BIST 9.660
DOLAR 34,56
EURO 36,35
ALTIN 2.911,89
HABER /  GÜNCEL

Ses hastalıklarından nasıl korunmalı?

Sesiniz zaman zaman kısılabilir. Peki bu dertten kurtulmak ya da riski en aza indirmek için neler yapmalıyız?

Abone ol

Ses bozukluklarının sadece sesin azalması ya da hiç çıkmaması anlamına gelmiyor. Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Eltaf Ayça Özbal Koç, önemli bilgileri verdi…

Özel Göztepe Şafak Hastanesi’nden Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Operatör Dr. Eltaf Ayça Özbal Koç şöyle devam etti:

İş gücü kaybına yol açabilir

“Ses her insan için kendine özellikli olan ve diğer insanlardan ayrılmasında rol oynayan en önemli faktörlerden biridir. İnsanlar duygu ve düşüncelerini, içinde bulundukları ruh halini yani bir şekilde kendilerini seslerini kullanarak ifade ederler. Karşıdaki insan sadece sesini duyarak bile bir yabancının cinsiyeti, yaşı, memleketi, eğitim düzeyi ve içinde bulunduğu duygusal durum hakkında fikir sahibi olabilir. Bu nedenle ses hastalıkları kendini doğru ve yeterince ifade edememe ve buna bağlı sorunları sıklıkla beraberinde getirir. Özellikle sesini profesyonel hayatta yoğun bir şekilde kullanmak zorunda olan öğretmen, şarkıcı, çağrı merkezi asistanı gibi görevlerde iş gücü kaybına yol açabilir.

Ses telleri birçok önemli görevi üstlenir

Ses oluşumu için akciğerlerden gelen hava akımı kullanılır. Akciğerler solunum havasını gırtlağa doğru iterler ve gırtlaktaki ses tellerinin arasından geçen hava ses oluşturur. Bu ses ağız boşluğu, dil, dişler, burun boşluğu ve sinüsler aracılığı ile konuşma halini alır… Ses telleri, gırtlak ( larinks) denilen kıkırdaktan yapılmış organ içinde hareketli bir çift organ olup, adale ve üzerini örten kaygan bir örtüden ibarettir. Sağ ve solda birer adet olan ses telleri hareketli organlardır ve birbirlerine doğru yaklaşıp ayrılırlar. Nefes alıp verme sırasında yanlara doğru açılırken konuşma esnasında birbirlerine doğru yaklaşır ve titreşim yaparlar. Ses tellerinin yerleşim yeri boyunda adem elması olarak bilinen çıkıntının 2 cm kadar alt kısmına tekabül eder. Nefes borusunun başlangıcında yer alan ses telleri yalnızca ses çıkarmakla kalmaz, nefes alırken açılarak; öksürme, ıkınma, ağır yük kaldırma ve yeme içme esnasında da kapanarak birçok önemli görevi üstlenirler.

Sesin, sağlıklı olup, olmadığı anlaşılır

Ses Bozuklukları sadece sesin azalması ya da hiç çıkmamasını ifade etmez. Her kişi için spesifik olan sesin özelliklerinin değişmesi daha boğuk, çatallı, kısık, havalı, titreşimli veya burundan geliyormuş gibi çıkması da bir problem olduğunu gösterir. Bir sesin sağlıklı ve normal olup olmadığı sesin tonuna, yüksekliğine, kalitesine, kapasitesine bakılarak anlaşılabilir. Ses rahatsızlıklarını organik ve fonksiyonel olarak iki ana başlık altında incelemekle beraber gırtlak dışı sebeplerin (Astım, Kronik Ostruktif Akciğer Hastalığı, Gastroözofageal Reflü, Nörolojik hastalıklar, A: Romotoid Atrit, Sistemik Lupus Eritamatozis, Hipotiroidi, Hipertiroididi, menapoz, gebelik…) olduğu da unutulmamalıdır. Bazı ilaçlarını da ses bozukluğuna yol açtığı bilinmektedir. Sigara, gırtlak larinks dokusunda (mukozasında, salgıların azalmasına ve koyulaşmasına yani kuruluğa neden olarak birçok yapısal hastalığa ve yassı epitelyum hücreli karsinoma yol açmaktadır. Alkolün, sigara gibi mukoza kurutucu etkisi mevcuttur, ayrıca sigaranın kanserojen etkisi için ko-faktör olarak rol oynamaktadır. Kafeini yoğun içecekler, fazla yağlı gıdalar, baharatlı ve asitli gıdalar da ses bozukluklarına yol açar.

Sesi, ruh hali de etkiliyor

Ses oluşumu ve kalitesini etkileyen en önemli nedenlerden birisi de kişilik yapısı ve ruh halidir. Neşe, üzüntü, stres sesin aniden değişmesine neden olabildikleri gibi uzun süreli etkilere de yol açabilirler. Ayrıca genel sağlık durumu, vücut kondisyonu, sıcak ya da soğuk hava ve mevsimlerin de ses üzerine etkisi mevcuttur. Yapısal rahatsızlıklara; En sık görülen ve genellikle enfeksiyona bağlı gelişen larenjitler, anatomik problemler, ses hijyenine dikkat edilmemesi sonucu oluşan nodul, kist ve polipler, birçok sebebi bulunan ses tellerinin felci ve larinksin selim ve habis tümörlerin örnek olarak verilebilir. Fonksiyonel ses kısıklıklarının genel olarak çok sayıda nedeni vardır: Kişinin anatomik yapısı, ses oluşumuna katkıda bulunan organ ve dokuların genel durumu, kişilik yapısı, ruh hali, genel sağlık durumu gibi nedenler ses kısıklığına değişik oranlarda katkıda bulunabilirler. Bazen bu faktörlerin birden fazlası bir arada bulunabilir ve şikâyetlerdeki ağırlığını belirlemek bazı durumlarda zor olabilir.
Ses bozukluğu fark edildiğinde doktora gitmek gerekmektedir. Özellikle 1–2 haftadan daha fazla süren ses kısıklıklarında, ses bozukluğuna eşlik eden nefes alma zorluğu, ağızdan kan gelmesi, yutma zorluğu veya boyunda kitle (şişlik) gibi şikâyetlerde varsa KBB uzmanına başvurmak için daha acele etmek gerekir.

Ses bozukluklarının tedavisi altta yatan hastalığa göre değişir


Ses bozukluklarının teşhisi larinks aynası ya da açılı endoskoplar ile yapılır. Laringeal yapılar ve fonksiyonları incelenir. Ayrıca gereken hastalarda ses kaydı ve ses analizleri yapılır. Çoğu hastada muayene yeterli bilgi verirken bazı hastalarda kan tetkikleri ve görüntüle yöntemlerine de başvurulur. Ses bozukluklarının tedavisi altta yatan hastalığa göre değişir. Yapısal rahatsızlıklarda ilaç tedavisi, yaşam koşullarının değişimi, ses hijyeni eğitimi ve ses terapisi ve düzenli kontroller ön planda olmakla beraber cerrahi tedavide gerekli vakalarda uygulanmaktadır. Fonksiyonel rahatsızlıklarda ise tedavi yöntemi temel olarak ses terapisine dayanmakla birlikte, sorunun nedenlerine yönelik de tedaviler gereğinde uygulanmalıdır. Örneğin kişilik yapısı veya ruh halinin belirgin olarak ses kısıklığına katkıda bulunduğu durumlarda psikolojik danışmanlık hizmetlerinden faydalanılması gerekmektedir.

Son olarak ses hastalıklarından korunmada dikkat etmemiz gereken hususlardan bahsetmemiz gerekirse;

1. Günde 2, 5 – 3 litre kadar sıcak ya da soğuk olmayan su içilmelidir.
2. Sigara ve sigara dumanından uzak durulmalıdır.
3. Çok yoğun öksürmekten ve boğazınızı temizleme hareketinden kaçınılmalıdır, bunun yerine boğazınızı temizleme ihtiyacınızı birkaç yudum su içerek giderin.
4. Düzenli uyku uyumalı ve stresten uzak durulmalıdır.
5. Çok uzun cümleler kurulmamalı, konuşurken cümleler arasında derin nefes almaya özen gösterilmeli, bağırarak konuşulmamalıdır yararlanın.
6. Kafein (kahve, çay), alkol ve çok miktarda süt ürünlerinin tüketiminden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
7. Yağlı, baharatlı, salçalı yiyecekler, gazlı içecekler özellikle akşamları tüketilmemelidir.
8. Mentollü nefes açıcılar, şekerler ve pastiller ses tellerinizin kurumasına yol açabilir. Bunların çok fazla tüketiminden uzak durulmalıdır.
9. Telefonda konuştuğunuz sırada baş ve boyun pozisyonunuza, sesinizin yükseklik derecesine çok dikkat edin. Yüksek sesle uzun süreler telefonda konuşmak, baş ve boyun pozisyonundaki gerginlik/bozukluk ses telleriniz üzerinde dengesiz bir baskıya ve gerilmeye sebep olur.
10. Eğer konuşmanızda bir problem, sesinizi kullandıktan sonra boğazınızda rahatsızlık ya da ağrı hissediyorsanız en kısa zamanda bir Kulak-Burun-Boğaz Hekimi’ne başvurmalısınız.”

Kaynak: http://www.bizimsaglik.com