Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır!
Hiç ama hiç unutmayalım o ders veren sözü: "Sahipsiz olan vatanın batması haktır.. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır."
Türkiye, çok kritik bir süreçten geçiyor..
15 Temmuz darbe girişimi tehlikesinin henüz geçmediğini görmek için, küresel güçlerin üst üste gelen tezgahlarına iyi bakmak gerekir...
FETÖ darbe girişiminin ardından ülkede her alanda temizlik harekatı sürerken, küresel güçlerin bir taraftan PKK, bir taraftan IŞİD, diğer taraftan PYD ile ülkeyi içeriden ve dışarıdan terör sarmalı içine sokup, Türkiye'yi teslim almaya çalıştıkları apaçık ortada..
*
Bakın bitmiyor sarmal!
Türkiye’deki ABD, İngiliz ve Alman büyükelçiliklerinin ve okullarının terör bahanesi ile bir açılıp bir kapatılması da Türkiye üzerine oynanan bir büyük oyundur!
Ne yazık ki Türkiye bir taraftan terör örgütleri ile mücadele ederken, diğer taraftan Türkiye’nin içişlerine karışmayı kendine marifet sayan yabancı büyükelçilerle uğraşmak zorunda kalıyor..
*
Bitmiyor oyun..
Bu arada uluslararası kredilendirme kuruluşu Moody's tarafından Türkiye'nin notunun düşürmesi nedendir?
Amaç Dünya ekonomi piyasalarında Türkiye’yi güvenilir ülke konumundan çıkarmak değil de nedir?
Ya her gün Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında hakaretler yayınlayan yabancı gazetelerin, son günlerde bir ‘kahraman’ gibi FETÖ’ ye kapılarını açıp sıra ile röportajlar yapması nedendir acaba!
15 Temmuz gecesi ortaya konan 'Bu birliktelik varken Türkiye'nin sırtı yere gelmez' dedirten o muhteşem dayanışma ruhunun yeniden ideolojik siyasi çatışma ortamı içine sokarak ortadan kaldırmak isteyenler kimlerdir?
Biliyorlar ki o ruhu alırsak işi bitiririz!..
Ama o ruh Malazgirt'ten, Çanakkale'ye, Dumlupınar'a kadar bu bedenden hiç çıkmadı ki!
*
Şu bir gerçek ki küresel güçlerin ve içerideki işbirlikçilerinin dört koldan hedeflerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var!
Çünkü biliyorlar ki o varken, onlara bu vatan topraklarda ekmek yok!
Ve görüyorlar ki milletin arkasında durduğu ‘Türkiye kimsenin emir kulu değildir’ diye yüzlerine haykıran Erdoğan’ı teslim almadan Türkiye’yi teslim almak mümkün değil..
Dikkat edin bu ülkede birilerinin sözde Türkiye’yi düşünür edası ile ‘Erdoğan Türkiye’yi ateşe atıyor’ diye kamuoyu oluşturmaya çalışmaları oyunun en önemli versiyonudur.!
Ama nafile çabalar..
*
Oyun net..
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin, ABD’nin Türkiye’nin Güneydoğu’sunu da içine aldığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası olduğundan artık eminiz..
Bakın..
Gülen terör örgütü ile birlikte hareket eden ihanet şebekesinin 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirmeye çalıştıkları darbenin asıl amacının Türkiye’yi bölme olduğu her gün yeni belge, bilgi ve sözde haritalarla ortaya çıkıyor zaten..
Bu darbe girişimi İngiliz derin devleti bir planı ve Amerika’nın organizasyonu ile gerçekleştiği söyleniyor. Nitekim Amerika’nın asıl amacının Türkiye’yi bölmek ve işgal etmek olduğu darbeden iki ay önce CIA’ye yakınlığı ile bilinen New York Times Gazetesi‘nde Nick Danforth’un 14 Mayıs 2016 tarihli Could Different Borders Have Saved the Middle East? başlıklı Ortadoğunun yeniden şekillenmesi gerektiğini belirttiği makalesindeki harita ile açıkça dile getirilmişti.
İşte o alçak harita..
Yani Türkiye büyük bir kıskaç altında.
Tehlikenin farkında olalım..
Gezi olaylarında, 7 Şubat MİT krizinde ve 17-25 Aralık operasyonlarında hükümete hukuksal bir darbe girişimi yapıldı ama tutmadı.
Türkiye'yi ele geçirmek isteyen karanlık odaklar, bu kez de 15 Temmuz darbe girişimine başvurdu ama milletin duvarına çarptı.
Şimdi ise Türkiye FETÖ, PKK, DAEŞ ve benzeri terör örgütleri tarafından işgal altına alınmak isteniyor.
Türkiye'de bir kaos ortamı oluşturmak isteniyor,
Oyun sürüyor arkadaşlar!..
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkomutanlığında bu oyunu çok iyi görüp hamlelerini en sağlıklı şekilde yapıp küresel güçlere karşı milli bir direnç ortaya koyuyor.
Şu bir gerçek ki Suriye manevrasını yapmasaydık hem askeri hem de politik anlamda çok şey kaybederdik!.
O nedenle bugün hangi görüşü savunursak savunalım ortaya konulan bu milli dirence karşı nemelazımcı olmamak güç vermek gerekir..
Şu bir gerçek ki..
Tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi hep birlikte milli zahmet çekmeye devam edeceğimiz bir süreç devam ediyor..
Unutmayalım ki bütün zahmetimiz devlet içindir..
*
Bakın “Ne güzel kumandan” iltifatına
mazhar olan Fatih Sultan Mehmet Han, Trabzon dağlarını aşarken
yanında Karamanoğlu’nun kızı olan halası bulunmakta idi…
“Sultanım” dedi halası, “Bunca zahmete
değer mi bir kefere için?”
O koca sultanın ayağında gut hastalığı vardı o zaman ve sarp
dağlarda, karların üzerinde atıyla giderken büyük acılar ve
zahmetler çekiyordu.
İşte hala yüreği buna dayanamamıştı…
Fatih, döndü ve halasına şöyle dedi:
“Bibi (hala), bizim zahmetimiz din-ü devlet içindir,
i’la-yıkelimetullah içindir, şahsımız için değildir. Eğer bu
zahmeti çekmezsek bize ‘gazi’ demek yalan olur!”
*
Ne anlamlı değil mi?
Ne diyor Mehmet Akif;
“Sahipsiz olan vatanın batması haktır.. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”
O nedenle bugünler ‘BEN VARIM’ deme günleridir.
Allah yardımcımız olsun..