Şeyh Sait'in torunu Abdülmelik Fırat, 1957 yılında girdiği siyasete 79 yaşında nokta koydu.
Abone ol23 yaşında Demokrat Parti (DP) milletvekili olarak Meclis'e giren Fırat'a yıllarca 'gerici ve bölücü' suçlaması yapıldı.
Bu suçlamalar sebebiyle türlü sıkıntılar yaşadığını belirten Fırat, devlete küs olmadığını söylüyor. Fırat, "İnsan ülkede arzu ettiği durumu göremezse, bundan üzülür. Ancak insan önce kendine dönüp kusurunu bulmalı, sonra sitem etmelidir." diyor.
1925 yılında Bingöl'de Şeyh Sait'in başlattığı İngiliz destekli isyan, hem Şeyh Sait'in idamına, hem de binlerce insanın ölümüne ve sürgün edilmesine sebep oldu. İsyanın en çok etkilediği insanlardan biri de Şeyh'in torunlarından Abdülmelik Fırat idi.
DP ile tek başına iktidara gelen Adnan Menderes'ten Doğu'nun ünlü aşireti Şeyh Sait ailesine 1957 seçimleri öncesi bir teklif geldi: "Sizden bir milletvekili adayı istiyorum." Ailenin okumuş genci, 23 yaşındaki Abdülmelik, aşiret kararıyla aday gösterildi. Ancak yaşı seçilmeye yetmiyordu. Mahkeme kararıyla yaşını büyüttü ve milletvekili seçilerek Ankara'nın yolunu tuttu. 2,5 yıl sonra 27 Mayıs darbesi oldu. Menderes'i idam eden darbe yönetimi, Abdülmelik Fırat'ı da Yassıada'da yargıladı ve tutukladı. 12 Mart 1971 muhtırası ve 12 Eylül 1980 ihtilalinde de ailesiyle birlikte gözaltına alındı. 19 yıl 'siyasi yasaklı' olarak yaşadı. 1991 yılında DYP'den milletvekili seçildi; ancak 2 yıl sonra "Milletin oyunu alıp bir şey yapmayan hükümette duramam." diyerek iktidardaki partisinden ayrıldı. 1996 yılında bir PKK itirafçısı "Bize yardım ediyordu" deyince, bu kez Bayrampaşa Cezaevi'nde yattı.
2001 yılında Hak ve Özgürlükler Partisi'ni (HAK-PAR) kurdu ve başına geçti. 5 yıl genel başkanlık yapan Fırat, partisinin 12 Kasım'da yapacağı kurultayda aday olmama kararı aldı. Siyasi hayatı boyunca Türkiye'deki halkların kardeşçe yaşamasını hedeflediğini belirten Fırat, devletin kendisini anlayamadığını ileri sürüyor. Fırat, şöyle devam ediyor: "Ben inanç ve eğitimimle doğru bildiklerimi söyledim. Dünya büyük değişiklikler yaşadı; ama bizde hâlâ militer ve totaliter sistem sürüyor. Bundan istifade edenler var. Bana 'hem gerici hem bölücü' diyorlar. Oysa ben ne gericiyim, ne de bölücüyüm. Her insanın hakları olduğunu, başkasının diğerinin haklarına tecavüz etmemesi gerektiğini söylüyorum. Nerede bir kelime konuşsam dava açtılar. 5 yıllık genel başkanlığım süresinde hakkımda 200'den fazla dava açıldı. Artık yoruldum..."
Şeyh Sait'in torunu olmaktan sıkılmadığını ve siyasi hayatı boyunca idealleri için çalıştığını belirten Fırat, ancak sağlık sorunları nedeniyle siyaset hayatına nokta koyacağını söylüyor. Terör örgütü PKK'ya net bir dille karşı çıkan HAK-PAR'ın siyasete devam edeceğini anlatan Fırat, parti için bir veliaht belirlemediğini kaydediyor. Siyasete başlarken hedeflediği ideallere ulaşamadığını anlatan Fırat, "Düşündüklerimizi uygulamaya çalıştık; ama bunu topluma anlatmak için gücümüz kafi gelmedi. Hem maddi imkanlardan yoksunduk, hem de üstümüzde baskı vardı." diye konuşuyor.
12 Kasım'daki HAK-PAR Kongresi'nin davetiyeleri Kürtçe-Türkçe olarak hazırlandı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Meclis Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Kürt Bölgesi lideri Mesud Barzani de kurultaya davet edildi.
Haber: Habib Güler
Kaynak: www.zaman.com.tr