Fethullah Gülen'in 3 ayrı suç duyurusu için Ankara Adliyesi'nde ifade veren Abdülkadir Selvi, köşesinde Gülen'e yüklendi.
Abone olCemaatin dindarlara karşı kin ve intikam duygusuyla hareket ettiğini yazan Selvi, Gülen'in hediye ettiği takke, tespih ve 'kıtmir'ini iade ediyor.
Paralelcilere pabuç bırakmayacağını söyleyen Yeni Şafak si yazarı , yazısında "Biz zilletle yaşamaktansa izzetle ölümü tercih edenlerdeniz." diyor.
Gülen hakkındaki yazılarıyla cemaatin hedefindaki isimlerden biri haline gelen Selvi, bugünkü yazısında cemaati ve Gülen'i hoşgörüsüzlükle suçladı.
ECEVİT'E DUA ERDOĞAN'A BEDDUA
Yazar çelişkili bulduğu bazı örnekleri böyle sıraladı:
"Vatikan'da Papa'yla diyalog, Üstad Bediüzzaman'ın talebesi Mehmet Fırıncı'ya tehdit.
Amerika'da Ermeni tasarısı hazırlayanlarla sarmaş dolaş ol, Türkiye'de Bediüzzaman'ın talebesi Abdulkadir Badıllı'nın üzerine mahkemeleri sevk et.
Başörtülü olduğu için Merve Kavakçı'yı parlamentodan attıran Bülent Ecevit'e dua, başörtülü milletvekillerini parlamentoya sokan Recep Tayyip Erdoğan'a beddua...
Fethullah Gülen beni Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemelerine şikayet etmiş. Ben de onu haşir meydanında kurulacak olan Mahkeme-i Kübra'ya havale ediyorum.
Fethullah Gülen beni Türkiye Cumhuriyeti'nin hakimlerine şikayet etmiş. Ben onu Adl-i İlahi'ye havale ediyorum.
Fethullah Gülen benim Türk Ceza Kanunu'na göre cezalandırılmamı istemiş. Ben onu Kur'an ve sünnet ışığında kendisini sigaya çekmesini istiyorum."
MAHKEME-İ KÜBRA'DA GÖRÜŞMEK ÜZERE
Hükümetle cemaatin arası bozulmadan önce Gülen ile beraber çekilmiş fotoğrafını hatırlatan Selvi, yazısını böyle tamamladı:
"Hani büyük bir suç delili olarak Fethullah Gülen'le çekilmiş bir fotoğrafım vardı ya.
Biz hocalarımızı severiz Kur'an okudukları için. Biz hocalarımıza hürmet ederiz millete vaz-u nasihat ettikleri için. Biz hocalarımızı ziyaret ederiz, hayır dualarını almak için. Birçok hoca efendiyi ziyaret edip, elini öptüm, hayır dualarını istedim. Ancak ilk kez Fethullah Gülen'le olan fotoğrafım yayınlandı, bir suç delili olarak. Hem de kendi cemaati tarafından.
O fotoğraf karesinde küçük bir paket vardı elimde. Ananas değil, içinde namaz takkesi, kalem, tespih ve bir de dua olan. Yani, 'kıtmir.'
Ben onları bir hocafendiden aldığımı düşünmüştüm. Yanılmışım. Şimdi o takkeyi, tespihi, kalemi ve 'kıtmir'i iade ediyorum.
Mahkeme-i Kübra'da görüşmek üzere..."