TMSF tarafından 9 şirketine el konulan işadamı Şevket Demirel patladı. Demirel, yapılan incelemenin hukuk aykırı olduğunu iddia ederek "baskın" nitelemesini yaptı.
Abone olİşadamı Şevket Demirel, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yönetimi tarafından Egebank A.Ş. ile ilişkili olduğu gerekçesiyle yönetimindeki 9 şirkete el konulmasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, ''TMSF, ancak hakim kararıyla uygulanabilecek bir yetki kullanmıştır. Kendi kararını, yargı kararı yerine koymuştur'' dedi. Şevket Demirel, yaptığı yazılı açıklamada, TMSF yönetiminin, 26 Haziran 2005 pazar günü, yönetimindeki 9 şirkete, Bankalar Kanunu'nun 15/07-a maddesine dayanarak el konulduğunu kamuoyuna ilan ettiğini belirterek, bu el koyma hadisesinin, bir ''baskın'' şeklinde gerçekleştirildiğini iddia etti. Bankalar Kanunu'nun söz konusu maddesinde ''el koyma'' diye bir yetkinin olmadığını ifade eden Demirel, açıklamasında şunları kaydetti: ''Bu maddede, TMSF'ye, yönetimini devir almak istediği şirketlerin yönetim kurullarını değiştirerek ve ilgili şirketlere tebliğ edilerek, idaresini deviralma yetkisi verilmiştir. Bu yetki, hiçbir şekilde baskını içermez. TMSF'nin şirketlerimize yönelik yaptığı uygulama, ancak 'hakim kararı' ile gerçekleştirilebilecek olan uygulamalardır. TMSF, kendi kararını, yargı kararı yerine koymuştur.'' TMSF'NİN KAMUOYUNA VERDİĞİ BİLGİLER TMSF'nin kamuoyuna verdiği bilgilerin ''tamamen gerçek dışı ve şantaja yönelik'' olduğu görüşünü savunan Demirel, açıklamasında şöyle devam etti: ''TMSF, Egebank, hakim ortağı ve yöneticisi olan Murat Demirel'in, Göltaş A.Ş.'ye vekaleten iş gördüğü iddiası, Egebank'ın Murat Demirel'e geçişinden çok önceleri, yani 1996 yılında sona ermiş bir vekaletnamedir. Söz konusu vekaletname, Egebank'la Göltaş A.Ş.'nin ilişkisini hiçbir suretle kanıtlayan bir delil değildir. Egebank'tan, bankanın hakim ortağı Murat Demirel'in, bankanın başında bulunduğu 1998 yılının Mayıs ayından, 22 Aralık 1999 tarihine kadar 19 ay boyunca Şevket Demirel yönetimindeki bu el konulmuş bulunan 9 şirketin hiçbirisine tek kuruşluk kaynak aktarımı olmamıştır.'' ''TMSF tarafından yönetimine el konulan 9 şirket, Egebank'tan önce de vardı, sonra da vardır'' diyen Demirel açıklamasında, bu şirketlerin uzun yıllar boyunca kendi kaynaklarıyla büyüyerek bugünlere geldiğini belirtti. TMSF yönetiminin, Egebank'a el konulan 22 Aralık 1999 tarihinden 26 Haziran 2005 tarihine kadar geçen 5,5 yıl boyunca, söz konusu bankadan, yönetimindeki 9 şirkete, kaynak aktarımı sebebiyle alacak iddiasında bulunmadığını da vurgulayan Demirel, böyle bir iddianın belgelendirilmesi gerektiğini, mücerret alacak iddiasının hukukta yerinin olmadığını kaydetti. EL KOYMA SEBEPLERİ TAMAMEN UYDURMADIR Şevket Demirel, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ''TMSF, yönetimindeki 9 şirkete el koyma gerekçelerini sıralarken, Eğebank'ın yüzde 0.1'den de küçük, sadece 400 ABD Doları değerindeki hisse sahibi Neslihan Demirel'in, 'Şevket Demirel Holding Yönetim Kurulu Başkanı' olduğunu ileri sürerek, Egebank'la, söz konusu şirket arasında bir ilişki kurmaya çalışmaktadır. Oysa, Şevket Demirel Holding bundan yaklaşık 6 yıl önce, yani Egebank'a el konulmadan önce ortadan kalkmış bir firmadır. Yine TMSF'nin el koyma gerekçelerinde, 'Şevket Demirel Holding Denetçisi' olarak gösterilen kişiler de denetçi değildir. Kısacası TMSF'nin yönetimimdeki halka açık ve borsada işlem gören 9 şirkete el koyma sebepleri tamamen uydurmadır ve gerçek dışıdır.'' Şevket Demirel, TMSF yönetiminin, yasanın kendilerine sorumsuzluk getirmesinden yararlanarak, bu kanunsuz işlemleri fütursuz bir şekilde yürüttüğünü, başta mülkiyet hakkı olmak üzere, hukuk devletinin tüm kutsal ilkelerini yıktığını, bu eylemlerin, yatırımcı ve girişimcilere kabus haline gelmiş bulunduğunu belirtti. Demirel, açıklamasını şöyle tamamladı: ''Bir kurumun, bu denli yetkilere sahip olup olamayacağı, hukuk devleti açısından mutlaka değerlendirilmelidir. Çünkü TMSF'nin eylemleri, hisse sahibi halka, yatırımcıya ve dolayısıyla ülke ekonomisine büyük tahribatlar yaratmaktadır.''