunu yüzde 66,3 ile üniversite hastanesi, yüzde 50,0 ile SSK hastaneleri ve yüzde 41,4 ile doğumevi izledi. Araştırmaya katılan Uzman Dr. Kadriye Avcı, kadının ve yaşadığı toplumun sosyoekonomik durumu, sağlık hizmetini aldığı yer ve doğumu yaptıran doktorun bazı özelliklerinin sezaryenle doğum oranlarını etkilediğini belirtirken, şunları söyledi: “Son derece riskli olan bu yöntem, anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye düşürmekte. Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre, sezaryenle doğum oranının tüm doğumlar içindeki payının en fazla yüzde15 olması gerekirken, maalesef Türkiye’de bu oran yüzde 21’lerin üzerine çıktı. Sezaryenle doğum oranlarındaki bu artışta, hiç şüphesizdoğumu yapan hekimin bazı özellikleri de etkili olmaktadır. Hekimlerinkendi hesabına çalışmaları en büyük risk etmenidir ve hekimin kendi çıkarları doğrultusunda sezaryenle doğum oranlarının artışına yol açtığı düşünülmektedir.” “EKONOMİK ÇIKARLAR ETİK DEĞERLERİN ÜSTÜNDE” Halk Sağlığı Uzman Dr. Avcı, “özel hastanelerde gereksiz yere yapılan sezaryenlerin oranının çok yüksek olduğunu, pek çok doktorun da normal giden bir gebelikte hastaya eylem şansı vermediğini” dile getirerek, “Doktorları buna iten en önemli sebep, ekonomik çıkarların etik değerlerin üstüne çıkması” dedi. Avcı, bildirisinde şu görüşlerisavundu: “Ülkemizde giderek düşen hekim maaşları karşısında hekimler, gelirlerini arttırmak için bir anlamda özel muayenehane açmaya teşvik edilmektedirler. Ayrıca sağlık alanında özelleştirmeler sonucu büyüyensağlık pazarı, hekimleri özel sektör içine çekmektedir. Özel sektörde ilk amaç kar olduğu için daha maliyetli olan sezaryen doğum oranlarının yüksek olması kaçınılmazdır. Hekimlerin özellikle kendi muayenehanelerinde doğum öncesi bakım hizmeti verdikleri hastaları sezaryenle doğuma yönlendirmesi yüksek sezaryen oranlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ülkemizin sağlık sistemi ile ilgili düzenlemeler yapılmadığı ve hekimlerin daha etik çalışması sağlanmadığı sürece sezaryen oranındaki artışlar devam edecektir” SEZARYENLE DOĞUMUN İSTENMEYEN SONUÇLARI Sezaryenle doğumun, anne ve bebeğin sağlığı açısından gerekli olduğu durumlarda hayat kurtarıcı olduğunu, fakat gereksiz yere yapılan sezaryenlerin istenmeyen sonuçlara neden olduğunu söyleyen Avcı, “Sezaryenle doğumlar büyük bir ameliyatın bütün risklerini taşır, ayrıca bebeğin kazayla yaralanma olasılığı vardır, bebeğin solunum sıkıntısı çekme riski normal doğuma göre 10 kat daha fazladır. Bunların yanında bu bebekler anne sütünü daha geç aldığından, anne-bebek arasındaki bağ daha geç kurulur” dedi. Avcı, sözlerine şöyle devam etti: “Bursa il merkezinde yaptığımız bu çalışmada annelere neden sezaryenle doğumu tercih ettiklerini sorduk. Yanıtlarda, ilk sırada ‘bebeğin güvenliği’ yanıtının yer aldığı sonucunu gördük. Bu da doğumdan önce sezaryenle doğumun riskleri hakkında annelerin yeterincebilgilendirilmediğini ortaya koymakta. Sezaryenle doğumlar anne ve bebeğin sağlığı için riskli olmalarının yanında maliyetleri yüksek olduğu için, bizim gibi sınırlı kaynaklara sahip, gelişmekte olan ülkelerde büyük bir ekonomik yük getirmektedir.” 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA-2003) verilerinin de yer aldığı araştırmada, kent merkezlerinde sezaryenle doğum oranının yüzde 25.6, taşrada yüzde 12.9 olduğu, Batı Marmara illerindeise bu oranın yüzde 39.7’ye çıktığı kaydedildi. Aynı verilerde, lise ve üniversite mezunlarının yüzde 48.5’inin, hiç eğitim almayanların yüzde 7.6’sının sezaryenle doğum yaptığı ifade edildi. Sezaryenle doğum oranlarının, Arjantin, Brezilya ve Şili’de yüzde 70’in üzerinde, Kuzey Amerika’da yüzde 23, Hollanda, Belçika ve Britanya’da yüzde 20’nin altında olduğu belirtildi.