Serhat Albayrak, mübarek bir günde bunu yapmamalıydı!
En son görüşmemizde, Serhat Albayrak'ın kendisine yeni bir kapı açtığını, Aktüel'de yazmaya başladığını söylemişti.
Fikri Akyüz'le 12 yıla yakın geçmişimiz var. Dostluğumuzda,
küslüklere yer yok. Onu en ağır şekilde eleştiren benim, buna
rağmen saygısından zerre kadar bir şey kaybetmedi.
Tezcanlıdır Fikri... İçi içine sığmaz.. Kafasına
koyduğunu yapar... Yapamazsa ya da ona o fırsat verilmezse,
parlayabiliyor kimi zaman.
Kendisine söylediklerimi burada da bir kez daha tekrarlayacağım.
Yeni Şafak'tan ayrılması yanlıştı. Takvim'de yazarken sabredemedi,
gelecek vaad eden bir kalem olduğunu farkedemedi, kendisine sunulan
bir imkanı elinin tersiyle itti ve Takvim'deki yazılarına son
verdi.
Bu da yanlıştı!
Haber7'de yazdı bir süre.
Ama ne yazma!
Şimdi kendisinin de pişmanlık duyduğu o yazısıyla muhafazakar
kesimle ipleri tamamen kopardı. Kopardı ama, kalleşlik yapmadı,
arkadan konuşmadı, kimseyi satmadı. Dobra dobra ne varsa, herkesin
yüzüne söyledi.
Bazıları gibi, patronlara yaltaklanmadı. Bazıları gibi dününü
unutup, geleceği üzerine yazılar döşenmedi. Bazıları gibi
yediği çanağa bıçak saplamadı!
***
En son görüşmemizde, Serhat Albayrak'ın kendisine yeni bir kapı
açtığını, Aktüel'de yazmaya başladığını söylemişti.
İki gün önce de, aynı Serhat Albayrak'ın suratına telefon
kapattığını yazıyordu Rotahaber'deki köşesinde.
Hem de Kandil Gecesi'nde!
***
Serhat Albayrak kısa dönem benim de patronluğumu yaptı
Star'da.
Diyaloğu sever.
Gece yarısı yazarını aramaktan çekinmez.
Kibar bir insandır!
"Kibirli mi?" derseniz...
"Hayır" diyemem!
"Ben" demeyi sever!
***
Öyle olmasaydı, Aktüel'in genel yayın yönetmeni varken, Serhat
Albayrak Fikri Akyüz'ü aramazdı.
Serhat Bey, Fikri'ye en zor gününde sahip çıktığı
için, arayıp fırça atma hakkını kendinde buluyor!
Hem seviyor, hem de dövüyor başka deyişle!
- Ben seni...
- ...?
Fikri cevap verince de...
Pat...
Telefon yüzüne kapanıyor Fikri'nin...
***
Fikri Akyüz de, gereğini yaptı tabii...
"Sevdin diye her daim dövmeye hakkın yok" dedi ve
Aktüel'deki yazılarına son verdi.
Keşke böyle olmasaydı!
Keşke, avukatlık mesleğini askıya alıp, gazetecilik mesleğine
sığınan Fikri bir kez daha kör bir kuyuya atılmasaydı. Keşke Serhat
Bey, içinde bulunduğu güç sarhoşluğundan sıyrılıp, kısa bir süre
önce sahip çıktığı Fikri' yi çocuk gibi azarlamasaydı.
Fikri, bunları haketmiyor çünkü!