HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Almanya'ya katıldığı bir etkinlikte Almanya'ya sitemde bulundu.
Abone olSelahattin Demirtaş, AB ve Almanya'nın barış sürecine dönülmesi için daha teşvik edici bir tutum almasını beklediklerini söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Almanya ziyaretinde katıldığı bir etkinlikte açıklamalarda bulundu.
DEMİRTAŞ'IN ALMANYA VE AB'DEN BEKLENTİSİ
Demirtaş, Almanya'nın da AB'nin de barış sürecine dönülmesi konusunda daha teşvik edici bir tutum almasını beklediklerini belirtti. Selahattin Demirtaş, bu teşviklerin teröre destek olmadığını söyledi.
"TEŞVİK ETMEK İÇİŞLERİNE MÜDAHALE DEĞİLDİR"
Demirtaş, konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
"AB’nin lokomotif ülkesi Almanya’nın bu konuda tek bir cümle henüz kurmamış olması, herhalde eleştirilmesi gereken bir durumdur.
Tarafların bir an önce silahlı yöntemlerden vazgeçip yeniden müzakere görüşme, diyalog masasına, barış sürecine dönmesini teşvik etmek herhalde içişlerine müdahale değildir.
Bu konuda cesur davranmak, tarafları barışa zorlamak, herhalde şiddete, teröre destek değildir. Barış konusunda daha cesur olmasını biz bekliyoruz. Almanya’nın da, AB’nin de kurumsal olarak bu konuda daha teşvik edici, barış isteyenleri cesaretlendirici bir tutum almasını bekliyoruz."
TÜRKİYE İLE YAPILAN MÜLTECİ ANLAŞMASI
Selahattin Demirtaş, mülteci anlaşmalarıyla ilgili ise şöyle konuştu; "Şu ilkesiz yaklaşım ve anlaşmalar, bir müddet sonra Türkiye'de yeni kaosların, belki de yeni çatışmaların tetiklenmesine yol açacaktır, bizim kaygımız bu, korkumuz bu.
"ON MİLYONLARCA KİŞİ.."
Eğer biz ülkemizde çatışmayı, savaşı durduramaz, demokrasi ve hukuku egemen kılamazsak Avrupa şu anda belki Suriye'den, Afganistan'dan ya da Kuzey Afrika'dan gelen göçmenlerle baş etmeye çalışırken, bir bakacaksınız ki Türkiye'den on milyonlarca insan, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Avrupa'ya göç etmek isteyecek belki, Türkiye'deki istikrarsızlıktan kaynaklı olarak. Bunun tek sorumlusu değil belki ama sorumlularından biri de Avrupalı hükümetler olacak, zamanında barış için müdahil olmamakla, zamanında etkili bir müdahale ve eleştiri geliştirememekle buna yol açmış olacaktır."