İzmir'de okul servisinde ölen Alperen Sakin için açılan davadan karar çıktı. Mahkeme, servis minibüsü şoförüne 9, anaokulu sahibine ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Abone olİZMİR’in Çiğli ilçesinde, kreş servisinde unutulan Alperen Sakin’in (3) ölümüne neden olmakla suçlanan ve olayın ardından tutuklanan servis şoförü Taner İşgören ile eşi okul sahibi Yurdagül İşgören’in de aralarında bulunduğu, 2’si tutuklu 6 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme Taner İşgören ve D.K.’ya 9 yıl, Yurdagül İşgören, Ahmet Somun ve Bekir Gül’e 5’er yıl, Arzu Gülmez’e ise 6 yıl hapis cezası verdi.
Çiğli’nin Köyiçi Mahallesi’nde, 15 Ağustos 2017 tarihinde meydana gelen olayda, Buket- Serkan Sakin çiftinin oğulları Alperen, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokulu’na götürülmek üzere servis sürücüsü Taner İşgören (47) ile rehber personel D.K.’ya (17) teslim edildi. Öğrenciler indirildiği sırada D.K., ağlayan bir öğrenciyi alarak, okula girdi. Serviste uyuyan Alperen’i fark etmeyen sürücü, aracı okulun yanında bulunan ve otopark olarak kullanılan boş arsaya çekti. Alperen’in kreşte olmadığını saatler sonra fark eden öğretmenler ile görevliler, okul ve bahçesini aramaya başladı. Aramadan sonuç alınamayınca, okulun güvenlik kamerası kayıtları incelendi ve Alperen’in okula girmediği görüldü.
Bunun üzerine okul servisine bakan görevliler, minik Alperen’in, sabah oturduğu koltukta cansız bedenini buldu. Okul yöneticileri, polise verdikleri ilk ifadelerinde gerçeği saklayarak, Alperen’in uyku saatinde uyutulduğunu ve bir daha uyanmaması üzerine hastaneye götürüldüğünü söyledi. Bu durumdan şüphelenen polis, bir görevlinin ifadesinden yola çıkarak, olayı aydınlattı. Alperen’in kreş servisinde unutulduğu için öldüğü ortaya çıkarıldı. Soruşturma kapsamında, servis sürücüsü Taner İşgören ile eşi okul işletmecisi Yurdagül İşgören, tutuklandı. Kamuoyunun tepkisine neden olan olayın ardından Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar servis sürücüsü Taner İşgören ile eşi Yurdagül İşgören, tutuksuz sanıklardan servis görevlisi D.K. ve sorumlu müdür Bekir Gül hakkında ’bilinçli taksirle ölüme neden olmak’ ile ’suç delillerini yok etmek’ suçlarından toplam 14’er yıl hapis cezası istendi. Öğretmen Arzu Gülmez hakkında, ’taksirle ölüme sebebiyet vermek’ten 6 yıla kadar hapis cezası, okul çalışanı Ahmet somun hakkında ise ’suç delillerini yok etmek’ten 5 yıla kadara hapis cezası talep edildi.
"OĞLUMU EMANET ETTİĞİM KİŞİLERDEN KORUYAMADIM"
Duruşma öncesi açıklama yapan Alperenin annesi Buket Sakin, "Ben oğlumu koruyamadım. Nasıl ki Ceylinin annesi Eylülün annesi, yavrularını koruyamadıysa ben de koruyamadım. Ki ben oğlumla parklarda oynarken bir adım arkasında düşerse diyen duran bir anne. Ama ben oğlumu emanet ettiğim kişilerden koruyamadım. Alınacak karar emsal olarak hayatımıza girecek. Bundan sonrada benzer davalarda önemli bir etkisi olacaktır" diye konuştu.
"OĞLUM HAKİMİN SOL YANINDA OLACAK"
Oğlunun geçtiğimiz 6 Temmuzda doğum günü olduğunu ve yaşasaydı 4 yaşına gireceğini gözyaşları içinde anlatan anne Sakin, "Oğlum yaşasaydı 4 yaşında olacaktı. Yaşıtları gibi emziğini bırakacaktı. Doğum gününde mumları üfleyecekti. Kocaman gözleri mutluluktan büyüyecekti. Mumları üfleyemedi. Biz oğlumdan sonra doğum günü kutlayamıyoruz. Bugün çıkacak vicdani kararla bizim evde de o mumlar yanacak. Bugün oyun arkadaşları da burada. Unutmayalım ki o bir melek oyun arkadaşlarının oyunlarına katılamasa da o bizim yanımızda. O sol yanımda. Benim sol yanımı çok severdi. Sol yanımda uyur, sol yanımı tutar. Biraz sona mahkeme salonunda da koca adam hakimin de sol yanında olacak" ifadelerini kullandı.
Karşıyaka 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşmasına, minik Alperen’in babası Serkan Sakin ile annesi Buket Sakin, tutuklu sanıklar Yurdagül- Taner İşgören çifti , tutuksuz sanıklar D.K. katılırken, sorumlu müdür Bekir Gül ve Arzu Gülmez gelmedi. Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın avukatı Müjgan Bilgen Özen ve tarafların avukatları da hazır bulundu. Duruşmada Sakin ailesinin avukatı Şenol Diş sanıkların emniyette verdiği ilk ifadelerinden bölümler okuyup, minik Alperen’in servis içinde değil, okul içinde öldürüldüğünü iddia etti. Bununla ilgili Alperen’in otopsi raporunu okuyan Diş, "Raporda ’Alperen’in başının sağ tarafında deri altında 1 santimlik kanama olduğu, beyinde ve ciğerlerinde ödem gözlemlendiği, midesinin boş olduğu gözlemlenmiştir’ deniyor. Buda sanık Arzu’nun ifadesini yalanlar niteliktedir" dedi.
Sakin ailesinin Avukatı Şenol Diş, duruşmaya gelmeyen tutuksuz sanık Ahmet somun’un duruşmaya getirilerek dinlenmesini talebinde bulundu. Avukat Diş, ayrıca olaydan sonra servis koltuğunda ve Alperen’in okul içindeki yatağında vücut izi çalışmasının yapılmamasının ihmal olduğunu öne sürdü. Olayda birçok gerçeğin Alperen’in ölümünden sonra ortaya çıktığını söyleyen Diş, okula giden öğrenci ailelerinin verdiği okulda işkence yapıldığı yönündeki ifadelerin dikkate alınmadığını belirterek, "Bu sebeple Alperen’in yaz sıcağında ceza vermek suretiyle okulda bir odaya kapatıldığı, olası kast ile Alperen’in öldüğü düşünüyoruz" dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Avukatı Müjgan Bilgen Özen ise suçun işleniş bakımından dolayı davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep etti.
"OĞLUMUN YAŞAM HAKKI ELİNDEN ALINDI"
Baba Serkan Sakin ise sanıklara en yüksek cezanın verilmesini isteyerek "Benim çocuğumun yaşam hakkı elinden alınmıştır. Biz yurtdışında yaşayan gurbetçi bir aileyiz. Çocuğumu kreşe vermeye karar verdiğimizde birçok kreş gezdim. Bu anaokulunda çocuğumun 3 yaş altında olmasının sorun olmadığını söylediler. Bu konuda biz kandırıldık. Biz çocuğumuzun derdindeyken, mal derdine düşen sanıklara indirim yapılmadan en yüksek cezanın verilmesini istiyorum. Benim çocuğumun yaşam hakkı istismar edilmiştir. İstismar sadece cinsellikle olmaz" dedi.
Anne Buket Sakin ise Alperen’in serviste öldüğüne inanmadığını söyleyerek, "Oğlumun serviste öldüğüne inanmıyorum. O gün 10 çocuk servisteyken D.K.’nin Alperen’i orada unutacağına ihtimal vermiyorum. Ben bu olayda birçok şeyin gizlendiğini düşünüyorum. O yüzden kamera kayıtlarının ortaya çıkarılmasını istiyorum" dedi.
Sanık avukatları da müvekkillerinin beraat ve tahliyesini talep etti.
Son savunmasını yapan sanık Taner İşgören "Olaydan dolayı çok üzgünüm. 11 aydır tutukluyum. Bilirkişi raporunda asli kusurlu olanlar tutuksuzken, ben tutukluyum. Ortada bir unutma eylemi var. Beraatımı ve tahliyemi talep ediyoru" dedi.
Duruşmada ağlayarak son sözü sorulan Yurdagül İşgören ise eşinin söylediklerine katıldığını söyleyerek, "Ben çok üzgünüm. Velilerimiz gayet memnunmuş ki o kadar öğrenci kitlesine sahip olmuşuz. Kış döneminde hiçbir zaman sorun yaşamadan atlattık. Ama yaz döneminde böyle bir olay başımıza geldi. Ben kazaya ve kadere inanıyorum" dedi. Diğer sanık D.K. ise beraat talebinde bulundu.
Aranın ardından mahkeme, Taner İşgören ve D.K.’ye bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten 9 yıl hapis cezası verdi. Yurdagül İşgören, Bekir Gül ve taksirle ölüme sebebiyet vermekten 5 yıl, Arzu Gülmez taksirin ağırlığı göz önüne alınarak 6 yıl, Ahmet Somun ise delilleri karartmaktan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Taner İşgören ve Yurdagül İşgören’in tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
BABA SAKİN: SANIKLAR GEREKEN CEZAYI ALMADI
Duruşma sonrası açıklama yapan baba Serkan Sakin, "Sanıklar gereken cezayı almadı. Biz istinafa başvuracağız. Bu işin peşini bırakmayacağız" dedi.