HDP Eş Genel Başkanı Selahatin Demirtaş, cemaate yakın Bugün gazeteesine verdiği röportajın yankıları sürüyor.
Abone olÇözüm sürecinde hükümeti çok sert bir dille uyaran ve Gülen'e yakın işadamı Akın İpek'e sahip çıkan Demirtaş, Yeni Şafak gazetesi yazarı Hilal Kaplan'ın hedefindeydi.
Seçim kampanyalarında 17 Aralık söylemini dilinden düşürmemesini eleştiren yazar, HDP liderinin çözüm sürecine karşı duruşuyla bilinen Bugün gazetesine konuşmasını tuhaf buldu.
Demirtaş'ın 6-8 Ekim olaylarındaki kışkırtıcı dilini sürdürdüğüne dikkat çeken Kaplan, "Demirtaş Gülenci olsaydı, neyi farklı söylerdi?" başlıklı yazısında eleştirilerine böyle devam ediyor:
AKIN İPEK'İN SİYANÜRLÜ ALTIN MADENLERİNE SAHİP ÇIKTI
"Kaldı ki Demirtaş, “Süreç başladığında talepler belliydi. Hükümet ne yaptı? Hiçbir şey. O yüzden süreç ilerlemiyor” dediği sıralarda, HDP İmralı heyeti Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la toplantıdaydı. Görüşme sonrası Sırrı Süreyya Önder ‘Hükümetin oyalayıcı bir tutumu yok, İmralı heyeti genişleyecek, süreç ilerliyor’ açıklamasını yapmıştı.
Düşmanımın düşmanı her zaman dostum değildir Benze tepkileri kaleme alan yazar Muhsin Kızılkaya, Habertürk'teki köşesinde şunları yazdı: Demirtaş'ın amacı üzüm yemekse, bence gazetenin amacı bağcıyı dövmektir. Gazeteye göre, "Düşmanımın düşmanı dostumdur". Ne de olsa hükümetle ölümüne bir kavgaları var. Ama tam da bu süreçte Demirtaş ve bağlı olduğu siyasi hareket, hükümetle ölümüne bir kavga değil, ölümleri durdurmak için bir barışma kavgasındadır. Dolayısıyla Demirtaş, tıpkı gazeteyi yapanlar gibi, "Düşmanımın düşmanı dostumdur" diyemez. |
Demirtaş’ın çözüm süreci hususunda hükümeti Bugün’e şikâyet etmesi, İslâmcı bir aydının dindarların hakları hususunda hükümeti Sözcü’ye şikâyet etmesi gibi bir şey. Ancak röportajın bağlam olarak ironisinin yanı sıra, dikkatimi en çok Demirtaş’ın Bugün gazetesinin sahibi olan Akın İpek’in altın madenlerine sahip çıkması çekti. Röportajda şöyle geçiyor:
“Demirtaş, altın madenlerine geçici faaliyet belgesi verilmemesi ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Hükümet idari uygulamalarda eşit ve adil davranmalı, ideolojik, partizanca davranmamalı. Bir işverene sırf cemaate yakın olduğu için haksızlık yapılırsa bunu bizim vicdanımız kaldırmaz, kabul edemeyiz.”
Aynı Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında “Bergama köylülerinin siyanürlü altın madenlerine karşı direnmesinden bugüne doğa katliamları ülke gündeminden düşmüyor” diyerek İpek’in altın madenine karşı direnen işçileri övüyor; “Karnımızı doyuran toprak, kanımızı temizleyen hava, yaşamın kaynağı su ve bu dünyayı paylaştığımız diğer türler: Bugün bunların hepsi için direnmeyi göze alamayanların demokrasiden, adaletten ve insanlık için bir gelecekten bahsetmesine imkan yoktur” diyordu. Kimin neden bahsetmesine imkân yok, artık Demirtaş karar versin."