Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'ndeki Umut Kitapevi'nde meydana gelen patlama davasına yayın yasağı
Abone olHakkari'nin Şemdinli İlçesi'ndeki Umut Kitapevi'nde meydana gelen patlamadan dolayı tutuklu bulunan astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş'in yargılandığı, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasında, devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin yayınlamasına mahkeme kararıyla yasak getirilirken; tutuklu bulunan Veysel Ateş, "Allah nasip ederse örgütle mücadelem devam edecek" dedi.
Sabah saat 11.30 sıralarında başlayan mahkemenin başkanlığını İlhan Kaya yaptı. Üyeler Muammer Ballı ve Ferhat Erbaş ile Savcı Metin Dikeç de duruşmada görev aldı. Kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı, Jandarma Genel Komutanlığı'nca gönderilen ve 'Gerek soruşturma kapsamında dosyada bulunan, gerekse dosyaya girecek devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgenin yayınlanma yasağı getirilmesi' şeklindeki talep yazısını okudu. Müdahil avukatlarının şu an yürürlükte devlet sırrı diye bir yasanın olmadığını ve suçu aydınlatmaya yönelik yayınların yasaklanmasının kabul edilemeyeceğini öne sürmesine rağmen mahkeme heyeti, verdiği ara kararda, oybirliğiyle Jandarma Genel Komutanlığı'nın talebini kabul etti.
Daha sonra önceki duruşmada başlanan ancak sorgusu tamamlanmayan Veysel Ateş'e söz hakkı verildi. Ateş, ifade vermeye hazırlanırken, astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz, sanık üzerinde baskı oluşturabilecekleri gerekçesiyle önceki davada olduğu gibi duruşma salonundan çıkarıldı. Bu kez patlamanın meydana geldiği Umut Kitapevi'nin sahibi Seferi Yılmaz da duruşma salonunda çıkarıldı. Mahkeme Başkanı İlhan Kaya, iddianamede yer verilen 'Şemdinli'de 9 Kasım'da meydana gelen patlamanın sanıkları yakalandıktan sonra olaylar durdu' şeklindeki sözleri hatırlatarak, Ateş'e olaylarla ilgileri olup olmadığını sordu. Ateş, bunun kendileriyle ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu ve PKK terör örgütünün kış mevsiminde üstlerine döndükleri için olayların durduğunu, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte 2'sinin Hakkari'de olmak üzere 5 patlamanın yaşandığını ifade etti.
Mahkeme heyetinden söz alan müdahil avukatlarından Selçuk Kozağaç, Şemdinli İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde Ateş'in ifadesini alan Himmet Özdemir isimli polis memurunun, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı'na verdiği ifadesinde 'Ateş'e herhangi bir baskı ve zor kullanmadıklarına rağmen Ateş'in sonra korktuğu için ifadesini değiştirdiğini' söylediğini ve bunun doğru olup olmadığını sordu. Ateş, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ifade ederek, "Böyle bir şey olmadı. Altında imzam olan ifadelerimi kabul ediyorum. Diğerlerini kabul etmiyorum" şeklinde konuştu. Bu arada söz alan sanık avukatları, Himmet Özdemir isimli polis memuru ile yaptıkları görüşmelerde ifadelerinin saptırıldığını ve iddianameyi, hazırlayan savcının kendi düşünceleri doğrultusunda değiştirdiğini ifade ettiğini ve ikinci kez talimat ile ifade verdiğini söylediğini öne sürdü.
Söz alan müdahil avukatlarından Bahri Belen, Ateş'e dönerek, "İki kardeşiniz PKK tarafından öldürülmüş. Başınız sağ olsun. İntikam için mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz" sözlerine karşılık hemen araya giren Ateş, "Allah nasip ederse örgütle mücadele etmeye devam edeceğim" ifadesini kullandı.
Ateş'in bu sözleri üzerine tekrar konuşan Belen'in, "Örgüt diyerek kimi kastetmek istiyorsunuz?" sözlerine karşılık Ateş, dağdaki kadroyu kastettiğini ve halka karşı kimseyle bir mücadelesinin olmadığını ifade etti. Tekrar söz alan Belen'in, "Dağ gerillası ile kır gerillasına karşı verilen her görevi yapar mısın?" sorusuna Ateş, "Eğer silahlı ise gözümü kırpmadan elimden ne gelirse yaparım. Dağ kadrosunu nerede bulursam vururum" yanıtını verdi. Bu sefer araya giren Mahkeme Başkanı İlhan Kaya, Ateş'e kimin dağ kadrosunda olduğunu ve kimin halk olduğunu nasıl tanıdığını sordu. Bunun üzerine Ateş, "Biz birbirimizi yıllardır vuruyoruz ve tanıyoruz" dedi. Müdahil avukatlarından Selçuk Kozağaç, "Kardeşini kimin vurduğunu biliyor musun da vuruyorsun?" şeklinde bir soru yöneltmesi üzerine Ateş, "Kardeşimi sen mi vurdun da böyle söylüyorsun? Kardeşimi vurduğunu tespit etsem, seni de gözümü kırpmadan vururum" şeklinde konuştu. Ateş'in bu sözleri üzerine sanık ve müdahil avukatları arasında kısa süreli tartışma yaşandı.
Sanık avukatları bu sefer Ateş'e, Seferi Yılmaz'ın halktan biri olup olmadığını sordu. Ateş de Seferi Yılmaz ile ilgili hiçbir bilgi ve düşüncesinin olmadığını ve onu önceki duruşmada da tanımadığına dair şeref ve namusu üzerinde yemin ettiğini kaydetti. Örgütten kaçarak gelip teslim olduktan sonra cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada çıkıp hiç operasyonlara katılıp katılmadığı şeklindeki bir soruya ise Ateş, hatırlamadığını söyledi.
Bu arada söz alan müdahil avukatlarından Ergin Cilmen, Veysel Ateş'in ifadesini alan polis memuru Himmet Özdemir'in talimat ile alınan ifadesini incelediğini ve bunun dava duruşmasının ifadelerinin bile baskı altında alındığının bir göstergesi olduğunu iddia etti. İddianameyi hazırlayan savcının Genelkurmay Başkanlığı'nın baskısı üzerine Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından alındığını öne süren Cilmen, bu ortamda polis memuruna baskı yapılmasının kaçınılmaz olduğunu iddia ederek, "Polis memuruna yukarıdan emir vermişler, o da ifadesini değiştirmiş" dedi. Cilmen'in bu sözleri üzerine söz hakkı alan sanık avukatları, bu tür söylemlerle mahkeme üzerinde baskı oluşturanın müdahil avukatları olduğunu öne sürdü.
Ateş'in tamamlanan sorgusunun ardından sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile patlamanın meydana geldiği Umut Kitapevi'nin sahibi Seferi Yılmaz salona alındıktan sonra, patlamada hayatını kaybeden Mehmet Zahir Korkmaz'ın eşi Hamide Korkmaz'a söz hakkı verildi. Olaydan bilgisinin olmadığını ifade eden Korkmaz, ancak olayda eşini kaybettiğini ve bundan dolayı şikayetçi olduğunu söyledi. Daha sonra duruşmaya 1 saatlik ara verildi.
Duruşmaya, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkan Vekili Mesut Değer, CHP Hakkari Millet Vekili Esat Canan, İngiltere'nin Türkiye Büyükelçiliği Siyasi İşler Sorumlusu 2. Katibi Caris Biadley, Almanya Yeşiller Partisi Üyesi Renata Ruff, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Temsilcisi Emily Maltman, Umut Kitapevi sahibi Seferi Yılmaz ve avukatlar katıldı.