BIST 9.900
DOLAR 34,10
EURO 38,09
ALTIN 2.875,03
HABER /  GÜNCEL

Şemdin Sakık'tan Apo'ya ağır sözler

PKK yapısının şeyh-mürit ilişkisi gibi olduğunu belirten Sakık, Öcalan'ın kendini tanrı ilan ettiğini iddia etti.

Abone ol

Diyarbakır 1 No'lu DGM'de görülen duruşmaya geniş güvenlik önlemleri içinde alınan Şemdin Sakık'ın, cezaevinde geçirdiği yıllar nedeniyle son derece çökmüş olması gözlerden kaçmadı. Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanabilmek için başvuruda bulunan Şemdin Sakık, mahkemede uzun bir konuşma yaptı. Önceki duruşmalarda oldukça sert tavırlar sergileyen Sakık, bu kez yumuşak bir ifadeyle son çıkan yasayı değerlendirdi. Topluma Kazandırma Yasası'nın son derece kapsamlı olduğunu belirten Sakık, buna karşın örgütten kopuşların olmayacağını savunarak, ''Yasanın önündeki en büyük engel benim. Örgüttekiler benim gibi gelip 6 yıl boyunca sıkıntı yaşayacaklarını sanıyorlar. Pişman olanlar böyle sürünürse gelen olmaz'' dedi. PKK'nin yapısının şeyh-mürit ilişkisi gibi olduğunu da dile getiren Sakık, Abdullah Öcalan'ın kendini Peygamber ve yarı Tanrı ilan ettiğini de söyledi. Böyle bir yapısı olan örgütte, ikinci adamlığın söz konusu olamayacağını da savunan Sakık, bu nedenle hakkında çıkan 'PKK'nın ikinci adamı' iddialarını reddetti. Topluma Kazandırma Yasası ile ilgili olarak iki kaset doldurduğunu ve bunların da PKK'nın telsizlerinden dinletildiğini belirten Sakık, ''Örgüt, bugüne kadar 9 kongre yaptı. Ben bunların hiç birisine katılmadım. Bunun dışında, örgütün ilk başta pilot bürosu vardı. Daha sonra bu Başkanlık Konseyi oldu. Ben hiç bir zaman pilot büro ve konsey üyesi de olmadım. Başkanlık Konseyi'nde 9 kişi yer alır. Dolayısıyla bırakın ikinci adamlığı, ben örgütün dokuzuncu adamı bile değilim. Ben örgüt içinde tetikçilik yaptığım, hep namlunun ucunda olduğum için öne çıktım, kullanıldım'' şeklinde konuştu. Bingöl'de örgütün ilan ettiği ateşkes döneminde, otobüs içinde seyahat eden sivil ve silahsız 33 askerin şehit edilmesi olayını da anlatan Sakık, ''Bingöl olayları ile ilgili hiçbir sorumluluğum yoktur. Ne talimat verdim, ne planlamasında bulundum, ne de programladım. Fiilen de yer almadım. Bu olay sırtımda bir kambur olduğu için yasadan yararlansam bile sivil yaşamda da rahat yaşayamayacağımı çok iyi biliyorum. Çünkü bu olayın sembolik bir yanı var. PKK, bu olayı üzerime yıktı. Benim de sesim çıkmadı. Olay aslında benim sorumluluk alanımda da yaşanmadı. Sorumluluk alanımın yanındaki Bingöl'de meydana geldi. Ama ben vicdanen bu olayı önleyemediğim için manevi sorumluluk üstlendim'' diye konuştu. Örgütün düşmanlığı nedeniyle terör olayları bitmedikçe dışarıdaki bir yaşamın kendisi için cezaevinden daha tehlikeli olduğunu da söyleyen Şemdin Sakık, cezaevi koşulları ve maddi olanaklar bakımından kendisiyle Abdullah Öcalan'ı kıyasladı. Sakık, ''Ben vicdanen rahatım ama o değil. Öcalan sıkıştığında devleti dolandırıyor, ateşkesi bozuyor. Avukat dahi diyemeyeceğim onlarca kişi Öcalan'ı savunuyor ama ben 6 yıldır tek bir avukat tarafından dahi savunulmadım. Abdullah Öcalan'ın parası var. Oysa ben 6 aydır koğuşuma bir kalıp sabun dahi alamıyorum. Avrupa'dan ona destek geliyor. Beni ise ailem bile yalnız bıraktı. Ama bunlara karşın ben burada sürünmeyi, dağdaki yaşama yeğlerim. Bu yasa örtülü bir aftır. Bugüne kadar bin 50 kişi başvurdu, ama dışarıdan gelen yok. En fazla 10 kişi kırsaldan geldi. Peki niye başvurmuyorlar? PKK militanları, yakalandığında 'Annem Türk'tür, görev verilirse her şeyi yaparım' diyen Abdullah Öcalan'a daha mı çok bağlandılar? Hayır, ona en bağlı olan militanlar bile şimdi ona küfür ediyor. Benim durumum, yasanın önündeki büyük engel. Çünkü gelecek olanlar, benim gibi içeride 6 yıl boyunca sürüneceklerini düşünüyorlar. O nedenle pişman olanların süründürülmemesi gerekiyor'' diye konuştu. Sakık, tek hücreli Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde geçirdiği 6 yıl boyunca 2 kitap yazdığını ve 3. kitabının da taslağını hazırladığını ifade ederek, kitaplarının da mahkeme heyeti tarafından okunmasını istedi. Mahkeme, Sakık'ı dinledikten sonra özellikle örgüt içinde ikinci adam olup olmadığına dair Diyarbakır DGM Başsavcılığı'na yazı yazılmasına ve oturumun ertelenmesine karar verdi. Mahkeme salonundan ayrılan Sakık, geniş güvenlik önlemleri altında adliyeden çıkartıldı.