Hollanda’da yaşayan Türk ressam Semiramis, Türkiye’deki ilk kapsamlı sergisini bugün Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde açıyor.
Abone olSanatçının eserlerinde, Osmanlı ve İran minyatürleri ile Hollanda resminin yansımaları görülüyor. 1984’ten bu yana Hollanda’da yaşayan Türk ressam Semiramis Öner Mühürdaroğlu, Türkiye’deki ilk kapsamlı sergisini bugün Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde açıyor. Daha çok Hollanda resim geleneğinden etkilendiği resimleriyle tanınan Semiramis, “Sultan’ın Gözünden Şenlik” adlı resim sergisiyle 23 yıl aradan sonra doğduğu topraklara, yaşadığı ülkenin penceresinden bakıyor. Bu akşam açılacak sergiyi oluştururken Doğu uygarlıklarından; Osmanlı, İran ve Pers minyatürlerinden ilham aldığını söyleyen sanatçı, iki boyutlu olan minyatürleri gölge ve ışığın hâkim olduğu bir çalışmayla üç boyutlu hale getirmiş. Osmanlı’daki minyatür sanatıyla, 16. ve 17. yüzyıl Hollanda resminin birbirine çok yakın olduğunu belirten Semiramis, “İki taraf da detaya çok düşkün. Gerek teknik gerekse tema olarak birbirine yakın eserler. Çalışmalarım sırasında resim ile minyatür arasındaki yakınlaşmayı gördüm. Amacım iki ülkenin resim sanatının kökleri arasındaki benzerliği ortaya koymak.” diyor. “Sultan’ın Gözünden Şenlik” adlı resim sergisindeki tablolar, her ne kadar geçmişin izlerini taşısa da sanatçının düşüncesini ve hislerini de dışa vuruyor. Bu eserlerde sanatçı, hayata dair düşüncelerini, sembollerle ya da doğrudan, sanatseverlerin algılayabileceği bir metotla sunuyor. Çocuksu saf figürler, melek yüzlü kadınlar, fantestik tavırlar ve doğa ötesi ilişkiler, dev ağaçlar ve simgesel aşklar Semiramis’in resimlerinin baş kahramanları. Semiramis, resimlerine esin kaynağı olan Doğu’yu bir Batılı sanatçı gözü ve algılayışıyla resmediyor. Bu tarzda, Hollanda’da 17. yüzyılda ‘Altın Çağ’ olarak nitelendirilen resim geleneğinin izleri görülüyor. Nesnelerin en ince ayrıntısına kadar detaylandırılması, tuvalin arka planındaki netlik, tuvaldeki her bir unsurun ayrı bir tablo gibi algılanması, Semiramis resimlerinin en belirgin özelliği. O kadar ki tablodaki her bir detay, tek başına bir resim hissi veriyor. Sanatçı, resimlerinde hikâye oluşturmaya özen gösteriyor. Hayvan betimlemeleri, kayalar, dağlar, çiçekler bir öyküden yola çıkılarak tuvale taşınmış. İnsan tasvirlerinde ise mistisizm ve mitolojinin izleri ağır basıyor. Serginin adı “Sultan’ın Gözünden Şenlik” olsa da sanatçının resimlerinde bir hüzün seziliyor. Semiramis, her ne kadar “Son beş yıldır yaptığım resimlerde hüzne yer vermemeye çalışıyorum; ama Doğulu bir insan olarak bunu ne kadar başarıyorum onu bilemiyorum.” dese de gerek bir merasimden (Surname) yola çıkarak yaptığı, gerekse günlük yaşamdan kesitler sunan resimlerinde insanların gözündeki hüznü okumak mümkün. Batı resim tekniğiyle fırçasını Bizans ve Osmanlı yaşayış geleneği üzerinde dolaştıran Semiramis, çalışmalarıyla bir sentez oluşturmayı amaçlıyor. Haber:Abdullah Kılıç Kaynak: Zaman