BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  POLİTİKA

Şener icraatlarıyla gurur duyuyor

AK Parti'den ayrıldıktan sonra Türkiye Partisi'ni kuran ve hükümeti en sert eleştiren kişilerin başında gelen Abdullatif Şener, eski partisinde bakanlığı döneminde yaptığı icraatiyle gurur duyduğunu söyledi.

Abone ol

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, ''Sayın Başbakan bilsin ki Galataport'u engellediğim için onur duyuyorum, gurur duyuyorum. Bugün önüme gelse yine engellerim'' dedi.

Şener, partisinin Kahramanmaraş il binasının açılışında yaptığı konuşmada, ülkede sanayicinin çökertildiğini, tarımın bitirildiğini, karlı bir sektör olan hizmet sektörünün yapılan satışlarla yabancıların eline geçtiğini söyledi. Şener, ''Stratejik tesisler yine yabancılara satılıyor. Başbakan ve bu hükümet var olduğu sürece kriz bitmez. Krizin adı başbakandır'' görüşünü dile getirdi.

Başbakan Erdoğan'ın ''Galataport'u engelleyenleri tarih sorgulayacaktır'' dediğini belirten Şener, şunları kaydetti:

''Kim engelledi Galataport'u? Ben engelledim. Galata bölgesini, Fatih Sultan Mehmet'in gemileri Haliç'e indirdiği bölgeyi Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı haline dönüştürüp, İsrail'li işadamı Ofer'e verdiler. Onay için bana geldi, ben de reddettim. Sayın Başbakan bilsin ki, Galataport'u engellediğim için onur duyuyorum, gurur duyuyorum. Bugün önüme gelse yine engellerim. Ama duydum ki hükümet tekrar Galataport'u Ofer'e vermek için hazırlık içindeymiş.''

DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİ

Hükümetin ''demokratik açılım'' sürecindeki çalışmalarını da eleştiren Şener, ''Bu ülkenin birliği, dirliği kardeşliği her şeyin üzerindeyken açılım tartışmaları ile birlikte bu ülkede ayrımcılık ve bölücülük derinleşmiştir, yaygınlaşmıştır'' dedi.

Türkiye'nin milli değerlerinin Cumhuriyet tarihi boyunca bu dönemdeki kadar tahrip olmadığını ileri süren Şener, ''Başbakan, açılımı yönetemedi. Cin şişeden çıkmıştır ve Türkiye tehlikeli bir mecraya doğru yürümektedir'' diye konuştu.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şener, telefon dinlemelerine ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:

''Türkiye'de dinlemelerin yapıldığına dair yaygın bir kanaat vardı. Halkın yüzde 97'si dinlenildiğine inanıyor. Ama ne zaman yargı mensuplarının dinlenildiği ile bilgiler yaygınlaştı, yargı sert tepki göstermeye başladı. İşin o tarafını anlayamıyorum. Bunu yargıya söylüyorum; vatandaşın dinlenmeme hakkı yok ta sizin sadece dinlenmeme hakkınız var. Vatandaş dinlenilirken, bu ülkedeki milyonlarca insanlar endişe yaşarken, bunun sıkıntısını hissederken yargı neden aynı hassasiyeti göstermemiştir. Dünyada en fazla telefon dinlemesi Türkiye'dedir herhalde. Dinleme teknolojileri çok çabuk değişiyor ve dinleme teknolojilerine en hızlı ayak uyduran ülke de Türkiye'dir.''