BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,97
ALTIN 3.004,31
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI

Seyyar satıcılıktan dünya gıda devine!

Dünya gıda devi Ülker'in kurucusu Sabri Ülker'in hayatını ve başarı öyküsünü anlatan kitap yayımlandı.

Abone ol

İlkokul öğrencisiyken Eminönü ve Galata Köprüsü’nde kurabiye satarak ailenin geçimine katkı sağlayan Sabri Ülker’in dünya gıda devliğine uzanan hayatı kitaplaştırıldı. ‘Sabri Ülker’in Hayat Hikâyesi-Akşama Babacığım Unutma Ülker Getir’ ismiyle yayımlanan kitapta ilginç ayrıntılara yer veriliyor.

YAKIN TARİHE IŞIK TUTUYOR

Doğan Kitap’tan çıkan “Sabri Ülker’in Hayat Hikâyesi–Akşama Babacığım Unutma Ülker Getir” aynı zamanda ‘bir devrin sosyal tarihi’ni yansıtıyor. Araştırmacı-yazar Hulûsi Turgut’un çalışması, kuru bir hayat hikâyesi sunmanın ötesine geçerek yerinden incelemelerle tarihe de ışık tutuyor. Eser 1920’de Kırım’da başlayan ve büyük sıkıntılarla devam eden hayat yolculuğunu anlatıyor. Eserde, Ülker’in vatan ve millet yararına olan işlerin sürekli destekçisi olduğuna da vurgu yapılıyor.

9 ÜLKEDE 60 FABRİKA 

2012 yılında 92 yaşındayken İstanbul’da hayata veda eden Sabri Ülker’in 70 yıllık firması, bugün Türkiye’nin yanı sıra, başta ABD olmak üzere, toplam 9 ülkede 60 fabrikaya ve sadece gıda alanında 300 markaya sahip. Kitapta, hayırseverliği ve mütevazılığıyla tanınan merhum işadamının başarısının arkasında, ailenin belgesellere konu olacak hayat hikâyesi yatıyor. Aile, dört savaş ve bir ihtilalden etkilenmiş. Varlık içindeyken, bir anda yokluğa düşmüş. Öğretmen babaları, odacılık dahi yapmış. Sabri Ülker ise daha ilkokul öğrencisiyken, Eminönü ve Galata Köprüsü’nde kurabiye satarak, hem ailenin geçimine katkıda bulunur hem de ticaretin sırlarını öğrenir. Aradan yıllar geçer ve bir zamanlar çıraklık yaptığı Besler markasının da sahibi olur.

İLKEL BİR MAKİNEYLE YOLA ÇIKTI

İkinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı kıtlık ve yokluk döneminde, ilkel bir makine ve sadece üç işçiyle yola çıkan Ülker, bugün yurtiçi ve yurtdışındaki tesislerinde tam 41 bin kişiyi istihdam ediyor. Sabri Ülker ailesiyle birlikte 50 yıllık iş hayatı boyunca göz önünde olmamaya gayret gösterdi. Ancak kurup yönettiği şirket, global ölçekte bir konuma ulaşınca, 1994 yılındaki 50. yıl etkinlikleri sırasında ilk kez basına göründü.

BAŞARININ SIRRINI AÇIKLADI 

Asım ve Sabri Ülker kardeşlerin kurduğu Ülker, 1944’ten 1986’ya kadar geçen zamanda Türkiye’nin önemli ve saygın bir markası olur. Sonra devreye ikinci kuşak girer. Gençlerle birlikte, yönetim tarzına eleştiriler de başlar. Bu beraberinde ayrılık rüzgârlarını da getirir. Bunun üzerine kura çekerek mal paylaşımı teklif edilir. Ancak Sabri Ülker ağabeyine bir büyüğü olarak tercih hakkını kullanmasını ister. Böylece 1987’de gayrimenkuller ve yeni yatırımları ağabeyi alırken fabrika da Sabri Ülker’e kalır. Sabri Ülker kendi cümleleriyle başarıları ise şöyle özetler: “Şimdi, kendi işkolumuzda elde ettiğimiz büyük başarımızın nedenini şu cümle ile özetleyebilirim: Çok çalışmak, sebat etmek ve zamana ayak uydurmak.” Aynı zamanda büyük bir hayırsever olan Sabri Ülker hayatı boyunca hayır işlerini “sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek” düsturuyla yapar.

İLK REKLAM

Sabri Ülker’i anlatan kitapta ilginç ayrıntılar da yer alıyor. Ülker, reklam vermeye 1950’de başlar. Önce gazeteyle, daha sonra radyo aracılığıyla tanıtılır. Haberlerin hemen ardından ‘hükümet bildirisi’ okunur ve Ülker’in reklam spotları verilir. O günlerde şu mesajlar, yurdun her köşesine dalga dalga yayılır: “Ülker’siz çay saati düşünülemez.”, “Akşama babacığım, unutma Ülker getir.”

ÜLKER ADI ROMANDAN

Sabri Ülker, 93 Harbi, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı ve Bolşevik İhtilali’nin Türkiye’den Kırım’a ve Kırım’dan Türkiye’ye savurduğu bir ailenin üyesi. Kırımlı ‘Devletler Ailesi’ 1934 yılında ‘Berksan’ soyadını alır. Ülker Grubu’nun temeli İstanbul’un Sirkeci semtinde şekerleme imalatı ve satışı yapmak amacıyla kurulmuş olan mütevazı bir işyerinde atılmıştı. İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Sabri Ülker, henüz 24 yaşındayken büyük bir kıtlık vardı. Ekmek ve şeker karneyle veriliyordu. Berksan kardeşler bunun böyle devam etmeyeceğini düşünerek cesur davranıp bir bisküvi imalathanesi satın almaya karar verir. İsmiyle birlikte almak için anlaşmışken işletmenin eski sahibi son anda ismi vermekten vazgeçer. Sabri Bey o günlerde akşamları dönemin ünlü yazarlarından Safiye Erol’un ‘Ülker Fırtınası’ romanını okumaktadır. Bunun üzerine yıldızlarını parlatacak ismi bulurlar: Ülker.

Asım ve Sabri Berksan kardeşler, 1944 yılında ‘Ülker’ markası altında bisküvi üretmeye başlar. Ürünlerin markası zamanla soyadlarının önüne geçer. Çoğu insan markanın soyadlarından geldiğini düşünür. Gelen mektup ve siparişler hep ‘Ülker’ soyadına olduğu için PTT’den geri döner. Bunun üzerine aile, soyadını da ‘Ülker’ olarak değiştirir.