Serdar Turgut, bir dönem köşe yazarlığı yaptığı Hürriyet Gazetesi'ni bakın niye eleştirdi.
Abone olCihan Haber Ajansı tarafından yayınlanan ve medyadaki gelişmelerin masaya yatırıldığı CİHAN Haber Dergisi'ne konuşan Serdar Turgut, son günlerde gündeme gelen medya-iktidar konusuna değindi.
Serdar Turgut, bir dönem köşe yazarlığı yaptığı Hürriyet Gazetesi'ni iş dünyasına yönelik yaptığı yayınlardan dolayı eleştirdi. Turgut ayrıca, gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile patronları arasındaki ilişkiye değinerek, patronuyla birlikte ticari amaçlı bir geziye gidebileceğini söyledi.
İşte CİHAN Haber Dergisi'nin son sayısında yer alan röportajdan öne çıkanlar:
- Açıkça yalan yazan ve iftira atan bir gazeteci Avrupa'da işine devam edebilir mi?
ST-Davalar açılıyor ve gerekli cezalar veriliyor Türkiye'de.
- Peki yalan ve iftira atan bir gazeteci dava sonrası da hala Genel yayın yönetmenleri tarafından çalıştırılıyor, nasıl işine devam edebiliyorlar?
ST.-Bu tür yalan yazan gazetecilerden dolayı da Genel Yayın yönetmenlerine davalar açılıyor. Belki genel yayın yönetmenlerine daha da çok dava açılıyordur. Çünkü bunun ispatlanması gerekmez, yalan yazdı denince herkes dava açabiliyor. Korkarsanız hiçbir şey yazamazsınız.
- Bir medya patronunun genel yayın yönetmeninden beklentileri nelerdir?
ST.-Onun eline geçici süre ile vermiş olduğu şirketi iyi yönetmesidir.
- İyi yönetmesi derken nasıl yani?
ST.-İyi para kazanması, iyi bir gazete ürünü ortaya koyması ve etrafı yakıp yıkmadan yayıncılık yapması.
- Patronları ile tamamen ticari amaçlı bir geziye katılıp, bir başka hükümet yetkilisi ile bir holding temsilcisi gibi görüşmeler yapan genel yayın yönetmenlerini okuyoruz gazetelerden. İşin doğası mı bu yoksa?
ST.-Ben tanımıyorum böyle birini.
ÖZKÖK GİBİ BEN DE İŞADAMLARIYLA GÖRÜŞMEYE GİDERİM
- Ertuğrul Özkök hakkında çıkmıştı böyle haberler, Yalan haber mi bu da yoksa?
ST.-Yok, öyle değildir o. Hayır. O normal işinin gereğini yapıyor. Yani patronu isterse gidiyor böyle görüşmelere.
- Her genel yayın yönetmeninin böyle işleri var mıdır?
ST.-Vardır.
- Yani patronuyla tamamen ticari amaçlı bir geziye bu şekilde katılmak!
ST.-Patron isterse gider tabii ki, ne yapacak!
Siz de gider misiniz?
ST.-Giderim. İsterse giderim.
HÜRRİYET'İN DURUMU ÇOK İYİ DEĞİL
- Gençliğinizde Hürriyet Gazetesini Türkiye'deki doğruları yazar diye zevkle okuduğunuzu söylemiştiniz. Bugün nasıl Hürriyet gazetesinin durumu?
ST.-Durumu pek iyi değil. Toplumda Hürriyet'e yönelik bir bakış açısı var.
- Nasıl bir bakış açısı var?
ST.-İş dünyasına yönelik çok yayın yaptılar, çıkarları doğrultusunda yayınlardı bunlar. Toplumda böyle bir yargı var ve bu onları çok yaralıyor aslında......
- Aydın Doğan'ın, Karamehmet için "Aşırı büyük paralarla adamlarımı transfer etti. (Tuncay Özkan, Serdar Turgut, Nurcan Akad) İki milyon dolar gibi transfer ücretleri verdiği yazılıp çizildi medyada. Transfer ettiği gazetecileri kullanmak istiyor, onları bana iftira ettirmeye kalkıştı " demesine ne demeli?
ST.-Kime vermiş?
Transfer edilenlere.
BEN ÖYLE BİR PARA ALMADIM
ST.-Güzel diyor da, kime verdiğini anlayamadım iki milyon doları. Keşke bana verseydi. Görmedik onu valla. İyi güzel vermiş.
- Aydın Doğan, Emin Karaca'nın hazırladığı "Plazaların Efendisi Aydın Doğan" isimli kitapta kendisi söylüyor bunu.
ST.-Aydın Doğan. Hımm. Karamehmet o kadar küçük fiyatlarla adam transfer etmez. Yalan söylüyor Aydın bey.
- "Onları Kullanmak istiyor ve bana iftira ettirmeye kalkıştı" niye diyor?
ST.-Valla kendim için, yani orada transfer edilenlerden birisi olarak da söyleyeyim, ne iftirası ettim bilmiyorum. Etmedim de. Toplumda Aydın Doğan'la ilgili bir kanı oluşuyor ben de bunu yazıyorum..