BIST 9.420
DOLAR 34,42
EURO 36,36
ALTIN 2.833,14
HABER /  POLİTİKA

Şener, AK Partiye yüzde kaç verdi?

Şener, Wikileaks'te yayınlanan kriptoların kontrollü bir sızıntı izlenimi verdiğini kaydederken "Yolsuzluklar nedeniyle istifa eden bakan" kendisi olduğunu söyledi

Abone ol

Şener, Wikileaks'te yayınlanan kriptoların kontrollü bir sızıntı izlenimi verdiğini kaydederken, belgelerle ilgili "Belgelerde varsa bir şey, evet bu olmuştur. Çünkü bir büyükelçi olmayan bir şey için belge göndermez" dedi. Şener 2011'de yapılacak siçim ile ilgili soruyu da yanıtladı: Ak Parti 25'i geçemez. Koalisyon hükümeti olur. Seçim iş birliğine hazırız.


Wikileaks belgelerinde "Yolsuzluklar istifa ettirdi" ifadesiyle yer alan bakanın kendisi olduğunu açıklayan eski Bakan ve Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, yayınlanan kriptolarla ilgili düşüncelerini TEKE TEK'te Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya anlattı.

Abdüllatif Şener, kriptolarla ilgili "Bunun ABD'nin kontrolü dışında olmayacağı konusunda eminim. Kontrollü bir sızıntı izlenimi veriyor ama gerisini bilmiyoruz, şu anda çok az sayıda belge yayınlandı. Tamamı ortaya çıktıktan sonra daha sağlıklı bir görüntü ortaya çıkacak" şeklinde konuştu.

"Bunlar kriptoya bağlanmış ve ülkesine bilgi olarak gönderilmiş belgelerdir
" diyen Şener, "Ama şu var, bu belgelerde kriptolarda olaylar veriliyor. Bu böyle midir, değil midir diye benim hiçbir tereddüdüm yok. Bunun denilip denilmediği konusunda şüphem yok. Evet bu olmuştur. Çünkü bir büyükelçi olmayan bir şey için belge göndermez" diye konuştu.

BÜYÜKELÇİLERLE BELLİ SINIRLARDA KONUŞULMALI

Şener, devlet adamlarının büyükelçiliklerin resepsiyonlarda karşılaşıp sohbet edebileceğini ama bunun belli sınırlar içerisinde konuşulması gerektiğini kaydederken, Altaylı'nın Vecdi Gönül'e ait olduğu öne sürülen sözlerle ilgili sorusuna, "Söylenen sözler ortada. Açıkça görülüyor, bunu bakan kendince bir değerlendirebilir. Bana diyorsunuz ki siz de değerlendirin dedikodu olur gibi geliyor" şeklinde cevap verdi.

 Altaylı'nın sorusu üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Wikileaks ile ilgili tutumunu değerlendiren Şener, "İlk olarak? Ellerindeki taşları döksünler' dedi. Buna rağmen sonradan bir açıklama yapmadı. O açıklamadan belgelerin tamamı ortaya çıksın, sınırlarının ne olduğu niteliğinin ne olduğu iyice bir anlaşılsın, ona göre bir değerlendirme yapar diye düşündüm. Baştan önünü kesme düşüncesinde oldu diye düşünüyorum şu anda. Nitekim Başbakan'ın konuşması üzerine medya ve kendi partisinin sözcüleri bir takım aydınlar, yazarlar, çizerler Başbakan'ın bakış tarzına göre pozisyon alıp , kamuoyunun bakışının da o yönde olması için büyük çaba harcıyorlar, bunda da başarılı oldular. Kendisi açısından doğru olmuştur" dedi.

EDELMAN YAZMAMIŞTIR

Başbakan'ın İsviçre bankalarında hesabı olduğu yönündeki belgelerle ilgili ise ABD'nin eski büyükelçisi Edelman'ın böyle bir şey kaleme almadığına inandığını söyleyen Şener, "Ben onu şöyle yorumladım o sırada Edelman'ın izinde ya da başka bir yerde ise vekaleten bir müsteşar vardır, o müsteşarın gönderdiği bir kripto olabilir" dedi.

ABD ALEYHİNE BELGE ÇIKMIYORSA İHTİYATLI OLMAK LAZIM

"Maalesef Türkiye'de objektif değerlendirme yapılabilecek ortamı kaybetmiş durumdayız. Çünkü insanlar kendi bakış açılarından görmeye yatkınlar yani bir şeyin doğrusu neyse ben onu bileyim öğreneyim hoşuma gitmese de habersiz yaşamayım diye..." şeklinde konuşan Şener, belgelerde ABD ve İsrail aleyhine bir şey çıkmamış olmasına değinerek, "Ben isterim ki Suriye ile Suudi Arabistan aleyhinde bir takım belgeler çıkmışsa ABD'nin ve İsrail'in rahatsız olacağı birtakım belgeler de olsun. Ama bu yoksa ihtiyatlı bakmak gerektiği kanaatindeyim" diye konuştu.

İSTİFAMIN ERGENEKON İLE İLGİSİ YOK

Şener, istifasının Ergenekon örgütü tarafından istendiği yönündeki söylentilerle de yanıt vererek, "Milletvekilliğini bırakıyorsunuz, bu demektir ki bu bakanlık da istemiyorum. Bu ben milletvekili olmuyorum dediğim tarihte henüz Ergenekon ile ilgili hiçbir şey yoktu. Birinci planda o zaman ortada bir Ergenekon yok, örgütü yok, operasyon yok ve işlemler yok. Ben bıraktıktan bir yıl sonra 2008'in Temmuz ayında ilk iddianame ortaya çıktı. Dolayısıyla bu süreçle bağlantılı değerlendirme yapmak mantıksızdır. Son nokta da, benim bugün dokunulmazlığım yok bu halkın nasıl dokunulmazlığı yoksa bir vatandaş olarak buradayım, Türkiye Partisi'ndeyim varsa hesap soracak biri gelsin her konuda" dedi.

TÜRKİYE'DE DEMOKRASİNİN STANDARDI DÜŞÜYOR

Şener, Altaylı'nın Türkiye'deki demokrasi süreciyle ilgili sorusuna, "Bu ortam demokrasinin standardının düştüğü bir ortamdır. Artığını söyleyenlerin aksine ben Türkiye'de demokrasinin azaldığına inanıyorum. Sivil toplum kalmamışsa, hukuk devleti yara almışsa ve aynı zamanda Türkiye'de basın özgürlüğü kalmamışsa ki bence yoktur. Siz özgürce yayın yapıyor olabilirsiniz ama Türkiye'de yüzlerce basın kuruluşu var. Bunların bir kısmı dahi aman bir rahatsızlık gelmesin Başbakan'ı mutlu edecek şekilde haber yapayım düşüncesi içindeyse o ülkede basın özgürlüğü yoktur" şeklinde konuştu.

AK PARTİ YÜZDE 25'İ GEÇMEZ

2011 seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şener, "İktidarın oyu için yüksek rakamlar veriliyor. Ben bunların doğru olduğunu zannetmiyorum. Ben açıkça söylüyorum, bu iktidarın alabileceği en yüksek oy yüzde 25'leri geçmez." dedi. Şener, partisinin baraj sorunu olmadığını Meclis'te güçlü bir şekilde var olacaklarını kaydetti.

İŞBİRLİĞİ SİNYALİ

2011 seçimlerinde seçim işbirliğine gidebileceği sinyalini veren Abdüllatif Şener, iktidarın toplumda baskı kurduğunu savunarak, sandıkta insanların korkarak oy vermeyeceğine inandığını söyledi.

Seçim işbirliğinin seçimden hemen önce olabileceği yönünde konuşan Şener, "Türkiye'de giderek otoriter bir bakış yerleşiyor, Başbakan konuşmalarıyla sürekli bir yerlere tehditler gönderiyor. Bu bir taraftan sivil toplum örgütleri, bir taraftan medya, bir taraftan sermaye çevreleri üzerinde baskı oluşturuyor. Böyle bir ortam da bu ülkenin kendi potansiyelini kullanması mümkün değil. Bastırılmış bir toplumun dünyayla yarışması mümkün değildir. Ülkenin geleceğine zarar veriyor. Bunun zincirleme uzantıları var. Böyle bir baskılamanın olduğu, iktidarın tek güç haline dönüştüğü bir ortamda şeffaflık ortadan kalkıyor. Denetlenebilirlik ortadan kalkıyor, sorgulanabilirlik ortadan kalkıyor" şeklinde konuştu.