Selefi imamların sohbet ederek namaz kıldırmasına karşıyım diyen cübbeli Ahmet Hoca'nın sözlerinin ardından Selefi ne demek ve Selefiler kime denir, ilkeleri ve inanışları nasıl soruları merak edildi. Peki Diyanet'e göre Selefiler kimler, Selef ne demek?
Abone olSelefiler aleyhine attığı tweetler ve verdiği vaazlarla gündem yaratan Cübbeli Ahmet Hoca, Diyanet’e bağlı camilerde Selefi imamların sohbet ederek namaz kıldırmasını şiddetli bir dille eleştirdi. Bu açıklamalardan sonra Selefi ne demek, Selefi kimlere denir araştırması başladı. 'Yerine geçilen kimse' anlamına gelen Selef kelimesi halef karşıtı olarak da açıklanır.
Selef ne demek:
Selefiliğin kökünü oluşturan selef kelimesinin anlamı araştırılıyor. Selef, 'Bir görevde, meslekte kendinden önce bulunan ve yerine geçilen kimse, öncel, halef karşıtı.' anlamına karşılık gelmektedir.
Selefi ne anlama geliyor:
Kendisini Selefilik inancı içerisinde gören kişiye Selefi denir. Selefiler, Ehl-i sünneti hassa olarak kendilerini tanımlarlar. Bu kavramı kullananlar "ehlü's-sünne, ehlü'l-hadîs ve's-sünne, ehlü'l-hak kelimelerini de kullanırlar.
Selefilik nedir:
Selefiyye "geçmiş insanlar, soy, fazilet ve ilim bağlamında önce gelip geçenler" anlamına karşılık gelmektedir. Selef, terim olarak ilim ve fazilet açısından Müslümanların önderleri sayılan ashap ve tâbiîn için tercih edilip kullanılır.
Selefin üstünlüğü ümmetin en hayırlısının Hz. Peygamber döneminde yaşayanlar, sonra onların sonrasından gelenler (sonra da onları takip edenler) olduğu yolunda rivayet edilen hadise dayalıdır.
Hanbeliliğin de kurucusu olan imam Ahmed bin Hanbel ile ilk devresini yaşayan Selefilik, Harranlı İbn-i Teymiyye ile ikinci aşamasını geçirdi. Ehl-i sünnet kelâmcılarından ayrıldıkları görüşlerin fazla olmaması onların ayrı bir mezhep şeklinde değerlendirilmesini engellemiştir.
Selefîliğin sistemleşip bugünkü görünüşüyle bir akım haline gelmesi sonraki dönemlerde, özellikle İbn Teymiyye zamanında gerçekleşmiştir.
Selefilik ilkeleri nelerdir:
Selefilik'in ilkelerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Takdis: Allah'ın hiçbir kötü sıfatının olmadığı inancıdır.
Takdir: Tüm güzel sıfatların Allah'a ait olduğu inancıdır.
Acz: İnsanın, Kuran'ın kelamındaki sırlarının tümünü anlayamayacağını, buna gücünün yetmeyeceğini anlayıp aczini kabul etmesi gerektiği görüşüdür.
Sükut: Kuran'da anlamadığı, kafasına takılan yerleri konuşmaması, başkasına sorarak onun da kafasını karıştırmaması, hatta konusu açıldığında bu konuyu bilemeyiz diyerek kapatması gerektiği görüşü.
İmsak: Sükut ilkesine çok benzer. Anlaşılmayan bir konuyu insanın içinde tutması gerektiği görüşü.
Kef: Sükut ve imsakın çaresiz kalması durumunda devreye giren ilkedir. Kuran'da anlaşılmayan konularda susmayı ve içinde tutmayı beceremediği durumda "kalben ve zihnen başka şeylerle meşgul" olması gerektiğini savunur ki kişi başka şeyleri düşünerek "beladan kurtulabilsin".
Marifet ehline teslim olma: Selefilik anlayışının kurucuları ve alimlerinin söylediklerini yapmayı savunur.