Türkiye'nin ilk hücre fabrikası ise 2006'da Trabzon'da faaliyete geçecek. Amaç daha iyi tedavi.
Abone olİnsan vücudundan yoğun olarak omurilikte, kanda ve bebeklerin kordon kanında bulunan kök hücreler; kan hücrelerinin yanı sıra, kalp kası hücrelerine, beyin hücrelerine, sinir sisteminde nöronlara, kas hücrelerine, kalp kaslarına, karaciğer, kemik, kıkırdak, pankreas hücreleri gibi aklınıza gelen daha birçok hücreye dönüşebileceği yapılan çalışmalarda gösteriliyor. Bu yönüyle kök hücre, bir çok hasta için adeta ‘mucize’ olarak görülüyor ve çalışmaların sonuçlanmasını bekleniyor. Ancak, embriyonik kök hücrelerin kullanımı, bir çok ülkede yasak ve hâlâ tartışma konusu.
Bilim adamları, önümüzdeki 10 yıl içerisinde tıp alanında önemli gelişmeler olacağına, pek çok hastalığın ise “kökten” çözüleceğine inanıyor. “Cell therapy”, yani “hücre tedavileri”yli ilgili sorularımızı yanıtlayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercüment Ovalı, hücre tedavilerinin önümüzdeki yıllara damgasını vuracağını söylüyor: “Örneğin çiçek hastalığı, tamamen kontrol altına alınabildi ve yok edildi. Bu hastalığı yok ederken sorun olan mikroorganizmaya karşı, bir başka organizma hücreleri tedavi amaçlı kullanıldı. Hücre tedavilerine ait ikinci örnek, kan bankacılığında kullanılan, kan ve hücresel kan ürünleridir ve bugün hâlâ yerine kullanılabilecek bir ürün üretilememiştir. Hücre tedavilerinin üçüncü kullanım alanı ise kök hücre nakilleri. Kök hücre nakilleriyle kanserli hastalarda kanser hücresi sağlıklı bir başka hücreyle yok ediliyor. Geçen 20 sene içerisinde kök hücre nakillerinin bize öğrettiği bir şey de, kök hücrenin birçok organın yenilenebilmesinde de kullanılabileceğidir.”
Hücre tedavileri pek çok alanda henüz deneme aşamasında ancak tıpta başarıyla uygulanan alanlar da var. Tıpta uygulanan en başarılı örnekler arasında ise klasik kök hücre nakilleri, anti-aging amaçlı hücre enjeksiyonları, yanıklarda hücre tedavileri, eklem ve kıkırdak hasarlarında hücre tedavileri yer alıyor. Bugüne kadar üniversitede ekibiyle birlikte ciddi kök hücre çalışmaları yapmış olan Prof. Ovalı, çalışmaları şöyle özetliyor: “Üniversitemizde embriyonik kök hücrelerden dokular elde etmeye çalışıyoruz. Örneğin embriyonik kök hücreyi sinir hücresine dönüştürdük, kalp kası yaptık. İnsan vücudundan alınan kök hücrelerle ise farelerde felç tedavisinde olumlu sonuçlar elde ettik. Ayrıca insanların kendi kök hücrelerinden cilt dokusu ve kıkırdak dokusu üretiyoruz.”
Hastalıkların tedavileri açısından en etkili kök hücre tipi embriyonik kök hücreler. Ancak bunların kullanımı hâlâ pek çok ülkede yasak. Bunun en önemli nedeni ise dinsel ve etik kaygılar. Yine de bu çalışmaların önünün açılacağı beklentisi yüksek.
Hücreler fabrikada üretilecek
Tüm bu hücre tedavilerinin uygulanabilmesi için özel “hücre üretim tesislerine” ihtiyaç var. Henüz Türkiye’de uluslar arası lisans ve kalite belgelerine sahip özel üretim tesisleri yok. Ancak Prof. Dr. Ercüment Ovalı, 2006’da Türkiye’nin ilk “hücre fabrikası”nı Trabzon’da hizmete açacaklarını söylüyor: “Tedavi amaçlı bir üretim normal laboratuvarlarda gerçekleşmemeli. Bunun için özel hücre üretim tesisimizi mart 2006’da tamamlayacak, yaz sonu itibariyle de hizmete açacağız. Üniversitelerin, kliniklerin ihtiyacı olan embriyonik kök hücre de dahil olmak üzere her türlü hücre tipini sağlayacak, araştırmaların içinde yer alacağız. 2600 metrekare kapalı alanı olan bir üretim fabrikası olacak Türkiye’de. Bunun için 5 buçuk trilyon harcadık. Hücre üreteceğiz. Bu tesiste izinli, üretimi söz konusu olan ürünler üretilecek. Kök hücre nakli yapılan hastaların kök hücrelerinin de özel şartlarda üretilme zorunluluğu var. İkincisi kanserli hastalarda ‘immünoterapi’ yapacağız. Şu an da zaten yapıyoruz.
Türkiye’de hücresel immünoterapi hâlâ yapılamıyor. Çünkü alt yapı yetersiz. İmmünoterapide, kemoterapi, radyoterapi ve diğer tedavilerle tümör kitlesini küçültüyor, geri kalan tümörün yok edilmesi için de bağışıklık sistemi hücrelerine ‘savaşmayı’ öğretiyoruz. Hijyen açısından insanların ‘uzay giysileriyle’ gezecekleri bu tesiste ayrıca bir kordon kanı ve örneğin kanserli hastaların spermlerini saklayabilecekleri bir sperm bankası da olacak.”
Genetik bilimi, pek çok hastalığın tedavisinde umut vaat ediyor. Bilim adamları, gen tedavilerinin ileride özellikle genetik hastalıkların “tarihe karışmasında” büyük rol oynayacağını söylüyor. Acıbadem Hastanesi Genetik Tanı ve Hücre Tedavi Merkezi Direktörü Doç. Dr. Ender Altıok, 2006’da yeni gen tedavi yöntemleri üzerinde çalışmaların artacağına dikkat çekiyor: “2006’da hücre tedavileri ve gen tedavilerinin birlikte kullanımları yaygınlaşabilir. Hücre tedavilerindeki başarıların kendini göstermesi ile bu alanda yeni tedaviler daha cesaretle denenebilir. Özellikle kas, beyin, karaciğer gibi dokularda hücre tedavileri görülebilir. Yeni teknolojilerin etkisi ile bilinmeyen pek çok hastalığın genlerle ilişkisi aydınlatılabilir. Gen ve hücre tedavileri alanında yasal ve etik düzenlemeler de ortaya çıkabilir...”
Gen tedavileriyle ilgili son gelişmelerden söz eden Altıok, bu yıl içerisinde insanlarda çeşitli hastalıklarda gen tedavisi denemelerinin yapıldığını söylüyor. Bu yıl yapılan denemelerde gen tedavileriyle hücre tedavilerinin birlikte kullanılmasının dikkat çektiğine değinen Altıok, “Tedavi edecek genleri taşımak için eskiden beri kullanılan virüslerin yanı sıra virüs bulunmayan yeni yöntemler de denendi. Alzheimer hastalığı bulunan 6 kişide, romatoid artrit hastası olan 9 kişide, kalıtsal bağışıklık eksikliği bulunan 1 çocukta gen tedavileri denendi ve umut veren sonuçlar alındı. Kistik fibroz, AIDS, kanser gibi çeşitli hastalıklarda da hayvan araştırmaları yapıldı” diyor.
Dr. Altıok’un söylediklerine göre genetik biliminde gelişmelerin dinamiğini teknolojik gelişmeler ve cihazlar belirliyor. Altıok, mümkün olduğu kadar çok genin mümkün olan en ucuz fiyata incelenebilmesi hedefini güden teknolojik yeniliklerin, gen işlevleri ve gen-hastalık ilişkilerinin aydınlatılmasında, her bireyin gen profilinin ortaya çıkarılmasında, gen şifreleri bilinmeyen canlıların çalışılmasında önemli kolaylıklar sağlayacağını vurguluyor...
Hücre Tedavileri
1. Tıpta uygulanan tedaviler
● Klasik kök hücre nakilleri
● Hücresel immünoterapi yöntemleri (Hastalıklarla savaşta kişinin kendi hücreleri kullanılıyor. Örneğin hastadan elde edilen kök hücreler, laboratuvar ortamında tümörle savaşabilen bağışıklık sistemi hücrelerine dönüştürülüyor)
● Anti-aging amaçlı fibroblast enjeksiyonları (Derinin doğrudan yaşlanma mekanizmasıyla ilgili olan en önemli hücresi fibroblast, kişinin kendinden alınarak, laboratuar ortamında çoğaltılıyor ve kırışık bölgeye enjekte ediliyor. Bu hücreler cildin genç kalması için gerekli olan “kolajen” gibi maddeleri orada sonsuza kadar üretiyorlar. Fibroblast enjeksiyonları, özellikle ABD, İngiltere, İsviçre ve İsveç gibi ülkelerde yaygın.)
● Yanık tedavilerinde hücresel tedaviler
● Diz ekleminde oluşan hasarlarda, kişinin kendinden alınan kıkırdak hücrelerinin kullanımı. (Bugün bu amaçla kullanılan protezlere göre hücre tedavisi çok daha az yan etkili, sonuçlar ise çok daha etkili. Bu tedavinin maliyeti ise daha düşük.)
2. Araştırma aşamasında olan hücre tedavileri
● Tümör aşıları
● Tümörü hedef alan hücre tedavileri
● Virüsü hedef alan hücre tedavileri
● Organ yenilenmesinde kullanılmak üzere erişkin kök hücre, kordon kanı ök hücreleri, fetal (fetusa ait) kök hücre kullanımı (Özellikle kalp-damar cerrahisinde bu uygulamaların rutin olarak uygulanmasına az kaldı. Ayrıca sinir sistemi hastalıklarında, Alzheimer, Parkinson, Amniyotrofik lateral skleroz (kalıtsal iskelet hastalığı), diğer motor ve duysal nöron hastalıklarında ümit verici çalışmalar yayınlanıyor. Karaciğer yenilenmesi, şeker hastalığının tedavisi ve böbrek yetmezliği hastalıklarında çalışmalar sürüyor)
● Embriyonik kök hücre kullanımı
Haber : Bade GÜRLEYEN
Kaynak: Tempo