Abdüllatif Şener Başbakan Erdoğan'ı topa tuttu. Deniz Feneri e.V davası zanlılarının himaye edildiğini savundu.
Abone ol AK Parti'den istifa eden eski Abdüllatif Şener, Deniz Feneri e.V davasıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan’a ağır suçlamalar yönelttiŞener, “davayla ilgili kaçamak ifadeler kullanıyor” dediği Erdoğan’ın konunun üzerine gidilmesini engelleyen tavır sergilediğini, ayrıca Erdoğan ve iktidardaki bazı önemli isimlerin davada adı geçenlerle içiçe olduğunu savundu.
32. Gün’e konuştu
32.Gün Genel Yayın Yönetmeni Rıdvan Akar’ın sorularını yanıtlayan Şener, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Şener, şöyle dedi:
“Deniz Feneri e.V. davasıyla ilgili kararı Almanya’da yargı vermiştir. Ancak davayla ilgili asıl failler Türkiye’de olduğu halde, maalesef olayın üzerine gidilmiyor. Bu konuda en büyük görev hükümete ve sayın Başbakan’a düşüyor. Ancak gerek hükümet sözcüsünün, gerek bakanların gerekse başbakanın bu konu ile ilgili açıklamaları, geçiştirmeye yönelik, kaçamak ifadelerdir. İlişkilere baktığınızda, başta sayın Başbakan olmak üzere iktidardaki bazı önemli isimlerin bu davada adı geçen isimlerle büyük yakınlıklar içinde olduğunu görüyoruz. Yani bir içiçelik var. İlişkiler açısından bir birliktelik var, karşılıklı kollama var, gözetme var. Bir numaralı sorumlu hükümet ve sayın Başbakan konunun üzerine gitmiyorsa, hatta davranışları öyle gösteriyor ki, konunun üzerine gidilmesini engellemekte ise bu hadise Almanya’daki gibi şeffaf bir şekilde kamuoyunun önüne getirilebilir mi?”
‘Hırsız bizim hırsızsa’
Şener, Deniz Feneri e.V.ile ilgili olarak AK Parti’nin aldığı tavrı ise şöyle eleştirdi:
“Mahkemenin ‘Asıl failler Türkiye’dedir’ derken saydığı, zikrettiği isimlere baktığımızda da bunlarda Türkiye’de belli bazı kuruluşların başındalar. Dolayısıyla süreç ve zincir aslında fotoğrafı bilinmez hale getirmiyor. Ve bu belli kurumların başında olan kişilerde siyasi iktidar tarafından himaye ediliyor. ‘Hırsız bizim hırsızsa ona sahip çıkmamız gerekir’ diyenler var hâlâ bu ülkede.“
Kanal 7’ciler bana geldi!
Şener ayrıca “ ben Kanal 7 bağlantılı olarak Sermaye Piyasası Kurulu’nda bir çalışmanın devam ettiğini biliyorum. Çünkü daha önce bana da gelmişlerdi... Bu tür ziyaretler sadece masum bir şekilde sorunları anlatmak için yapılmaz. Elbette bu anlatılanlar bir talebi de içerecek şekilde algılanmalıdır... ” dedi.
SPK’nın Kanal 7 ile ilgili karar vereceği süreçte Zekeriya Karaman’ı Başbakanlık koridorlarında gördüğünü de kaydeden Şener, “Pek çok iddialar ortaya atıldı. Başbakan bu iddialara kendince cevaplar verdi. Ama görüyoruz ki sadece bir konuda değil, birçok konuda söyledikleri doğru çıkmıyor. Ama bırakma niyeti göstermiyor. Sayın Başbakan’ın üslubu kin ve nefreti artırmaya yönelik” ifadelerini kullandı.