BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Sevgisiz olmaz...

Her zaman tanık olduğumuz, böyle giderse daha çok tanık olacağımız olaylardan biri yaşandı yine…

 

Bir adam, bir kadını – karısını- evlendikleri gece bakire olmadığı gerekçesiyle öldürmeye kalktı…

 

O"nun tabiriyle “bozuk çıktı” (!) diye…

 

Adam hiç mutlu olamayacaktı belli… Çünkü kadın bozuk(!) çıkmasaydı bile adamın ruhu bozuktu…

 

Tamiri mümkün değildi…

 

Mutlu olmak için savaşacak, sevgiyi kalbine kazıyacak takati yoktu…

 

İstemiyordu…

 

Yazık…

 

Bu adamı haklı görenler de yok değil… Namusun iki dudak arasına, iki bacak arasına sıkıştırıldığı, zihni küçük, dünyaları kinden kurulu insanlara ve o adama seslenmek istiyorum:

 

Yüreğinize nakış gibi işlemezseniz sevgiyi, hayat boyu mutlu olamazsınız…

 

Siz mutlu olamadığınız gibi etrafınızdaki insanları da mutsuz edersiniz…

 

Ne seven olursunuz ne sevilen…

 

Eğer bu acıyla yaşamak istiyorsa yüreğiniz, nefreti işleyin sevgi yerine o kocaman alana…

 

Bu sizin tercihiniz…

 

Tercihleriniz, mutluluğunuzu etkileyecek, yaşam alanınızın enini boyunu çizecek, ne kadar dar bir mekânda veya ne kadar geniş bir mekânda yaşayacağınızı belirleyecektir…

 

Dar bir mekânda yaşamaksa gayeniz, hiç gerek yok yüreğinize sevgi işlemek için uğraşmaya…

 

Emek ister çünkü…

 

Yürek ister…

 

Bilek ister…
 

Karşınıza çıkan insanların kalbini sevmek yerine, öğretilen, saçmalığı su götürmez ve adına “değer” denen şeyleri severseniz, hayat, siz istemeseniz bile, noktayı koyar önünüze…

 

Yaşamı kucaklamak yerine itmekse yaptığınız, sevgiyi baş tacı yapmak yerine bacak arasına almaksa başardığınız, insanlık dışı olaylara töre, gelenek, örf gibi isimler takmaksa tüm bildiğiniz, bir insanın ruhunu sevmek yerine bedenini sevmekse maksadınız, kurşunları aslında çoktan sıkmışsınız demektir insanlığınıza…

 

Baskıyla, sevgisizlikle, emekten uzak bir birliktelik kurmaksa amacınız, karşınızdakine de kendinize de zarar vermek, onu da kendinizi de öldürmeye çalışmak, çaredir beceriksizliğinize…

 

Birlikte çıkılan yolculukta, ilk geceden, hayata karşı nefretin, hıncın verdiği korkuyla silaha sarılmaksa bütün cesaretiniz, bir gecede her şeyi terk etmekse emeliniz,  bir insanın canını alma hakkıysa kendinizde gördüğünüz, iyi ki sıkmışsınız kafanıza…

 

Zaten sizden önce, içinizdeki nefret sıkmış kurşunlarını…

 

Hayatınıza…