BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  SAĞLIK

Şeker hastalarına uyarı

Şeker hastalarında kalp krizine karşı koruyucu olan kollateral oluşumu daha az.

Abone ol

Erciyes Üniversitesi'nde (EÜ) yapılan araştırma, şeker hastalarında kalp krizine karşı koruyucu olan yedek damar olarak da adlandırılan kollateral oluşumunun daha az olduğunu ortaya koydu.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Oğuzhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şeker hastalarında kalp ve damar hastalıklarının çok sık görüldüğünü, bunun nedenlerini araştırmak için ''Diyabetin kollateral  oluşumu üzerine etkisi'' konulu araştırma yaptıklarını bildirdi.

Circulation (Dolaşım) dergisinde yayımlanan bu araştırmada kalp ve damar rahatsızlığı bulunan 205 şeker hastası ile şeker hastası olmayan 205 kalp damar hastası üzerinde inceleme yaptıklarını kaydeden Oğuzhan, şeker hastalığının kalpte kollateral damarlarının oluşumunu engellediğini tespit ettiklerini belirtti.

Şeker hastalarında kollateral damarlarının yeterince gelişmemesinin kalp krizi ve kriz anında ölüm riskini artırdığını vurgulayan Oğuzhan, şu bilgileri verdi:

''Kalpte kollateral adı verilen yedek damarlar vardır. Bu damarlar kalp damarlarından birinin tıkanması durumunda tıkalı damar bölgesine kan götürürler ve kalp krizinin kalpteki tahribatını azaltırlar. Şeker hastalarında ise bu damarlar yeterince gelişemez. Bu nedenle, şeker hastalarında kalp krizi ve kriz anında ölüm riski diğer insanlara göre daha fazladır. Araştırmamızda, kalpteki kollateral sayısının şeker hastası olanlarda belirgin olarak azaldığı saptanmıştır. Bu da şeker hastaları için kalp krizinden ölüm riskini artırmaktadır.''

GİZLİ TEHLİKE

Şeker hastalarının, muhtemel kalp hastası olduklarını ifade eden Oğuzhan, şeker hastalarındaki kalp rahatsızlıklarının gizli seyrettiğini ve yıllarca farkedilemediğini, bu nedenle şeker hastalarının kalp ile ilgili rahatsızlıkları bulunmasa bile mutlaka belirli aralıklarla kalp muayenesinden geçmeleri gerektiğini vurguladı.

Şeker hastalarının göğüs ağrısı hissetmeden kalp krizi geçirebileceklerini kaydeden Oğuzhan, şöyle devam etti:

''Yüksek kan şekeri, damarların iç yüzeyini döşeyen 'endotel' adı verilen hücreleri tahrip eder. Böylece, kanın damar içinde akışkanlığı bozulur, damarın genişleyebilme kapasitesi bozulur ve kanın pıhtılaşma eğilimi artar. Bu aktörler, kalp damar hastalıklarına zemin hazırlar. Ayrıca, şeker hastalarında ağrıları ileten sinirler de tahrip olduğu için kalp krizi göğüs ağrısı olmaksızın gerçekleşebilir. Yani şeker hastaları, farkında olmadan kalp krizi geçirebilirler. Kriz sonucunda da ani ölümler görülebilir.''

Oğuzhan, şeker hastalarında görülen yüksek tansiyon, kandaki kolesterolün yüksekliği, fazla kilo ve hareketsizlik gibi faktörlerin de yine kalp hastalıklarına davetiye çıkardığını ifade etti. Şeker hastalarının kalp hastalıklarından korunmak için daha fazla özen göstermeleri gerektiğini bildiren Oğuzhan, şeker hastalarının, diyetlerine önem vermeleri, düzenli egzersiz yapmaları, sigara kullanmamaları ve şeker seviyelerini kontrol altında tutmaları gerektiğini sözlerine ekledi.