İşte sema gösterilerinde sürekli dönen ama başları dönmeyen semazenlerin müthiş sırrı...
Abone olSelçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Fuat Yöndemli, semazenlerin, sema gösterisi sırasında başlarını sağa doğru eğdikleri ve aynı yönde döndükleri için başlarının dönmediğini söyledi.
Denge ile ilgili merkezin insanın iç kulağında olduğunu belirten Prof. Dr. Fuat Yöndemli, şunları kaydetti:
'İç kulakta üç tane yarım daire kanalı vardır. Üç kanalın birbirlerine uzaklığı eşit mesafededir. Semazenler de sema yaparken başlarını sağa doğru 20- 25 derece eğer. Sağa eğik olduğundan üç kanal eşit olarak uyarılır ve baş dönmesi yaşanmaz. Semazenler, başlarına sağa eğdikten sonra, sol ayak üzerinde dönerek sema yapar. Sema sırasında gözleri yarı açık olarak, ufuk çizgisi yerine geçen sol el baş parmağına bakar. Semazenin dönüş ekseni kafa, kalp ve sol bacağından geçer. Sol ayak, kalp ve baş ekseni etrafında tek eksende dönüldüğü taktirde baş dönmesi minimum seviyeye inmiş olur. Ayrıca semanzenler, sema sırasında zikir yaparak başlarında meydana gelen uyuşukluğu engeller. Hiçbir zaman gözlerini kapatmaz ve hafif açık tutarak etraftakilerini görür.'
BİR HAFTADA 'SAFRA ATMAK' KAYBOLUR
Semazenlerin başlarının dönmemesiyle ilgili yaptığı araştırmanın sonuçlarını 'Mevlevilikte Sema Eğitimi' adlı kitapta topladığını hatırlatan Prof. Dr. Fuat Yöndemli, semazenlerin, sadece semaya ilk başladığı dönemlerde baş dönmesinin meydana geldiğini ifade etti. Yöndemli, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Semazenler bu egzersizler sırasında ortaya çıkan bulantı ve kusmayı 'safra atmak' olarak nitelendirir. Bir haftalık eğitimden sonra 'safra atmak' kaybolur. Semazenler ayine çıkmasalar bile her gün en az 5 dakika sema yapar. Düzenli yaptıkları bu çalışmalara bağlı olarak semazenlerde baş dönmesi yaşanmaz.'
'TENNURE DÖNÜŞÜ KOLAYLAŞTIRIR'
Semazenlerin giydikleri tennurenin de dönmeye yardımcı olduğuna dikkat çeken Yöndemli, 'Tennure giyince dönme sırasında etekler pervane gibi açılır. Semazenin dönüşünü kolaylaştırır. Aerodinamik açıdan dönüş kolaylığı sağlar. Özelikle yaz günlerinde semazenlerin yakınında bulunursanız vantilatör gibi havayı serinletir' diye konuştu.
Semazenlerin hareketleriyle, modern tıp yöntemleri arasında şaşırtıcı benzerlikler bulunduğu belirten Prof. Dr. Fuat Yöndemli şu bilgileri verdi:
"Günümüzde baş dönmesi olanlara gerek nöroloji, gerekse kulak-burun-boğaz kliniklerinde vestibüler (denge, göz hareketleri, postür, kas tonusu ve dikkati etkileyen bir sistem) egzersizler yapması tavsiye edilir. Semazenlerin çark etme, kol açma, direk tutma, çark atarak yürüme ve düz hat üzerinde sağa sola sapmadan ilerleme şeklindeki hareketleri, vestibüler sistemi değerlendirmek için günümüzde kullandığımız metotlara şaşılacak derecede benzemektedir.'
'ARAÇ VE DENİZ TUTMASINA ÇARE'
Semazenlerin, sema sırasında dönerken kullandıkları sol ayak, kalp ve baş eksenine dikkat çekerek günümüzde sıkça rastlanan kara ve deniz yolculuklarındaki halk tarafından 'araç tutması','deniz tutması' olarak nitelendirilen baş dönmesi ve mide bulantılarına da çare bulunabileceğini ifade eden Prof. Dr. Yöndemli, şunları söyledi:
'Günümüzde taşıt tutması, ve deniz tutması çok sık rastlanılan bir durumdur. Mevlevilerin sema hareketinden baş dönmesine karşı çok güzel çareler çıkarabiliriz. Mevlevilerin semadan önce yaptığı gibi yolculuğa çıkmadan önce aç olunmalı. Savrulmayı önlemek için mümkün olduğu kadar merkeze yani sürücüye yakın oturulmalı. Ayrıca araç hareket halinde iken şoförün arabayı sürdüğü istikamete bakılmalı. Gereksiz baş hareketlerinden kaçınmalı. Ufukta sabit bir noktaya bakılmalı. Zihinsel bir iş yapılmalıdır. Şarkı söylenmeli, yanında birisi varsa, bilmece sorabilir. Bunlar baş dönmesi ile başa çıkmada başarılı ve denenmiş hareketlerdir.'