Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş gözyaşlarını tutamadı! Çok zorlanıyorum
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş bir belgeselde ağladı. "Coğrafya kader" belgeselinin çekimleri sırasında zor anlar yaşayan Başak Demirtaş, "Ama ben çok zorlanıyorum" diyerek yarıda bıraktı.
TBMM eski başkanı Bülent Arınç'ın Selahattin Demirtaş ile ilgili açıklamaları gündeme oturmuşken, Başak Demirtaş hakkında eş zamanlı olarak yayına çıkan bir belgesel dikkat çekti. Tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş, 140journos'a konuştu. Zaman zaman duygusal anlara da sahne olan belgesele Başak Demirtaş'ın gözyaşları damgasını vurdu.
"Hiç böyle bir şey aklıma gelmemişti"
Belgeselde eşinin gözaltına alınma anlarını anlatan Başak Demirtaş, gözyaşlarına hâkim olamadı. Demirtaş, o anlarda aklına 38 yıl önce küçük bir kız çocuğuyken babasının eve düzenlenen baskınla gözaltına alınma anının aklına geldiğini söyledi.
Annemle birebir aynı cümleleri kuruyorduk mesela. Benim yaşadığımı 38 yıl sonra kızlarımın da yaşayacağını hiç düşünememiştim, hiç böyle bir şey aklıma gelmemişti.
"Çok zorlanıyorum"
Röportajda eşiyle vedasını da anlatan Başak Demirtaş "ama ben çok zorlanıyorum" derken gözyaşlarına hakim olamadı.
Başak Demirtaş belgeselde eşiyle tanışma hikayesini de anlattı. Başak Demirtaş, o günleri şöyle anlattı:
"Ben 16 yaşındaydım, Selahattinlerin oturduğu mahalleye taşındığım zamanlar. Evimizin altında bir fırın vardı. Sonradan öğrendim, o fırın Selahattin’in dedesi ve dayısınındı. Ben Selahattin’i ilk ekmek almaya gittiğimde gördüm. Gittim, “Bana ekmek verir misiniz” dedim. Orada işte Selahattin bana ekmeği vermişti, ilk orada gördüm. Tabii küçük bir mahalle yaşadığımız yer. İçimden “Ne hoş çocuk” falan diye düşündüm. Bir süre geçtikten sonra bir gün bir baktım balkonda, Selahattin. İşte o hoş çocuk balkonda ve sanırım da komşuyuz. İnanamadım. Hiç o anı unutmuyorum. Sonra bir süre geçti derken anneler tanıştı. Bir komşuluk da başladı. Komşuluk ilişkilerimiz başladı ama çok yeni taşınmışız oraya. Bir de o dönem ayıplar, tabular vardı. O yüzden her şeyi alttan ve gizli yürütmeye çalışıyordum."