Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ferdağ Sakioğlu, ’’Göz kapağındaki şekil bozuklukları ilerleyen yaşın etkisiyle ya da yaralanma, yüz felci s...
Abone olGöz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ferdağ Sakioğlu, ’’Göz kapağındaki şekil bozuklukları ilerleyen yaşın etkisiyle ya da yaralanma, yüz felci sonrası ve doğuştan olabilir. Göz kapağının uzun süreli içe dönmesi, ileri dönemde kornea bozukluğuna bağlı körlüklere neden olabilir’’ dedi.
Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Ferdağ Sakioğlu, ileri yaşlarda göz kapaklarında şekil bozuklukları oluşabildiğini, yaşlanmayla birlikte alt göz kapağında meydana gelen gevşekliğin, yer çekiminin etkisiyle alt göz kapağının dışa ya da içe dönmesine yol açabildiğini bildirdi. Göz kapağında uzun süreli içe dönüklüğün, kirpiklerin sürekli korneaya teması nedeniyle gözün saydam tabakasında tahribata ve doku kaybına neden olduğunu kaydeden Dr. Ferdağ Sakioğlu, devam eden bu durum sonrası hastalarda kornea bozukluğuna bağlı körlüğün de ortaya çıkabildiğini vurguladı.
Göz kapağı şekil bozukluklarının ilerleyen yaşın etkisinin yanı sıra yaralanma, yüz felci sonrası ve doğuştan oluşabildiğinin altını çizen Dr. Sakioğlu, ’’Kimyasal yaralanmalar, iz bırakan enfeksiyonlar, travma gibi nedenlerle meydana gelen yara dokusu, göz kapağının iç yüzünün kısalmasına ve buna bağlı olarak göz kapağının içe dönmesine yol açar. Göz kapağının uzun süreli olarak içe dönmesi, gözün saydam tabakasında tahribata ve ileri dönemde de kornea bozukluğuna bağlı körlüklere neden olmaktadır’’ diye konuştu.
Dr. Ferdağ Sakioğlu, yüz felci geçiren hastalarda da alt göz kapağının göz küresinden uzaklaşıp dışa doğru dönebildiğini, gözlerin kapanmasını sağlayan kasın felç olup gözün açıkta kaldığını belirtti. Dr. Sakioğlu, ’’Kendiliğinden ya da beyin ve tükürük bezi ameliyatlarından sonra oluşabilir. Gözyaşının buruna aktığı deliklerden uzaklaştırılamaması ve korneanın açıkta kalması nedeniyle gözyaşı üretiminde artışa bağlı olarak, gözlerde sulanma ve gözün saydam kısmında yaralar meydana gelir. Tedavisi yüz felcinin kalıcı olup olmamasına göre değişir. Öncelikle suni gözyaşı ilavesi yapılır. Daha sonra geçici olarak botoks, bantlama ve alt üst göz kapaklarının yan taraflarından birbirine dikilmesi işlemi yapılır. 6 ay süresince iyileşmeyen yüz felci kalıcı olarak kabul edilir ve tedavisi cerrahidir. Kalıcı tedavide amaç; alt ve üst kapak arası açıklığın azaltılması ve korneanın açıkta kalmasının önlenmesidir. Cerrahide; gevşeyen bağların onarılması, üst göz kapağının içine ’altın ağırlık’ yerleştirilmesi, üst kapağın kapanmasına yardımcı olmaktadır. Altın vücutta en az reaksiyon yaratan madde olduğu için tercih edilmektedir’’ ifadelerini kullandı.
İZ KALIR MI ?
Cilt ve cilt altı dokularda yaralanma ya da geçirilmiş cerrahi nedeni ile meydana gelen büzüşmenin, göz kapağının göz küresinden uzaklaşmasına ve dışa dönmesine neden olduğunu vurgulayan Dr. Sakioğlu, şunları kaydetti:
’’Hastalar gözlerinde sürekli sulanma, enfeksiyon, ağrı, ışığa duyarlılık, gözün açıkta olması nedeniyle batma ve kızarma gibi kuru göz şikayetleriyle doktora başvurur. Hastalığın çok ileri dönemlerinde görme kaybı meydana gelmektedir. Tedavide geçici olarak; bantlama, yumuşak kontak lens veya gözyaşı damlaları kullanılabilir ancak göz kapağı şekil bozukluklarının kesin tedavisi cerrahidir. Kapaktaki şekil bozukluğu dokularda gevşekliğe bağlı oluşmuşsa kapak sıkılaştırma ameliyatları tercih edilir. Kapaklar ciltteki büzüşme nedeniyle dışa dönmüşse, bu bölgenin temizlenmesi ve kulak arkası ya da üst göz kapağı gibi vücudun diğer yerlerinden cilt nakli ameliyatı gerekebilir.’’
Dr. Sakioğlu, ’’Halk arasında göz kapağı sarkması ve torbalanması denilen ’blefaroşalazis’, üst ve alt kapak derisinin fazlalığı, göz çukurundaki yağ dokusunun fıtıklaşması ile karakterizedir. Bu durum, yalancı kapak düşüklüğü olan torbalı gözlere neden olmaktadır. Göz çevresinde ağırlık hissi, kaş ağrısı ve ileri vakalarda üst görme alanında bozukluk meydana gelebilir. Hastalar yaşlı ve yorgun görünmektedir. Tedavide blefaroplasti adı verilen göz kapağı estetik operasyonu uygulanmaktadır. Göz kapağı ameliyatları sonrası iz kalma oranı çok düşüktür. Kalan izler de göz kapağı kıvrımına gizlenmektedir’’ dedi.
(İHA)