28 Şubat'ın simge isimlerinden eski Refah Partili Şevki Yılmaz o dönemin bilinmeyenlerini anlattı.
Abone ol"Eğer rahmetli Özal ile Erbakan bir arada olsaydı, 28 Şubat olmazdı" iddiasında bulunan Şevki Yılmaz, "Erbakan Başbakan, Özal Cumhurbaşkanı olmasın diye Özal'ı ortadan kaldırdılar" açıklamasını yaptı.
TBMM 20. Dönem Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, 28 Şubat'ta yaşananlara ilişkin, "Biz kışın geldik, şimdi kardeşlerimiz bahardalar. Onlar bunun farkındalar. Biz onlar bilsinler diye de yapmadık. Rabbimizin rızası için, vatan sevgisinden kaynaklanıyor mücadelemiz" dedi.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat'ın gazisi olarak millet için yasaklanmaktan, millet adına yargılanmaktan şeref duyduğunu belirtti.
MEDYA, SERMAYE YARGI ÜNİVERSİTE VE CUNTA BİRLEŞTİ
Türkiye'nin kalkınmasına indirilen sivri ve sivil darbe olan 28 Şubat'ı sermaye, medya, yargı, üniversiteler ve cuntanın birleşerek gerçekleştirdiğini ifade eden Yılmaz, önce medya yoluyla üniversitelerin harekete geçirildiğini, "laiklik elden gidiyor, rejim tehlikesi var" diye cübbelerini giyenlerin sokağa döküldüklerini anımsattı.
Yılmaz, "Vatanı, milleti, devleti koruma görevi yalanıyla ordumuzu göreve çağırıyorlar. Kazanan dış ve iç sermaye oluyor. Darbelerde kaybeden hep millet ve siyaset olmuştur. Millet ve seçtikleri olmuştur" diye konuştu.
ERBAKAN HOCAMIZ BANA 'KONUŞMA' DEMEDİ
Yılmaz, yargılanmaya belediye başkanlığı döneminde başladığını, Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın milletvekili ve Başbakan olduğu şehirde belediye başkanlığını yüzde 40'la kazandığını, o günden sonra da iktidar tarafından linçe maruz kaldığını kaydetti.
Refah Partisi'nin kapatılmasında ve 28 Şubat'ın oluşmasında kendisini suçlayanları "vefasız" olarak nitelendiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Hayatımızda bir gün olsun Necmettin Erbakan hocamız bana 'konuşma' demedi, tam tersine 'az konuşuyorsun' dedi. 'Az dolaşıyorsun, daha çok tebliğ et' dedi. Çünkü o, dünya Yahudilerini ve oyunlarını çok iyi biliyordu. Bizim konuşmalarımızdan partinin kapanmayacağını da çok iyi biliyor. Bu bir bahane. Kurt kuzuyu yerken bahane bulacak. Erbakan hocam ve arkadaşları hakkında açılan davaya bir bakın. Bir de benim davalarıma bakın. Refah Partisi'ni kapatma iddianamesinde Şevki Yılmaz'a 1-2 sayfa hazırlanmıştır ama tüm sayfalar Erbakan hocamıza aittir."
28 ŞUBAT'IN GÜNAH KEÇİSİ OLDUM
"İhtilalin günah keçisi olarak seçilmemiz bize en büyük hakarettir, alçaklıktır ve ihanettir" diyen Yılmaz, 12 Eylül 1980'de Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan, Halil İbrahim Çelik'in olmadığını belirtti.
Yılmaz, "12 Eylül'ün sorumlusu kim? Sorumlusu Erbakan hocam ve arkadaşları. Suçlayabilir miyiz? Asla. Ağır sanayi hamlesini yaparsan, Türkiye'yi savunma sanayisine kavuşturmaya kalkarsan tabii ki ihtilal yaptıracaklar" değerlendirmesinde bulundu.
BİNİN ÜZERİNDE DAVA AÇILDI
Emperyalist ülkelerde darbe olmadığını, darbenin emperyalist ülkelerin sömürdüğü ülkelerde yaşandığını savunan Yılmaz, şu görüşlerini paylaştı:
"Bize binin üzerinde mahkeme açıldı. Belkide dünya rekorlar kitabına girerdik, müracaat etsek. Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri komutanlıkları ile Genelkurmay'a girişte noter getirdiler, 'Şevki Yılmaz'a dava açın' diye. Bin 486 general, subay, astsubay hepsi bize dava açtı. Seven de sevmeyen de... Yıllar önceki konuşmalarımızdan, yıllar sonra dava açıldı. Sanki biz Refah-Yol hükümeti zamanında bu konuşmaları yapmışız gibi gösterildi. Halbuki dava konusu konuşmalar 1980'li, 1990'lı yılların konuşmaları."
Yılmaz, o dönem kendisi hakkında tiyatro sanatçısı Levent Kırca'ya görev verildiği iddiasında bulunarak, "Levent Kırca bizi dalga geçer şekilde, halkın gözünden düşürmek için programlar yaptı" dedi.
ÖZAL DIŞ GÜÇLERİ RAHATSIZ ETTİ
28 Şubat'ın sadece askere yüklenemeyeceğini, askeri oyuna getiren güçlerin medya, sermaye, üniversite ve yargı olduğunu anımsatan Yılmaz, "28 Şubat'ın siyasetteki baş aktörü Süleyman Demirel'dir" diye konuştu.
Demirel'in ikili oynadığını, askerden, Genelkurmay'dan ve Köşk'ten cesaret aldığını vurgulayan Yılmaz, "Eğer rahmetli Özal ile Erbakan bir arada olsaydı 28 Şubat olmazdı. Özal'ın zehirlenmesinin sebeplerinden biri, Erbakan hoca ile aynı anda Cumhurbaşkanı yapılmasını önlemekti. 'Erbakan Başbakan, Özal Cumhurbaşkanı olmasın' diye Özal'ı ortadan kaldırdılar. Özal'ın öldürüleceğini Sakarya konferansında söylemiştim. Demirel Cumhurbaşkanlığına, Mesut Yılmaz Başbakanlığa getirilecek demiştim. Nereden biliyordum? Türk Cumhuriyetlerindeki kaynaşmalar, Balkanlardaki kucaklaşmalar, Ortadoğu'ya olan açılımı... Özal'ın bu tavrı dış güçleri rahatsız etti" ifadelerini kullandı.
REFAH-YOL HÜKÜMETİNİ TORONTO'DA SİYONİSTLER KURDU
Henüz Refah-Yol hükümeti kurulmadığı dönemde, Tansu Çiller'i Yüce Divan'a verdiklerine dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
"O esnada Erbakan hoca gizli toplantıda dedi ki '53 ülkenin siyonist liderleri Kanada'da toplandı. Toplantının bir maddesi vardı, bizdik.' Dediler ki, 'Milli Görüş ihtilallerle önlenemiyor. Ne yaparsak yapalım oyları artıyor. Birinci parti, başındaki lider mağdur, başbakanlık verilmiyor. Sonunda bizi iktidara getirmeye karar verdiler' dedi, Hocam. Şoke olduk. DYP'ye de bu görev verildi. Refah-Yol hükümetini Kanada Toronto'da kurdular. Hocam çok mert, ahlaklı bir insan. Hükümete gerçekleri açıklayarak girdi. 'Onların bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı var' dedi. Biz kabul ettik deyince, biz 21 arkadaş o hükümet kurulmasın diye karşı çıktık. Medyada isyankarlar olarak anıldık. Erbakan hocaya isyan ettiler dediler. Alakası yok. Sevdiğimiz için bunları yaptık. Çünkü bu oyundu, tuzaktı. 14 Şubat'ta Masonlar 28 Şubat kararlarını Fransa'da aldı. 'Askere ihtilalin zeminini oluşturacaksınız' dediler. Böylece Refah Partisi'ni kanunsuz ve hukuksuz bir şekilde kapattılar."
BİZ KIŞIN GELDİK KARDEŞLERİMİZ BAHARDALAR
Yılmaz, 28 Şubat'ta kendisi ve milyonlarca insanın çok büyük acılar çektiğini ancak o günlerin artık çok gerilerde kaldığını, bugünleri gördükçe, o günlerde çektikleri sıkıntılara değdiğini gördüğünü ifade etti.
"Biz kışın geldik, şimdi kardeşlerimiz bahardalar" diyen Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onlar bunun farkındalar. Biz onlar bilsinler diye de yapmadık. Rabbimizin rızası için, vatan sevgisinden kaynaklanıyor mücadelemiz. 'Nesillerimiz, esaret altında yaşamasın, bayrak yere düşmesin, vatan bölünmesin' diye bu mücadeleyi yaptık ve devam ediyoruz."