Sevgi ve hoşgörüyü özlemişiz
Sevgiyle, hoşgörüyle buluştuk önceki gece.. 1996 yılında atıldı
sözünü ettiğim sevginin ve hoşgörünün temeli. Dünyaya yayıldı
sonra.. Herkes anladı, bir tek biz dikleştik!
Horladık...
Dışladık...
Yetmedi, hapsetmek istedik...
Bugün yaşananlar hapisten de öte bir şey aslında.
Hoşgörü ve sevginin mimarı çok uzakta şimdi.. Vatan özlemi ile
yanıp tutuşuyor, ama koklayamıyor vatan toprağını..
Suçlu muamelesi gördü, görüyor hala!
Her neyse...
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın iftar programından sonra STV
muhabiri mikrofonu uzatıp sordu:
-Ne diyeceksiniz?
Kan kusan bir grup canavarın, yarattığı tahribatın acısından başka
ne söyleyebilirim ki.. İçeride gördüğüm, hoşgörü ve sevgiyi,
evime, çocuklarıma, aileme, yakınlarıma götürdüğümü
anlattım... Alçaklığın kol gezdiği bugünlerde, sevgiye ve hoşgörüye
daha çok ihtiyacımız var çünkü.
Fethullah Gülen'in de dediği gibi, bizi yönetenlerin ve yönetmeye
talip olanların o hoşgörü ve sevgiden mahrum olmamasını düşledik
hep birlikte!
Evet, sevgi ve hoşgörü...
Zor değil!
Türkiye için!
Koca sahnede, minik bedeniyle haykıran Yağmur'un dediği gibi:
-Lütfen! Hoşgörülü olun...
Baykal halka ne vaad etti?
CHP lideri Deniz Baykal, içine oturan 22 Temmuz yenilgisini
unutamıyor. Uğur Dündar'a konuştu geçen gün, bizi bize şikayet
etti yine:
-Nohut, pilav....
Neymiş!
Bu iktidar halkı önce fukaralaştırmış...
Sonra da, "Al sana ekmek, nohut, bulgur" demiş!
Ne için?
"Oy için!"
Halk da salak ya (!) anın da tav olmuş.
Deniz Bey'in bir mazareti daha var:
-Dindar Cumhurbaşkanı dediler.
Bu söz müthiş bir propogandaymış ve halkı "müthiş etkilemiş"
Baykal'ın deyişiyle.
CHP'nin ve Baykal'ın dibe vurması için, Bülent Arınç'ın o sözü her
şeye yetmiş! Peki Baykal ve tayfası ne yapmış Arınç'ın bu sözüne
karşı? Ya da nohut, bulgur ve pilava tav olan halka Baykal ne vaad
etmiş?
Hiç!
Baykal, ne konuşuyor o halde?
Ya da konuşuyorsa hangi yüzle konuşuyor?
Not: Cuma bayram.. Bayramları yazmıyorum. Ben
şimdiden bayramınızı kutluyorum. Haftaya Perşembe buluşmak
dileğiyle.