Sinop’un Ayancık ilçesinde meydana gelen sel nedeniyle bulundukları yerlerde mahsur kalan vatandaşlar, yaşadıkları dehşet anlarını anlattı.<...
Abone olSinop’un Ayancık ilçesinde meydana gelen sel nedeniyle bulundukları yerlerde mahsur kalan vatandaşlar, yaşadıkları dehşet anlarını anlattı.
Dün Sinop’un Ayancık ilçesinde yaşanan sel felaketinde Gebelit köyü mevkisindeki köprünün yıkılması nedeniyle kapanan Sinop-Ayancık yolundaki yol açma çalışmaları sürüyor. Birçok balıkçı kayığı ve teknenin alabora olduğu, birçok evin sel altında kaldığı bölgede felaketi yaşayan köylüler dehşet anlarını anlattı. Olayın şokunu henüz atlatamadıklarını dile getiren balıkçı Hasan Uslu, kurtulabilmelerine şaşırdığını söyledi. Selin bir anda kendilerini yakaladığını belirten Uslu, "Biz olay sırasında limanda kayıkların yanındaydık. Sel bir anda geldi. Lokantaya sığındık ve orada sıkışıp kaldık. 6 kişi kurtarılmayı bekledik ama hiçbir yerden yardım gelmedi. Bir buzdolabının üzerinde saatlerce mahsur kaldık. En sonunda birbirimize kelepçe olduk ve selden öyle çıktık. Hala olayın şokunu üzerimizden atamadık" dedi.
Denizde sürüklenen tekneleri uzun saatler kurtarmaya çalıştıklarını, ancak bu sırada boğulma tehlikesi geçirdiklerini anlatan balıkçı Muzaffer Aşkın, "Sel aniden bastırınca neye uğradığımızı şaşırdık. Kayıklarımızı kurtarmaya çalışırken az kalsın biz de boğulacaktık. 5 kayığı deniz aldı. Sarıkum civarlarında bazılarını kurtardık. Birçok kayık tamamen kullanılamaz hale geldi. Her kayıkta 8-10 bin TL gibi maddi hasar meydana geldi. Bazı arkadaşlarımızın hayvanları telef oldu. Ayrıca arı kovanları da denize sürüklendi. Kovanların arılarla birlikte denizde yüzerek kaybolduğunu sadece izleyebildik, onları kurtaramadık. Şu anda devlet desteği de yok. Devletimizden destek bekliyoruz. 20 yıldır bu bölgede barınak yapılması için talebimiz var. Ama şu ana kadar hiçbir yetkili bu konuda el atmadı. Eğer balıkçı barınağımız olmuş olsaydı teknelerimizin başına bunlar gelmezdi" diye konuştu.
Selin olduğu sırada kendisinin annesinde olduğunu, eve gelmeye çalışırken sel olduğunu fark ettiğini belirten Ayşe Yıldız, tüm eşyalarını kaybettiğini söyledi. Yıldız olay anında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Hiçbir şeyimiz kalmadı. Her şeyimiz gitti. Kalanları da yıkayarak kullanılır hale getirmeye çalışıyoruz. Ne çamaşır makinem, ne mutfak eşyalarım, ne koltuklarım ne de yatak odam, hepsi gitti. Evimin camlarına kadar suyla dolmuştu. Koltuklarım ters dönmüştü. Ben anneme gitmiştim. Eğer evde olsaydım belki de kurtulamaz, boğulurdum. Eve yaklaştığımda evimin olduğu alanın sel suyuyla dolduğunu ve köprünün yıkıldığını gördüm. Hemen camiye sığındım. Geldiğimde de bu manzarayla karşılaştım. Ama diyecek bir şey yok. Allah devletimize zeval vermesin. Allah’tan gelen bir şey, yapacak bir şey yok."
Sel sırasında çocuğu ile birlikte evin içine dolan sel suyu nedeniyle adeta kayık gibi yüzmeye başlayan koltukta mahsur kaldıklarını belirten Necmiye Karaca ise, olay anını gözyaşları içinde anlattı. Çocuğunun bir an koltuktan düşerek ellerinden kaydığını belirten Karaca, şunları söyledi:
"Saat 08.00 gibi sel başladı. Camlar kırıldı ve bir anda ev suyla doldu. Çok korktuk. Çocuğumuzla birlikte evde mahsur kaldık. Çocuğumla birlikte evde kayık gibi yüzmeye başlayan koltuğun üstünde mahsur kaldık. Elinden tuttuğum çocuğumun ’Anne boğuluyoruz’ diye ağlamasını unutamıyorum. Çığlıkları hala kulağımda. Bağırarak imdat istedim. Komşularım sesimi duymuşlar. Kapıyı güçlükle açtılar bizi kurtardılar, suya bir ara düştü sonra güçlükle onu kurtarabildim. Allah canımızı bağışladı."
(İHA)