BIST 9.745
DOLAR 35,21
EURO 36,82
ALTIN 2.979,90
HABER /  SPOR

Şenol Güneş'ten itiraf: Kendimi de sorumlu hissediyorum

A Milli Takım'ın teknik direktörü Şenol Güneş, milli maçlar sırasında futbolcuların koronavirüse yakalanmasıyla ilgili 'Kampta oyuncularımızın çoğu hasta oldu. Bulaşıcılığı çok fazla. Ben kendimi de sorumlu hissediyorum. Nasıl kontrol edemedik?' dedi.

Abone ol

A Milli Takım'ın başında A Grubu'nda İtalya, Galler ve İsviçre ile mücadele edecek Şenol Güneş, Sabah'a konuştu. Takımına dair tespitlerini yapıp, planlarını anlatan tecrübeli çalıştırıcı, Avrupa Şampiyonası'ndaki şansımızı ve gündemi değerlendirdi.

Şenol Güneş'in açıklamalarından satır başları...

"FIFA sıralamasına baktığınız zaman rakiplerimizin hepsi bizden daha iyi durumda. Biz de FIFA sıralamasında yükselmek için uğraşıyoruz. İtalya diğer rakiplere göre bir tık daha güçlü görünüyor.

Enteresan bir gruptayız. Her türlü sonuç çıkabilir. Bunun için ilk maçta alacağımız sonuç önemli. Beraberlik ve galibiyetimiz grupta bazı karışıklıklara sebep olabilir. İnşallah öyle olur. 3'ü de zor maç olacak."

"Grupta '4. kim olur?' dersek, kimse bir şey söyleyemez. Hatta İtalya bile olabilir. Galler de iyi takım. Oyuncuları üst seviye liglerde ve çıkıştalar. İsviçre de keyifli futbol oynuyor, biz de öyleyiz. İtalya da iyi yol aldı. Birinci ve ikinci gruptan çıkıyor. 3. en iyi takımın da gruptan çıkma şansı var."

"Grupta 5-6 puan büyük avantaj ama 4 puan bile çıkarabilir. Tabii ki gruptan çıkmak istiyorum ama iyi oyunla, güzel futbolla çıkmak istiyorum. Futbolda iniş-çıkışlar olabilir ancak biz akılda kalıcı, coşkulu, tutkulu, sevimli bir takım olmak istiyoruz. Kendimizi aile takımı olarak görüyoruz. O hissi tüm dünyaya geçirmek istiyoruz. Hem ülke futbolunu hem de ülkeyi tanıtmak istiyoruz."

"Kıran kırana, coşkulu, cesur, inançlı bir takım görüntüsü çizmek istiyoruz. Bu oyun bizi gruptan çıkardığı zaman ana hedefimize ulaşacağız. Ondan sonra da her tur atlama bizim için başarıdır. Ben bu ekibin Dünya Kupası'na da katılarak görevini çok iyi yapacağını düşünüyorum. Bunların hepsi bir imtihan olacak oyuncular için."

"Ben kendimi de sorumlu hissediyorum"
"Ne olur söylenenleri yerine getirerek hastalığı uzaklaştıralım kendimizden. Ne kadar dikkat edersek o kadar daha çabuk kavuşuruz. Hep şikâyet ederek, mazeretler bularak, olumsuz düşünerek çözüm üretemeyiz. Ben de bazı hatalar yapmış olabilirim ama inanın ki 2-3 ay hiç dışarı çıkmadım. Kampta oyuncularımızın çoğu hasta oldu. Bulaşıcılığı çok fazla. Ben kendimi de sorumlu hissediyorum. Nasıl kontrol edemedik? Pozitifi ayırıp devam ediyoruz, UEFA bunu istiyor."

"Muhtemel ki maçta da pozitiftiler"
"Son maça çıkarken hastalar vardı, üçüncü maçta da hem hocalarımızda hem de oyuncularımızda sayı çoğaldı ama maç bittiğinde negatif çıkan oyuncularımız sonra pozitif oldular. Muhtemel ki maçta da pozitiftiler. Ne kadar tedbirlerimiz olsa da şartlara uyum sağlarken hatalar yaptık. Bu hataları da üzerimize alıyoruz. Kurallara uymak için baskı yapacağız birbirimize. Herkese iş düşüyor."

"Türkiye bize o inancı ve beklentilerini hissettiriyor"
"Başarı, hedefe giden yolda ara yollardır. Avrupa Şampiyonası'na katılmak bir başarı ama bitmiyor ki! Orada da bir adım atman lazım. Aceleye gelecek bir şey değil. Sabır işidir, çalışma işidir başarı. Bunu tek başıma yapmıyorum. Başkan Nihat Bey ve yönetimin büyük desteği var. Bu milletin duasıyla, bizim de çabamızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Türkiye bize o inancı ve beklentilerini hissettiriyor. O duyguların karşılığını vermek istiyoruz."

"Yalan üzerine konuşulmaz. Olmayan bir şeyi, kötü düşünen birinin sözleri üzerine konuşursak hataya düşeriz. Birisi bir kuyuya bir taş attı, ben kuyuya girip o taşı çıkarır, bir daha yanlış yaptığını söylerim. Bu bana zaman kaybettirebilir, enerji kaybettirebilir. Biz bu katılım ile zaten para kazandırıyoruz. Döviz geliyor, tanıtıma katkı yapacağımızı düşünüyoruz. Hırsızlık varsa onu koyarsın. Bunlar gündem olacaksa burayı kapatalım o zaman. Haksızlık yapıyorlar takıma. 'Aman prim almasın', alsa ne olur ya!"

"Aslında biz bir sezon önce yaptık tüm planımızı. Daha pandemi yokken, kamp dönemi, organizasyon, hazırlık maçı hepsini planlamıştık. Arkasından pandemi çıktı. O hazırlıkların hepsi çöpe atıldı. Ama şimdi aynı organizasyon üzerinde yürüyoruz. Şu anda yapacağımız şey, 18-19 Mayıs'ta ligi biten takımların oyuncularıyla toplanmak. Diğerleri için ise erken ayrılan olabilir, 3-4 gün sonra gelmiş olacaklar. Buradaki hadise şu, sezon bitimiyle beraber oyuncuların tatil isteği olacak. Bu kadar yoğun bir maç takvimi, pandeminin de getirdiği olumsuzluklarla oynanan bir ligden sonra dinlenmeye ihtiyaç duyacaklar. Bu dinlenme fiziksel olduğu kadar zihinsel de olacak."

"Düşüşler olursa, aileleri de alarak kampta birlikte 1 hafta-10 günlük bir süreç geçireceğiz. Tabii ki bunda pandemi koşulları da belirleyici olacak. Dolayısıyla ana bölüm hazırlık maçlarıyla birlikte başlayacak. Mayıs'ın 27 ve 30'unda maçlarımız var. Haziran'ın 2'sinde Almanya'daki kamp yerine gideceğiz. Ayın 10'unda da İtalya'ya gideceğiz. Sonra da Azerbaycan'a gidip iki maçımızı oynayacağız. Pandemi nedeniyle bazı şeyler değişebilir. Belki bazı maçların yeri değişebilir, kayabilir."

"Cenk'e çok üzüldüm. Sadece ben değil, tüm futbolseverlerin içinin cız ettiğini düşünüyorum. Yetenekli ve güçlü karakteri olan bir oyuncu. Çok büyük katkılar yaptı, hem kulüp bazında hem de Türkiye'ye kattıklarıyla büyük bir değer. Ziyaret ettim ameliyattan sonra.. Psikolojisi iyi. Bu tip sakatlıkları aşabilecek, hayata olumlu bakan bir oyuncu. Başta üzüldü ancak çözümün üzülmekten değil, ne yapacağını düşünmekten geçtiğini biliyor. İyi bir ameliyat geçirdi. Yeniden dönüş yapmak için kendini hazırlıyor. Bu sakatlıkta zemin çok konuşuldu. Ancak ben kendimi bile sorumlu hissediyorum. Sakatlık sonrası kısa bir çalışma yaptı, oynamadan Milli Takım'a geldi ve virüse yakalandı kampta. Bu sakatlığa zeminin yanı sıra yaşadığı hastalık, beslenmesi, uzun süre maç oynamaması, hepsi sebep olabilir. Herkes kendine pay almalı durumdan."

"Yeni arayışlarımız var. Yurt dışında da arkadaşlarımız var. Ama kendi oyunumuz içinde de arayışlarımız olacaktır. İki forvet de tek forvet de oynayabiliriz. Belki hücumda bir takım varyasyonlar değiştirebiliriz. Oyuncumuzun olmadığı yerlerde oyunla ilgili arayışlarımız da olabilir."

"Her konuşmamızda herkes üzerine alınganlık yapıyor. Bu bir yarış, bunun içinde her şey var. Oyuncular, hakemler teknik ekip, malzeme, tesis... Süper Lig dediğiniz zaman bunların Süper Lig'e uygun olması gerekiyor. Kulüp takımındayken de aynı şeyleri konuştuk. Bursaspor'dayken de ağır beyanlarım olmuştu. Bursa-Karagümrük (Türkiye Kupası) maçı vardı, saat 12.00'ye alındı, suni çimde oynadık. Tesadüf o gün de Serdar Aziz oynamak istemiyordu. Sonra oynattım, sakatlandı. O zaman da Milli Takım oyuncusuydu. O gün de söyledim, bugün de söylüyorum, sakatlık tabii ki olabilir ama zeminlerin de iyi olması, koşullara uygun olması gerekiyor. Önce sağlıklı koşullarını oluşturmalıyız. Kulüpler ticari nedenlerle önceliği transfere veriyor. Altyapıları, idman sahalarını ve maç sahalarını ikinci plana atıyorlar. Lig bittiği anda bütün statlar elden geçirilecek ve futbol oynamaya müsait mi, karar verilecek. Yaptırımları da ağır olacak. Sahası olmayan, antrenman sahası olmayan takımın Süper Lig'de kesinlikle olmaması gerekir."