Abdüllatif Şener eski arkadaşlarını yerden yere vurdu. Hedefinde hükümet vardı. Ancak bir benzetmesi vardı ki..
Abone olTürkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, "Daltonlar'ın Avarel'i bir ülkeyi nasıl yönetirse, sorumlular bu ülkeyi öyle yönetiyor" diye konuştu.
Partisinin Denizli il binasının açılışı için kente gelen Şener, Kaleiçi Çarşısı'nda esnaf ziyareti yaptı. Şener, bir beyaz eşya mağazasında ikram edilen çayı içerken gazetecilere açıklamalarda bulundu.
SUİKAST İDDİALARINA NE DEDİ?
Şener, Ankara Çukurambar'da iki askeri personelin gözaltına alınmasıyla ilgili bir soruyu şöyle yanıtladı:
Avarel kimdir? |
Averell en uzun boylu ve en genç olan Dalton’dur. Yeme takıntılıdır ve sürekli "Ne zaman yiyeceğiz ?" diye sorarak Joe’yu kızdırır. Averel, aptal köpek Rin Tin Tin’i sevmektedir çünkü ikisinin zeka seviyeleri uyuşmaktadır. Averel iyi huyludur ve bazen aptallığı onun dürüst konuşmasına yol açar, bu da bazen Red Kit’in Dalton Kardeşler’i hapse göndermesini kolaylaştırır. Ancak yaptığı yemekleri eleştiren olursa sinirlenip saldırganlaşabilir. Oburluğu nedeniyle çeşitli maceralarda garip şeyler yemiştir. |
''Olaya farklı bakış tarzları var. Ancak yapılan açıklamalar da var. Yapılan açıklamalara göre henüz tekzip edilmiş değildir. Bir başka konu için Sayın Arınç'ın evinin etrafında bulunan görevliler söz konusudur. Biz de, farklı bir yargı kararı çıkıncaya kadar, bu açıklamanın doğru olduğunu varsayarız, düşünürüz. Bu ülkede kurumlar arası çatışmanın, her olay üzerinden siyaset, asker, yargı istihbarat birimleri arasında çatışma, kavga çıkması halinde ülkeye zarar verdiğine inanırız.''
DALTON KARDEŞLER BENZETMESİ
Abdüllatif Şener, ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Mevcut bakış açısı, sorumluların ekonomiye yaklaşım tarzıyla ekonomideki sorunları çözmemenin mümkün olmadığını savunan Şener, şunları kaydetti:
''Hükümetin, başımızdakilerin iş yapma biçimi ve uygulamalarını düşündükçe aklıma Dalton'ların Avarel'i geliyor. Daltonlar'ın Avarel'i bir ülkeyi nasıl yönetirse, sorumlular bu ülkeyi öyle yönetiyor. Adeta Hükümet ve Başbakan, dışarı için çalışıyor, dışarıdan gelen etkilerle çalışıyor. Türkiye'deki sanayicinin lehine olabilecek hiçbir programı yok. Yabancı ülke sanayicileri için çaba harcayan bir Başbakan ve hükümetimiz var. Türkiye'deki çiftçiler için değil, yabancı ülkelerdeki çiftçiler için çalışan ve mesai harcayan bir hükümet var. Esnaf ve işçimiz için çaba harcayan bir hükümet değil, uygulamalarıyla, politikalarıyla yabancı işsizlerin, yabancı ülke esnaflarının menfaatlerine çalışan, sonuç ortaya çıkaran bir iktidar ve hükümet var. Böyle bir ortamda Türkiye nasıl yönetiliyor acaba diye sorma ihtiyacı duyuyoruz.''