BIST 9.395
DOLAR 34,59
EURO 36,66
ALTIN 2.902,50
HABER /  GÜNCEL

Şemdinli Davası bozuluyor

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Şemdinli Davası'nın bozulmasını istedi

Abone ol

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili yargılanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz'e, ''Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek'' suçlarından 39 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararını bozma gerekçesinde, özel yetkili ağır ceza mahkemesi yerine yargılamanın, Hakkari Ağır Ceza mahkemesinde yapılması gerektiğine işaret etti.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili yargılanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz'e, ''Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek'' suçlarından verdiği 39 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasının temyiz istemine ilişkin tebliğnamesini tamamladı. Başsavcılık, sanıklar hakkında verilen cezanın usul eksikliği, eksik soruşturma ve esastan bozulmasını istedi.

Dosya, temyiz incelemesini yapacak olan Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderildi. Tebliğnamede, dosya içeriği, TCK'nın 302 (devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak) ve 316. (suç için anlaşma) maddelerindeki suçların yasal unsurlarının kesinlikle mevcut olmaması, aynı Kanunun 220. maddesinden hüküm kurulması, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 5/1, 6, 250/1 ve 252/1-g maddeleri hükümleri dikkate alınarak davanın yetkili ve görevli Hakkari Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerektiğine işaret edildi.

Tebliğnamede, bu yapılması gerekirken, bazı ceza muhakemesi hukuku kitaplarından kaynak gösterilerek, hatalı anlama ve yorum sonucu olarak, kanunun genel ve özel yetkili ağır ceza mahkemeleri arasında iş bölümü öngördüğünden bahisle davanın görülerek sonuçlandırılması gerektiği kaydedildi.

Sanıkların, ''yüklenen suçları işlemedikleri, komplo ile karşı karşıya kaldıkları, gündüz herkesin gözü önünde bombalama yapmanın akıl dışı olduğuna ilişkin'' savunmalarını kararlılıkla sürdürdükleri belirtilen tebliğnamede, şöyle denildi:

''Müdahillerin iddialarında ısrarlı olmaları, tanıkların anlatımlan arasında var olan açık çelişkiler, gerek tanıklar gerekse müdahillerin anlatımlarında açıklanması gereken hususların mevcut olması, gerçeğe uygunluk ve inandırıcılık öğelerinin değerlendirilmesi ve denetlenmesi, dolayısıyla olayda kesinlikle var olan derin ve yoğun kuşkunun giderilmesini teminen ceza muhalcemesinin temel ilkelerinden olan vasıtasızlık ilkesi gereğinin tam anlamıyla uygulanarak, tanıkların tamamının duruşmada veya olay yerinde yapılacak keşifte bizzat mahkeme tarafmdan dinlenmesi, yukarıda açıklanan tahkik ve tespit işlemlerinin yapılması, anlatımların olaya ve mahalline ve oluş ile akla uygun olup olmadığının gözlenmesi ve anlatımlar arasındaki çelişkilerin giderilmesine çalışılması, belirtilen resmi yazılar karşısında çok uzun süre denetimsiz kaldığı anlaşılan otomobildeki bombaların değiştirilme olasılığı olup olmadığı ve yeni ortaya çıkacak durumların tahkik ve tespit edilmesi, Faik Duyan ile savunma tanıkları Orhan Gezer, Sabri Adanır ve Hasan Salar'ın dinlenmeleri, yargılamasının devam etmekte olması halinde sanık Veysel Ateş'in davasının birleştirilmesi ve sonuçlarına göre, delilerin bir bütün halinde değerlendirilerek sübut konusunda bir karar verilmesi gerekirken, deliller tam olarak toplanmadan, var olan kuşkular giderilmeden, olayın derinliğine vakıf olunmadan, genel ve soyut açıklamalarla yetinilerek ve varsayımlardan hareketle ve dayanağı olmayan ve dosyadaki delillerin ötesinde yüzeysel bir takım düşünce, önyargı ve kabullerle, yetersiz keşif ve çelişkili anlatımlara dayanarak sübutun kabulü ile sanıkların eksik soruşturm1ayla mahkumiyetlerine karar verilmesi...''

-ÖRGÜT ÜYELİĞİ-

Tebliğnamede, örgüt üyeliği kavramı da irdelendi. Örgüt üyeliği için öncelikle bir örgütün varlığının mevcut olmasının gerekmesine, örgütün varlığının kabulü için ise, örgütün kurucusu veya kurucuları, lideri ve yöneticilerinin olması, hiyerarşik bir yapılanma içinde bulunmasının zorunlu ve asgari koşul olduğu belirtilen tebliğnamede, öncelikle bu yasal koşulların belge, bilgi ve delilleri ile ortaya konulması, açıkçası üye olunulduğu kabul edilen suç örgütünün var1ığının araştırılıp, kesin delillerinin dava dosyasına getirilmesi gerektiğine işaret edildi. Tebliğnamede, ''Bu suç ile suç arkadaşlığı, yani suça iştirak ilişkisindeki yasal unsur farkının gözetilmesi gerekirken, suç örgütünün varlığı konusunda hiçbir araştırma yapılmadan, amacı ve sürekliliği ortaya koyan faaliyetler belirlenmeden, sadece işlendiği kabul edilen bir eylemden hareketle afaki bazı düşücelerle bir suç örgütünün varlığı kabul edilip, sanıkların bu örgütün mensubu oldukları ve bu örgüt adına eylem yaptıklarından bahisle suç örgütüne üye olmaktan da mahkumiyetlerine karar verilmesi'' bozma gerekçeleri arasında sayıldı.

-''SUÇ VASFI DEĞİŞMİŞ, EK SAVUNMA HAKKI VERİLMELİ''-

Başsavcılığın tebliğnamesinde, diğer bozma gerekçeleri şöyle sıralandı: ''Şemdinli Cumhuriyet Savcısı tarafından 9 Kasım 2005 tarihinde, sanıklar tarafından kullanılan araçta bulunan eşyaların tespiti amacıyla yapılan keşfe ait tutanağın 1. sayfasında bulunmayan zabıt katibi Hamdi Paksoy'un imzası tamamlatılmamak suretiyle CMK'nın 169/2. maddesine muhalefet edilmesi, İddianamede, sanıkların 'suç için anlaşma' başlıklı TCK. nın 316/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları da istenmiş, ancak yapılan yargılama sonunda eylem TCK'nın 220. maddesinin 2 ve 3. fıkraları kapsamında değerlendirilmiş olmasına göre, CMK'nın 226. maddesi hükmü uyarınca değişen suç vasfı nedeniyle sanıklara ek savunma hakkı tanınması gerektiğinin düşünülmemesi, İstinabe yoluyla Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan ve patlama olayı sonrasındaki gelişmelerin tanık beyanlarıyla tespit edildiği keşif ile keşifte hazır bulunamayan tanıkların dinlendiği istinabe duruşmasından sanık müdafileri haberdar edilmeden yokluklannda keşif yapılması ve tanık dinlenmesi suretiyle CMK'nın 181. maddesine muhalefet edilmesi, yasaya aykırı ve temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kasten öldürmek ve öldürmeye teşebbüs suçlarından duruşma da yapılarak hükmün açıklanan nedenlerden dolayı bozulması...''