BIST 9.722
DOLAR 35,22
EURO 36,79
ALTIN 2.977,79
HABER /  GÜNCEL

Şeker hastalarını bekleyen tehlike

Prof. Dr. Muzaffer Altındaş, şeker hastasının ayağında çıkan küçük-büyük her yaranın, geç fark edildiği ve zor iyileştiği için büyük bir tehlike taşıdığını söyledi.

Abone ol

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Altındaş, şeker hastasının ayağında çıkan küçük-büyük her yaranın, geç fark edildiği ve zor iyileştiği için büyük bir tehlike taşıdığını söyledi. Altındaş, bir kongreye katılmak için geldiği Konya'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaraların, dokuyla oynama sanatı olduğu için, plastik cerrahinin işi olduğunu, sadece pansuman yaparak yara iyileşmesinin zor bir yol olduğunu belirtti. Son 30 yılda yara iyileşmesi konusunda büyük gelişmeler yaşandığını ifade eden Altındaş, ''Bugünkü pansumanlara biyolojik pansumanlar deniyor. Yarayı nemli tutan emici pansumanlarla önce yaranın kötüye gidişini durduruyoruz sonra da canlanması için uygun ortam hazırlıyoruz. Deri nakli yöntemiyle yarayı kısa sürede kapatma şansımız da var'' dedi. Bu yöntemler sayesinde iyileşmeyen ve kangrene dönüşen yaraların önüne geçtiklerini dile getiren Altındaş, kan dolaşımı az olduğu için iyileşmesi en zor yaraların şeker hastalarında çıktığına dikkati çekti. Altındaş, şöyle devam etti: ''Diyabet hastasının ayağındaki çatlak, ölümle bile sonlanabilir. İyileşmesi zordur. Şeker hastasının ayağında çıkan her yara potansiyel olarak büyük bir tehlike taşır. Topuktaki çatlaktan mikrobun girmesi sonucu ağır bir enfeksiyon oluşabilir. Daha sonraki günlerde iyi pansuman yapılmaması nedeniyle enfeksiyon tüm ayağı sarabilir. Diyabetli hasta, ayağında küçük bir çatlak varsa hemen doktora gitmeli, her gün ayak kontrolü yapmalıdır. Çünkü erken dönemde alınan küçük önlemlerle büyük bir felaketin önüne geçebiliriz.'' Şeker hastalarında damar ve sinir bozukluğunun en çok etkilediği organın ayak olduğunu dile getiren Altındaş, kan gitmediği için kişinin diz kapağından alt tarafının çoğu zaman uyuşuk olduğunu, yarayı fark edene kadar ayağını kaybeden çok sayıda hasta olduğunu ifade etti. -AYAKTA, HER GÜN YARA KONTROLÜ YAPILMASI GEREKİYOR- Hastanın her gün ayna yardımıyla parmak aralarını, topuğunu ve tüm ayağını kontrol etmesi gerektiğini belirten Altındaş, şöyle devam etti: ''Ayakta şişkinlik, deformasyon, su toplanması, kan oturması, çatlak, nasır, tırnak batması olabilir. Böyle bir durum görüldüğünde hemen doktora başvurulmalıdır. Bunları önlemek için de her gün yıkanıp kurulanan ayağın ayağın kremlerle bakımı yapılmalıdır. Yeni ayakkabı herkesin ayağına zarar verebilir, ancak şeker hastası yeni aldığı ayakkabıyı bir günde 2 saatten fazla ayağında taşımamalıdır. Ayaktaki yaraların yüzde 75'i parmakların bulunduğu ön tarafta, 25'i ise ayağın orta ve arka kısmında oluşur.'' Altındaş, şeker hastalarını, ayaklarında önemsiz gibi gördükleri küçük yaralara karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.