Şehit cenazelerinde Şopen'in cenaze marşı yerine tekbirle uğurlanması önerisini ilk ortaya atan tarihçi yazar Murat Bardakçı konuyla ilgili bakın ne yazdı!
Abone ol30 Ekim 2015 tarihli yazısında "Son Halife’nin ‘Tekbir’i dururken niye Şopen?” diye soran Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı, tekbirli marşta halledilmesi gereken teknik yönleri yazdı.
Bardakçı söz konusu yazısında en uygun bestenin de Itrî’ye atfedilen “Tekbir” olduğunu belirtmiş ve ve Tekbir’in Son Halife Abdülmecid Efendi tarafından piyanoya uyarlanmış hâlinin notasını yayınlamıştı.
Son olarak Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in “Şehitlerimizi Chopin’in cenaze marşıyla değil, Itri’nin tekbiriyle uğurlayalım.” önerisiyle tartışma alevlendi.
Tekbirli marşı ilk ortaya atan Murat Bardakçı, "Şopen, Tekbir ve halli gereken teknik meseleler" başlıklı yazısıyla polemiğe katıldı.
İnsanın ‘kendisi gibi’ ölebilme hakkı Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, konuyla ilgili yazdığı bugünkü köşesinde şunları söyledi: "Daha fazla kandırmacaya lüzum var mı? Herkes kendisi gibi ölme hakkına haiz olmalı. “Evrensellik” arayışlarını şekil ve muhteva değiştirmeye zorlayan bir evreden geçerken, şehitlerimizi kendi inançlarının gerektirdiği örfle, kendi topraklarına gömmenin vaktinin de geldiğini düşünüyorum." |
Tekbir'in nağmelerinin İslam dünyasında sadece bize has olduğuna dikkat çeken Bardakçı, söz konusu eserin makamıyla ilgili yapılan yorumları böyle aktardı:
TEKBİR MARŞINDA MAKAM VE USÜL ANLAŞMAZLIĞI ÇÖZÜLMELİ
-Eserin makamının ne olduğu konusunda görüş birliği yoktur. Bazı musiki bilginlerine göre Segâh, bazılarına göre Irak makamındadır; Halife Abdülmecid Efendi’ye göre, burada tekrar yayınladığım notadan da anlaşılacağı gibi minör tondadır.
Çalınması istenen Tekbir'in ritminin tartışmalı olduğunu belirten yazar, "Eserin “iç ritmi” vardır ama eski üstadlara göre “usulsüzdür” ve serbest okunur. " diye yazdı.
20. asrın ilk çeyreğinden itibaren Tekbir’i belli bir usûl ile kaydetme çabasına girişildiğine dikkat çeken yazar, yazısını böyle tamamladı:
"Meselâ kütüphanemde eserin notaya alınmış yedi-sekiz değişik versiyonu vardır ama hemen hepsinin usûlü, bazen de makamları farklıdır; Halife Abdülmecid Efendi ise Tekbir’i 4/4 yani dört dörtlük olarak kaydetmiştir.
-Şopen’in Cenaze Marşı’nın yerini Tekbir’in alması tabii ki son derece doğru bir karar olacaktır ama bu mühim değişiklik tartışılırken önemli bir meseleyi unutmamamız gerekir: Tekbir “cumhur”, yani toplu halde okunan bir eserdir ve resmî cenaze musikisi kabul edildiği takdirde bando ile icrası şart olacak, dolayısı ile öncelikle makamı ve usûlü konusundaki anlaşmazlıkların halledilmesi, orkestrasyonun da buna göre yapılması gerekecektir.
Bundan beş buçuk ay önce başlattığım tartışmanın dallanıp budaklanmasından gayet memnunum!"